Orman İzin Bedelleri Madencilik Sektöründe Yatırımları Durdurma Aşamasına Getirdi-AGÜB, AMD, TMD, TUMMER

Orman Bedelleri hakkında Agrega Üreticileri Birliği (AGÜB), Altın Madencileri Derneği (AMD),
Türkiye Madenciler Derneği (TMD), Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği
(TÜMMER) ile beraber ortak basın açıklaması yaptı.

 Basın açıklaması aşağıda bulunuyor:


Sanayinin tüm kollarına sağladığı girdi nedeniyle ülkelerin kalkınmasında lokomotif rol
üstlenen madencilik sektörü, Türkiye’de orman izin bedellerinin çok yüksek olması nedeniyle arama
ve işletme faaliyetleri artık sürdürülemez hale geldi. Madencilerin çoğu havlu atmaya başladı.

ÜRETTİKÇE VERGİ ALINMALI

Maden arama ve işletme faaliyetleri, ülkemizin maden varlığının tespit edilmesi ve ekonomiye
kazandırılması nedeniyle kamu yararına yapılan faaliyetlerdir. Maden faaliyetleri teşvik edilmesi
gereken faaliyetler olup devlete ait taşınmazlarda arazi izin bedeli alınmamalıdır. Henüz yeni bir
maden keşfetmeden, hiçbir şey üretmeden yatırımcı çok ağır izin bedelleri ile mağdur edilmemelidir.
Madencilik yatırımları ve üretimleri desteklenmeli üretimden vergi alınmalıdır.

İZİN BEDELLERİ YATIRIMCININ ELİNİ KOLUNU BAĞLAMAKTADIR

Tüm dünyada, madencilik faaliyetleri için ödenen mülkiyet izin bedelleri, toplam proje yatırımın
%2’sini bulmazken ülkemizde orman arazilerinde bu oran %48’leri bulmaktadır.
Kanada gibi madencilik faaliyetlerinin en çok yapıldığı ülkelerde orman arazilerinde alınan izin
bedeli hektar başına yaklaşık 4 Kanada Doları (12 Türk Lirası) iken ülkemizde ağaçsız orman
alanlarında (üzerinde ağaç olmayan yerlerde) bu bedel hektar başına 25.000 TL, ağaç olan alanlarda
ise durumuna göre 50.000 TL ye kadar çıkmaktadır.

Maden ruhsatının bulunduğu bir ilde örneğin Çanakkale ilinde, (Lapseki İlçesi, Şahinli Köyü)
özel şahsa ait 1m2 araziyi 0,92 TL ödeyerek satın alabiliyorsunuz.

Aynı yerdeki arazi şayet orman sayılan alan kapsamında ise üzerinde tek bir ağaç bile olmasa
dahi 1 m2 yerin geçici olarak kiralanması için Orman Genel Müdürlüğü’ne 2,53 TL/m2 kira bedeli
ödenmektedir.

Üstelik bbu kira bedeli her yıl yeniden değerlendirme oranlarına göre arttırılmaktadır. Bu
bedellere bağlı olarak maden yatırımcısı 15-20 yıl süren maden arama ve işletme döneminde yatırıma
harcadığı paranın %48’ini kira öder gibi orman idaresine ödemektedir.

Ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 28,6’sı orman sayılan alanlardır. Sürekli artan orman izin
bedelleri nedeniyle 20 yıllık bir proje süresince ormana ödenen kira bedeli yöredeki özel mülkiyete ait
arazinin satın alma bedelinden yaklaşık 50-70 kat daha fazla hale gelmiş durumdadır. Orman Genel
Müdürlüğü madencilerden ağaçlandırma bedeli, arazi tahsis bedeli, altyapı bedeli, atık depolama
bedeli, yol bedeli, rehabilitasyon bedeli diye birçok izin bedeli almaktadır. O kadar ki üzerinde tek bir
ağaç olmayan yerlerden bile sanki ağaç varmış gibi bedel ödüyoruz.

YÜKSEK BEDEL İTHALAT DEMEKTİR

Çok yüksek izin bedelleri yüzünden Türkiye kendi yeraltı kaynaklarını arayamaz ve işletemez
hale gelmiştir. Bunun faturasını ülke olarak her sene daha fazla kömmür, demir, altın, alüminyum, bakır,
kurşun, çinko vb ithal ederek ödüyoruz.

ORMAN ARAZİLERİNİN BİNDE 2’ SİNİ KULLANIYORUZ

Orman Genel Müdürlüğü sürekli arttırdığı izin bedelleri sayesinde, gelirlerinin yaklaşık % 60’nı
orman sayılan alanların yaklaşık binde 2’sini kullanan madencilerden almaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de orman arazileri her yıl binde 3 oranında
artış kaydetmektedir. Maden üretimleri için verilen izin alanlarının toplamı orman sayılan alanların
sadece binde 2’sini teşkil etmektedir. Yani madencilik faaliyetleri için verilmiş tüm izinler bir yıllık
orman artışından bile azdır.

