Rekabetçi güç elde etmek amacıyla uygulanan yüksek kur politikasının tahrip maliyeti Türkiye ekonomisi için çok çok ağır oldu: İş gücü, kira ve arazi maliyetlerini ve en önemlisi hane halkının satın alma gücünü düşürmek yamacıyla İthal talebini azaltmak için tetiklenen yüksek kur uygulamasının maliyeti Türkiye ekonomisi için çok çok ağır oldu. Beklenen ve planlanan her şey tersine döndü, düşmesi beklenen enerji fiyatları, ithalat, cari açık, döviz fiyatları ve enflasyon beklenenin tersi yönünde olağan üstü arttı.
Dış borç ve ithalat ödemelerinde ortaya çıkan riskli alan realitesi nedeniyle, yürütülen döviz satış işlemlerine zorunlu olarak son günlerde ara verilmiş durumda: Bilinçli olarak başlatılan kur artışlarının bu kez tam tersi olarak dizginlenmesi için kamu yönlendirmeleriyle yürütülen döviz satış politikalarına son günlerde zorunlu olarak ara verilmiş durumda. Zira eldeki satılabilir döviz rezervleri bitmek üzere. Türkiye'nin yüksek dış borçlarının ve yüksek dış alım ödemelerinin yerine getirilmesi riskli alanda konumlanmış durumdadır.
Kur belli bir seviyeye ulaştıktan sonra-tahminen 16.-TL civarına- sabitlenme çabaları tekrar başlayacaktır. Ekonomik göstergeler arasındaki korelasyonu ve enflasyonu bir kenara bırakarak, sadece reel kur seviyelerini öne çıkaran Merkez Bankası, kur belli bir seviyeye geldikten sonra-tahminen 16.-TL civarına- KKM yükü nedeniyle tekrar sabitleme çabalarına devam edecektir. Ancak, kurların yukarı yönlü eğiliminin yapısal nedenleri ile mücadele edilmediği için bu aşamada ve sonrasında kur sabitlenme çabalarının beyhude olduğu aşikârdır.
Küresel sermaye akıntısının tersi yönünde kürek çeken Türkiye ekonomi politikalarının başarı olasılığı bulunmamaktadır. Geçmiş dönemlerde Türkiye açısında yardımcı konumunda seyreden dış ve çevresel konjonktür, bu kez Türkiye Ekonomi politikalarına tezat pozisyonunda yürümektedir. Örneğin, Ukrayna savaşı Türkiye'nin İthalat ihtiyacını iyice artırmakta, gelişmiş ülkelerin para politikaları Türkiye ekonomisinin dış finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını zorlaştırmakta ve pahalandırmaktadır.
Merkez Bankası, mevcut uygulamalarını çevresel atmosfere uygun hale getirmez ve ısrar ettikleri paradigmadan geri adım atmaz ise Türkiye ekonomisinin çok kısa süre içerinde tekrar kur ve dış şoklarla karşılaşması ve sermaye kontrollerinin artırılması kaçınılmaz olacaktır. Bugüne kadar döviz satışlarıyla kaçınılmaz olan bu sonucu erteleyen ekonomi yönetiminin satacağı döviz miktarı bitmiş ya da bitmek üzeredir. Ayrıca dış finansman akışları da durmuş durumdadır. Döviz fiyatlarında ve tedarikinde paralel piyasalar tekrar canlanmaya başlamıştır.
Gıda fiyatları başta olmak üzere yüksek enflasyon devam edecektir. Enflasyon hesaplamalarına dahil edilen mal ve hizmet grubunun yaklaşık %80'inde fiyatlar artış yönünde gerçekleştiğine göre, enflasyon genele sirayet etmiş ve bütün mal grupları birbirini tetikleyen duruma gelmiş demektir. En önemlisi Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme politikası ve negatif faizi sıfırlayacak niyeti ve gücü bulunmamaktadır.
Makro dengelerde yaratılan tutarsızlıklar, mal grupları arasında fiyat dengelerini bozmuş, finansal istikrarı tehdit eder hale gelmiş ve Türk Lirasının değer ölçüm gücünü zayıflatmıştır: Şu anda Türk Lirası mal ve hizmet gruplarının fiyatları arasında olması gereken göreceli dengeleri kurgulayamamakta ve gerçekçi ölçüm görevini yapamamaktadır. Bir para için en önemli hastalık, ölçüm aracı olma yeteneğini kaybetmiş olmasıdır. Mevcut durumda mal ve hizmet gruplarının alım satım fiyatları arasında anarşi durumu oluşmuş durumdadır.
Üretimin yarıdan fazlasının ithal edilen girdilere dayanmış olması, TL'ye uygulanan negatif faiz nedeniyle, döviz talebinin veya para ikamesinin, döviz kurunda oluşan baskının ve üretici fiyat endeksindeki artışın esas ve kalıcı kaynağı haline dönüşmüştür. Ancak kambiyo kısıtlamaları nedeniyle ödemelerin Türk Lirası üzerinden yapılması gerektiği için hem ödeme aşamasında ve hem de yeniden tedarik aşamasında döviz alış satış farkları çift taraflı olarak reel kesimden finansal kesime karşılıksız gelir olarak aktarılmaktadır. Karşılıksız bu gelir transferi üretici fiyatlarının da artmasının da bir başka sebebi olmaktadır. Dövizle ödeme yasaklarının kaldırılarak kur üzerinde yaratılan baskının ve negatif faiz politikasının ortadan kaldırılması şarttır.
Yüksek enflasyon ve negatif faiz ortamları işletme sermaye ihtiyacını olağan üstü artırmakta ve müşteri finansmanı başta olmak üzere birçok finansman alternatifinin devre dışı kalmasına sebep olmaktadır.
Merkez Bankası'nın gerçek bir finansal sıkılaşma programı uygulayarak varlık fiyatlarındaki yüksek seviyeleri aşağı çekmesi ve hane halkının kaybettiği satın alma gücünü yeniden kazandırması ve sermaye piyasasındaki vadeleri uzatması gerekir.
Cari açığın, borçlanma ve borçlanmaya dayalı olarak oluşan rezervlerle finanse edilme şekli aynen devam ettiğine göre, düşüş beklentileri anlamsız kalmakta ve bu durum döviz fiyatları üzerinde baskı yapmaya devam etmektedir.
Orhan Ökmen
Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.