Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Türkiye’ye ikincil plastik hammadde ithalatının yasak olduğu da göz önünde bulundurularak, Türkiye plastik sanayinin ikincil hamaddeye erişiminde tek yol olan atık ithalatında yasaklamadan ziyade denetlemenin arttırılması yoluna gidilmeli” dedi.
Küresel tedarik zincirinin geri dönüştürülmüş ürün talebi artıyor!
Son yıllarda gelişmiş ülkelerin tüketici taleplerinde bir değişim yaşandığını ve geri dönüştürülmüş hammaddeden üretilen ürünlere talebin hızla arttığının altını çizen Gülsün: “Bu talep artışına bağlı olarak küresel markaların tedarik zincirleri üzerinde geri dönüşüm hammadde kullanma kotaları koyduğunu görüyoruz. Ülkemizin ana ihracat pazarlarının başında gelen AB’de ambalaj ve otomotiv başta olmak üzere birçok endüstri bu trendi izlemekte ve %100’e yaklaşan iddialı hedefler ortaya koymaktadır. Türk plastik geri dönüşüm sektörümüz, ülkemiz ihracatçısının bu artan talebini şimdilik karşılayabilmekte lakin geri dönüşüm sektörünün ana girdisi olan atık ithalat yoluyla temin edilmekte. Ülkemizin toplama ve ayrıştırma altyapısının yeterince gelişmiş olmaması sebebiyle atığımızın büyük bir kısmı geri dönüşüme uygun değil bu sebeple geri dönüşüm sektörü ithal ettiği geri dönüştürerek Türk plastik sektörü için hayati öneme sahip ikincil hammadde haline getiriyor. Mevzuat gereği ülkemize ikincil hammadde ithalatının yasak olduğunu da göz önünde bulundurursak, geri dönüşüm sektörünün hammaddesi olan atığa erişiminin engellenmesi Türk plastik sektörünün de 2 milyar doların üzerinde ihracat yaptığı AB pazarlarına ihracatının durması anlamına gelecektir” dedi.
Sıfır Atık hedeflerinin yakalanması için geri dönüşüm sektörü korunmalı!
Sözlerine devam eden Selçuk Gülsün: “Ülkemizde sıfır atık hedeflerinin yakalanması için toplama ve ayrıştırma sistemimizin geliştirilmesi ve geri dönüşüm sistemimizin korunması gerekiyor. Eğer toplama ayrıştırma sistemi geliştirilmeden atık ithalatını yasaklarsak uygun kalitede atığa erişemeyen geri dönüşüm sektörü ülkemizde tutunamayacak ve yatırımını ülke dışına taşıyacak ya da kapısına kilit vurmak zorunda kalacaktır. Bu sebeple ülkemizin atıkları ekonomik değeri haiz olacak şekilde geri dönüşüm sistemine kazandırılabilinceye kadar bu sektörün atığa erişiminin tek yolu olan ithalata izin verilmelidir” dedi.
Etki analizi yapılmadan mevzuatta değişikliğe gidilmemeli!
Belirli atıkların ithalatının yasaklanacağına dair basında çıkan haberlerin sektörde rahatsızlık yarattığını söyleyen Selçuk Gülsün: “Sektör temsilcileri ile karşılıklı konuşmadan ve herhangi bir etki analizi yapılmadan atılacak adımlar telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açacaktır. Bakanlığımızın karışık atıkların ülkemize ithalatının yasaklanması ile ilgili bir çalışma içerisinde olduğunu biliyoruz lakin bu yasağın hayata geçirilmesi polyamid, ABS ve polikarbonat gibi yüksek katma değerli mühendislik plastikleri atıklarının da ülkemize girmesini engelleyecektir zira tüm bu ürünler ülkemize aynı ürün kodu ile giriş yapmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla Bakanlığımız bu yüksek katma değerli atıkların ithalatının yasaklanması durumunda otomotiv sektörüne plastik ürün üreten işletmelerimizin ikincil hammadde kullanım kotasını nasıl yakalayacağına dair bir çalışmayı henüz yapmamıştır. Bu gibi etki analizleri yapılmadan çok geniş bir üretim ağını etkileyen adımların atılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Denetim arttırılmalı!
Kamuoyunda artan çevresel kaygıları paylaştıklarını belirten Gülsün: “Ülkemizin belirli bölgelerinde ortaya konan manzaralar hepimizin içini parçalamakta. Şüphesiz ki hepimizin ortak kaygısı gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir ülke bırakmak lakin plastik geri dönüşüm sektörü tüm ülke sathına yaygın bir yapıya sahipken bu görüntülerin sadece belirli bir bölgeden yaypılıyor olması ortadaki sorunun atık ithalatından değil yetersiz denetimden kaynaklandığını gözler önüne seriyor. Daha önce ilgili kamu kurumları ile paylaşmış olduğumuz elektrik, su ve işgücü gibi üretim girdilerinin takibi, lisans öncesi altyapı yeterlilik analizi, bakaya atıkların gönderildiği bertaraf tesisinin bilgilerinin kontrolü ve yüksek miktarlı ithalatlarda yerinde tespit gibi denetim tedbirlerinin hayata geçirilmesi durumunda yasalamızda suç kabul edilen fiilleri işleyenlerin tespiti çok daha kolay gerçekleştirilecek ve çevre sorunları ortadan kaldırılacaktır” dedi.