İZİN BEDELLERİNİN YÜKSEKLİĞİ CARİ AÇIK OLARAK GERİ DÖNÜYOR

Türkiye demir-çelikte yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar, demir dışı metaller ve kıymetli metallerde
metal fiyatlarındaki değişime ve talebe bağlı olarak yılda 7-10 milyar $, kömür ithalatına yaklaşık 5
milyar $ olmak üzere madencilikte 16-20 milyar dolar net cari açık veren bir ülke durumundadır.
Üstelik sanayimiizin ihtiyacı olan maden ve metallerin ithalatına ödediğimiz para her geçen yıl
artmaktadır.

Orman izin bedellerinin sürekli arttırılması Türkiye’yi üretemeyip ithal eden ülke konumuna
getirmiştir.

ATILAN ADIM NE YAZIK Kİ KAN KAYIBINI DURDURMADI

Madencilik sektörünün yaşadığı derin sancıyı gidermek için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
yatırımcı bir bakanlık olarak madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak ve ülkemizin yeraltı kaynaklarının
ekonomiye kazandırılması için maden projelerini yapılamaz hale getiren orman izin bedellerinin
yeniden düzenlenmesine yönelik olarak Orman Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur.
28 Aralık 2017 tarihinde 7061 sayılı kanunla orman izin bedellerinde düzenleme öngören bir
değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklik madencilik sektöründe yatırımların önünü açan bir değişiklik
olmamıştır. Bulunan ilaç ne yazık ki, madencilik sektörünün kanayan yarasına merhem olamamış ve
sektör hızla kan kaybetmeye devam etmektedir. Orman ve Su işleri Bakanlığı yasanın sadece 28
Aralık 2017 tarihinden sonra verilecek yeni ruhsatlara uygulanacağını savunmaktadır.
Uygulamada çok az sayıda ruhsatın faydalanabileceği ve üstelik haksız rekabete neden olacak bu
düzenleme sektörde tam bir hayal kırıklığına neden olmuştur.

PANSUMAN YETMEZ CERRAHİ MÜDAHALE ŞART

Gelinen aşamada, astronomik orman izin bedelleri nedeniyle ülkemiz kendi maden potansiyelini
değerlendiremez hale gelmiştir. Pansuman niteliğindeki tedbirler yerine ülkenin kalkınmasında kilit
rolü üstlenecek sektörlerden biri olan madencilik sektörüne cerrahi müdahalenin yapılması
gerekmektedir. Bu nedenle ülkemizde madencilik yatırımlarını kolaylaştıracak ve teşvik edecek, bir
yatırım ortamının acilen sağlanması gerekmektedir.

SANAYİMİZİ DIŞA BAĞIMLI OLMAKTAN KURTARABİLİRİZ

Türkiye, 2030 yılına kadar 400 milyar dolarlık kentsel dönüşüm ve konut, 350 milyar dolarlık
ulaşım, 100 milyar dolarlık enerji, 100 milyar dolarlık altyapı yatırımları ayrıca 400 milyon adet beyaz
eşya (buzdolabı, çamaşır makkinesi, bulaşık makinesi, fırın), sayısını tam olarak bilemediğimiz
otomotiv, kara ve deniz ulaşımı araçları, savunma sanayi araç gereçleri, elektronik eşya, iş makineleri
yatırımlarının ihtiyaç duyacağı maden ve metalleri ithal etmek için milyarlarca dolar
ödemeye mahkûm edilmemelidir.

Madencilik sektörünün önünün açılması demek, Türkiye’nin ithalat kıskacından kurtulması
demektir. Madencilik sektörüne yapılacak en ufak destek, vatandaşa istihdam, ülkeye katma değer
olarak kat be kat geri dönmesi demektir. ‘Yerli’ ve ‘Milli’ sanayinin temellerinin sağlam atılması
demektir. Madencilik sektörünün güçlenmesi demek Türkiye’nin dışa bağımlı olmadan daha hızlı
kalkınması demektir.

ÇÖZÜM BEKLİYORUZ

Madencilik sektörünün havlu atmasına yol açan orman mülkiyeti izin bedellerinin düşürülmesi
konusunda Enerji Bakanlığınca can suyu niteliğinde önemli bir adım atmasına ve yasanın çıkmasına
rağmen ne yazık ki halen orman izin bedellerinin düşürülmesi konusunda gerekli düzenlemeler hayata
geçirileemedi

Güçlü ve sürdürülebilir bir madencilik sektörü sayesinde sanayimizin ihtiyaç duyduğu
hammadde ve ara malları ithal etmekten kurtulup kendi kaynaklarımızdan karşılayabiliriz. Güçlü bir
madencilik sektörünün yaratılabilmesi ve kendi maden varlıklarımızı araştırıp ekonomimizin
hizmetine sunabilmemiz için sorunlarımıza acilen çözüm bulunmasını istiyoruz.
Bu çerçevede, Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel
Eroğlu’nun bir an önce madencilik sektörünün temsilcilerini kabul ederek
sektörün yaşadığı büyük sıkıntıların giderilmesi noktasında adım atılmasını talep
ediyoruz.

Ayrıca; madencilik sektörünün yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi ve
ülkemize katma değer olarak sunulması amacıyla Sayın Enerji Bakanı Berat
Albayrak ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman
geçirilmeden konuya el koymaları, sektördeki kan kaybının durdurulması
konusunda hayati bir önem taşıdığını yüksek takdirlerine sunuyoruz.



Facebookta Paylaş