Artan vergiler satın alma gücünde devam eden erozyonu daha da derinleştirecektir. En önemlisi, artış yoluyla sağlanacak vergi gelirlerinin harcanmasında gerekli tasarrufların sağlanmaması halinde öncelikle kamusal riskler daha da artacaktır.
Düşük kaliteli, geri teknolojili, düşük verimli büyüme problemine ilişkin dönüştürücü önlemler şu ana kadar hep gündem dışı kalmıştır. Türkiye’nin geleceğini daha da bozacak olan eğitim alanındaki kalite düşüklüğü ve çağ dışı fikirsel denemeleri giderek artmaktadır.
Düşük kaliteli ve anti çevresel büyümenin bu şekilde devam etmesi, birkaç yıl içerisinde Türkiye’nin demografik ve coğrafik avantajlarını vasat seviyenin dahi altına düşürecektir.
Negatif faiz alanının sıfırlanması yerine bir miktar daraltılması sorunlara hiçbir şekilde çözüm getirmeyecektir. Son faiz artışının ekonomi üzerinde pozitif bir etki sağlayamamasının nedeni negatif faiz alanının dışına çıkamamış olmasıdır.
Giderek daha da fazla yaygınlaşan yolsuzluk ve kayıt dışılığın yok edilmesi için herhangi bir çözüm üzerinde düşünülmemesi Türkiye’nin vergi tabanını ve vergi adaletini zayıflatmaktadır.
Uluslararası döviz rezerv birikiminde başlayan artış kanallarını kesintiye uğratacak ve döviz satışını tekrar başlatacak uygulamalardan önemle kaçınılması gerekir.
Enflasyonda baz etkisi sürecinin bitmesi, artan kur geçişkenliğinin yeniden başlaması, yapılmayan zamların ve vergi artışlarının yapılması eş zamanlı olarak temmuz ayında çakıştığı için enflasyon tekrar yukarı yöne evrilmiştir.
Türkiye de ücret zammı, fiyat artış sarmalına dönmüş durumdadır. Ücret zamlarının kaybedilen satın alma gücünü telafi etmesi artık söz konusu olmaktan çıkmıştır. Hayatın her alanına ilgilendiren yapısal ve yapışkan sorunlar çözülmeden ekonomik tedbirler artık işe yaramıyor.
Genel olarak düşük olan ve ancak eşit olmayan seviyelerde yapılan ücret zamları, emekli, memur, asgari ücretli kesimlerin arasında refah farklığı yaratmakta ve toplumsal adaleti bozmaktadır.
Türkiye’de vergi gelirlerinin milli gelir içerindeki %16 civarındaki payının en az %30’lara çıkartılması hedeflenmelidir. Kamu harcamaları artarken, daralan vergi tabanı kamu mali dengelerinde sistemik ve yapışkan bir sorun haline gelmiştir. Sağlık sistemine, askeri harcamalara, emeklilik başta olmak üzere genel sosyal güvenlik alanlarına, deprem ihtiyaçlarına, sübvansiyonlara, gerekçesi olmayan birçok transfer harcamalarına yönelik giderler ciddi yükler getirmektedir. Diğer taraftan, aflar, kayıt dışılıklar, objektif gerekçesi olmayan bazı istisna ve muafiyetler nedeniyle vergi tabanında oluşan sızıntılar, vergi yayınlaşmasını önlemektedir. Zira, vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payı karşılaştırılmalarında Türkiye birçok ülkenin gerisinde kalmakta ve bu fark giderek artmaktadır. Türkiye’de vergi gelirlerinin milli gelir içerindeki %16 civarındaki payının en az %30’lara çıkartılması hedeflenmelidir.
KKM kur giderlerinin Hazine’den MB’ına aktarılması, para politikasının enflasyonla mücadele gücünü zayıflatacaktır.
Vergi gelirlerindeki artışların kamu maliyesindeki artan harcamaları karşılama gücü hala zayıftır. Esasen kamusal harcamaların düşürülmesi, büyük kamusal yatırımların ertelenmesi, ciddi tasarruf tedbirlerinin alınması ve kayıt dışılığın zayıflatılması gerekmektedir.
Kurumlar vergisinde yapılan artışların, içinde bulunulan faaliyet yılını da kapsayacak şekilde başlatılmış olması, enflasyon yaratacak özellikte olup, kısa vadede üretim yapısını ve piyasa dengelerini negatif yönde değiştirecek niteliktedir. Ayrıca, ÖTV artışıyla akaryakıt fiyatlarında oluşacak yük tarım, sanayi ve bilumum üretim alanlarında TÜFE bazlı artışlara yol açacaktır.
Orhan Ökmen
Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.