MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan'ın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hatırlanacağı üzere Şubat 2021 dönemine ilişkin tüketici fiyatları artışı %15,61 ile son 19 ayın, yurtiçi üretici fiyatları artışı ise %27,09 ile son 21 ayın zirvesini görmüştü. Bu dönemde çekirdek enflasyon göstergeleri de enflasyondaki artışın süreceğinin sinyalini vermişti. Aynı zamanda son dönemde küresel tahvil getirilerindeki yükselişe bağlı olarak TL’nin de baskı altında kaldığını görmüştük. Bu gelişmeler ışığında piyasalarca T.C. Merkez Bankasının faiz artırımı kararına kesin gözüyle bakılmakta ve buna göre bir pozisyon alınmaktaydı.
Elbette 100 baz puan çevresinde yoğunlaşan tahminlerin oldukça üzerindeki bu artış piyasaların beklediği bir gelişme değildi. Bu noktada başta gıda ve emtia olmak üzere küresel piyasalardan kaynaklanan fiyat artışlarının T.C. Merkez Bankasının etki alanının dışında kalması sebebiyle, enflasyonla mücadelenin yalnızca politika faizi enstrümanı ile sürdürülmesinin yeterli olmayacağı kanaatindeyiz.
Konjonktür gereği yapılan ve aslında TCMB’nin hem Merkez Bankacılığının temelini oluşturan beklenti yönetimi hem de Türkiye'nin CDS primlerini iyileştirme politikasının sonucu olarak girdiği bu patikada önden yüklemeli faiz artışının piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde bir düzeyde gerçekleşmesiyle, bundan sonra atılacak adımların iş dünyasının yatırım hevesi ve borç yapılandırması adına nasıl bir seyir izleyeceğini görmek gerekecektir.
1,9 trilyon dolarlık bir ABD teşvik paketi ardından dünyada artan dolar arzı karşısında gelişmekte olan piyasaların bu akımdan olumlu anlamda pay almaları ve kendi para birimlerindeki değerlenme sürecini destekleyici politikalara başvurması anlaşılır bir durumdur. Ancak burada iki önemli husus söz konusudur: Yüksek faizin iyi iç piyasadaki talep üzerindeki etkisi ve dış ticaretin cari denge adına olumlu işletilmesi için uygun Dolar/TL düzeyinin bulunması.
Bir başka beklenti ise Merkez Bankasının dolarizasyon yönetimi konusunda atacağı adımlar ve dolar alım ihalelerinin ne zaman başlayacağıdır. İş dünyası olarak bu endişeleri taşımakla beraber, alınan kararın bilhassa yurtdışı piyasalarda TCMB bağımsızlığı ve yönetişim itibarı açısından olumlu neticeler getirmesini temenni ederiz.
Neticede bu geçici bir süreçtir ve enflasyon hedeflerinin tutması adına rahatlatıcı verilerle beraber faizde indirim sürecinin de bu kez kalıcı bir şekilde sağlanması için uygulanan konjonktürel bir zorunluluk olarak değerlendirmek isteriz.
MÜSİAD olarak; söz konusu artışla birlikte %19 seviyesine yükselen politika faizinin ekonomik aktivitedeki canlılığı baskılamaması adına, geçtiğimiz günlerde konut satışlarında taksit sayısı sınırlaması kaldırılması ve otomobil satışlarındaki sınırın esnetilmesi örneklerinde olduğu gibi, ilave adımların atılacağını temenni ediyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Reform Paketi de ekonominin yönünün pozitifte tutulması noktasında reel sektörün elini rahatlatacaktır. Reformların açıklanmasının ardından yapmış olduğumuz açıklamalarda ifade ettiğimiz gibi, yeni dönemde en büyük önceliğimizin fiyat istikrarı olması, iş dünyasını için memnuniyet vericidir. Bu kapsamda enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi'nin tesis edilecek olmasını oldukça önemsiyor; kalıcı bir fiyat istikrarının sağlanabilmesi adına enflasyonla topyekûn bir mücadeleye girişmenin önemini vurguluyoruz.