Makro analiz (Sesmir)

Politik sistemin kurgusundaki ve küresel entegrasyon süreçlerindeki yapısal bozulmalar giderilmeden içeride sadece para politikasına ve/veya sadece hem para politikası ve hem de maliye politikasına terkedilen enflasyon mücadelesinde, Türkiye ekonomisi açısından başarı olasılığı bulunmayacağı artık iyice anlaşılmış olmalıdır. Üstelik Türkiye de maliye politikası da para politikasına entegre olamamıştır. Maktu vergi ve harçlar ile yönetilen yönlendirilen fiyatlar üzerinde yapılan kısmi değişiklik ver düzenlemelerle para politikasına yardımcı olunamadığı ve üstelik bu yöntemle hayatın rahatlatılmayıp daha da zorlaştırıldığı ortadadır.

Faiz dışı fazla vermeyen veya böyle bir hedefe odaklanmayan bütçenin varlığı göz ardı edilerek enflasyonla mücadele edildiğine ilişkin iddiaların tutarsızlığı geniş kesimler tarafından öğrenilmiş bulunmaktadır. Zira, Merkez Bankası’nın son aylarda iyice sıkılaştırıcı tedbirlerine rağmen Türkiye ekonomisinin talep koşullarındaki direncin bir türlü kırılmamasının sebebi maliye politikasındaki gevşeklik halidir.

Genel kabul görmüş literatüre göre, mevcut açıklar karşısında parasal etkisi %50’nin altında kalan tasarruf paketleri “zayıf”, %10’un altında olanların ise “yok” hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Şu anda uyulamaya konulan 150 milyar TL’lik tasarruf paketinin minimum düzeyde beklenen 2,5 trilyonluk açığa göre parasal etkisi % 5 civarında olup yok hükmündedir. Maliye politikası çerçevesinde hazırlanan tasarruf paketinin kapsamı hem nispi olarak hem de mutlak miktar olarak Türkiye ekonomisinin ihtiyaçları ve ekonominin somut beklentileri karşısında yok denecek kadar içeriksiz ve küçüktür.

Makro istikrar açısından kamunun bir bütün olarak küçülmesi mutlak bir gerekliliktir. Milli gelirin yaklaşık %6.5 ‘i civarında bir açık beklentisi karşısında, vergilerin artırılması veya içeriksiz / hacimsiz / göstermelik tedbirlere baş vurulması anlamsız ve zaman kaybettirici olup, kamunun bir bütün olarak küçülmesi mutlak bir gerekliliktir. Üstelik %6.5 civarındaki bir açık beklentisinin %10’lara kadar tırmanacağı da yüksek olasılıktır. Zira İlk dört ayda oluşan 700 milyar TL civarındaki bütçe açığı, Türkiye’nin makro istikrarı için açık bir tehdit göstergesidir.

 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş