Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, "Çıraklığını yapmadığınız işin ustası olamazsınız." dedi.
"Patronca Sohbetler" etkinliğinde konuşan Orakçıoğlu, 1970'li yılların ikinci yarısında satılmayan seri sonu gömlekleri satmaya çalıştığını, günde 1-2 tane sattığını, bazen de satamadığını, kalabalık yerlerde ise günde 5-6 gömlek sattığını anlattı.
"Çıraklığını yapmadığınız işin ustası olamazsınız" ifadesini kullanan Orakçıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversite yıllarında abim ve kardeşim ile birlikte ufak bir iş yerimiz vardı. Ben çok kalamadım. Daha sonra oranın ürün tedariki ile ilgili İstanbul'dan destek verdim. İnanılmaz bir rekabet oldu ve farklılık yaptı. İstanbul'da benim başlangıcım 1986'da Osmanbey'de Samanyolu Sokak'taydı. İstanbul, o zamanlar daha çok yağmurluydu. Bir gün kendime ait bir araba ile sahil yolunda... Aracın ya benzini bitti ya da silecekleri koptu. O yağmurlu havada araba durunca arkadaki arabalar korna çaldı. Çaresizlik içerisinde arabayı ittim. O zaman 'İstanbul seni yeneceğim' diyerek arabaya bir tekme attım."
- "Beni en çok etkileyen şey 'hocam' denilmesi"
Süleyman Orakçıoğlu, 2001 krizinde Las Vegas'ta olduklarını, orada tekstil sektörü ile ilgili en büyük fuara katıldıklarını ve çok güzel siparişler aldıklarını ifade ederek, "Hiç unutmuyorum, 'siparişleri en kısa zamanda hazırlayacağız' diye Türkiye'ye geldik. 16 Şubat'tı, 19 Şubat'ta ise 2001 krizi oldu. Bir anda tüm sektörün ileri gelenleri ile toplantılar yapmaya başladık." şeklinde konuştu.
Kendisini en çok etkileyen konunun "Hocam" denilmesi olduğunu belirten Orakçıoğlu, "Çünkü Mimar Sinan Üniversitesi'nde 15 yıldır marka yönetimi dersi veriyorum. Akademisyen kimliğim var." dedi.
Çocukluğunun Elazığ'da geçtiğini ifade eden Orakçıoğlu, şunları kaydetti:
"Aile olarak, bizi herkes Elazığlı bilir ama en önemli konu ise rahmetli dedemin kurucu meclis milletvekili olması. Rahmetli babam da Ankara Kaleiçi'nde doğmuş ve rahmetli dedem Atatürk'ün ilk kurduğu kurucu Meclis'te yaklaşık 200 kişiden biri... Meclis katibi olduğu için bütün yazılar da o dönemde kendisinin el yazısı ile yazılmış. Bu bizim ailemiz için çok önemli bir gurur. Sonrasında da Ankara'nın ilk imar müdürlüğünü yapmış. Daha sonra Kızılcahamam, Elbistan gibi ilçelerde kaymakamlık yapmış. Daha sonra kız kardeşinin eşi Elazığ Valisi iken gidip Elazığ'a yerleşmişler. Ben çocukluğumu Elazığ'da doya doya yaşadım. Bahçeli evde, kümesteki hayvanların altından yumurtaları alırdım. Öğrencilikte başarılı bir öğrenciydim. Çok ders çalışmazdım ama dersi derste dinlerdim."