Bu makro görünüm raporumuzda, son makro gelişmeler ışığında
yatırımcılarımızdan gelen sorulara cevaplar verirken, olası gelişmelere ilişkin
bir perspektif sunmayı ve öngörülerimizi paylaşmayı amaçlıyoruz.
1) Yerel seçim sonuçlarının ardından sıkılaştırıcı ekonomi
politikalarından geri dönüş ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yerel seçim sonuçlarının mevcut iktidarın istediği şekilde sonuçlanmaması
nedeniyle mevcut ekonomi politikalarından geri dönüleceğini
düşünmüyoruz. Bunun en önemli nedenini de, mevcut sıkılaştırıcı politikalarla
bile resmi rezervlerde son dönemde ciddi bir erime görüldüğü bir ortamda,
genişleyici politikaların sürdürülebilir olamayacağı yönündeki düşüncemiz
olarak özetleyebiliriz, ki zaten genel seçimler öncesinde uygulanan hetorodoks
politika seti sürdürülemeyeceği için ortodoks politikalara geri dönülmüştü. Biz
aksine, yerel seçim sonuçlarının mevcut politikalara devam etme
motivasyonunu arttıracağını düşünüyoruz. Bununla beraber, yerel seçim
sonuçlarının mevcut politika seti altında alınacak kararlarda, özellikle de maliye
politikasında bazı yumuşamalara neden olması ihtimalini de dışlamıyoruz;
beklenen kamusal fiyat ayarlamalarının miktarının düşürülmesi/ötelenmesi,
emekli ve memur maaş artışlarının yükseltilmesi gibi. Bu da ilerleyen süreçte
enflasyondaki düşüşü sınırlandırabilir.
2) Kurlarda seçimlerin ardından geçen yıl olduğu gibi sert bir yükseliş
olabileceği endişeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ekonomi yönetimi ilk çeyrekte öngördüğümüz gibi TL’de reel değerlenme
öngören ve kurların tedrici şekilde yükseldiği stratejisine bağlı kalmaya devam
etti. Ancak, bu stratejinin sene başında düşünülenden daha fazla rezerv
kaybederek sürdürülebildiği ve bu kayıpların son haftalarda iyice güçlendiği
görülüyor. Brüt döviz rezervlerimizde Aralık’ın son haftasından bu yana
yaşanan kayıp 20 milyar $’a ulaşmış durumda. İlgili dönemde TCMB’nin
bankalarla swap pozisyonlarındaki artış da dikkate alınırsa, rezervlerdeki
düşüşün 29 milyar $’a ulaştığı söylenebilir, ki bunun 17 milyar $’lık kısmı
sadece Mart ayı içinde gerçekleşti. Rezerv kayıplarının son dönemde
yoğunlaşmasının arkasındaki ana neden de pek tabi kurlarda seçimlerin
ardından sert bir yükseliş olacağı beklentisiyle artan döviz talebi oldu. Buna
dövizden dönüşümlü KKM hesaplarının tasfiyesi süreci ve de portföy
girişlerindeki yavaşlama da eşlik edince rezervlerdeki erime güçlendi.
20 Aralık 2023’te yayınladığımız Strateji Raporumuzda, dış ticaret
dinamiklerini, reel kur seviyelerini ve potansiyel bireysel döviz talebini göz
önünde bulundurarak kurlarda yıl içinde (seçimlerin ardından) %10-15’lik bir
yükseliş potansiyeli olabileceğini ifade etmiştik. Ancak, rezervlerdeki kayıpların
hızlanmasına ek olarak iç talepte düşündüğümüz ölçüde bir yavaşlama
olmaması, aksine son dönemde yeniden ivmelenmesi, ilk 2 aydaki enflasyon
rakamları sonra beklentilerin bozulması ve en önemlisi dövizde artış olacağı
yönünde artan spekülasyonların “kendi kendini gerçekleştiren kehanete”
dönüşme riski yaratması nedeniyle, açıkçası TL’nin daha sert bir değer kaybına
maruz kalabileceğinden endişe etmeye başlamıştık. TCMB’nin mart PPK
toplantısında gerçekleştirdiği 500 bazpuanlık faiz artışı bu endişelerimizi
önemli ölçüde törpüledi. Seçimlerin hemen öncesinde gerçekleştirilen bu faiz
artışının, mevcut politikaların devamlılığına ilişkin güçlü bir sinyal olarak
algılanması bu görüşümüzdeki temel etken oldu.
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.