Makro analiz (Sesmir)


Enflasyon karşıtı bir para politikası oluşturulmadan, enflasyonda düşüş beklemek anlamsızdır: Arz ve tedarik koşulları ile ithalat fiyatlarında normalleşme ve küresel koşullarda toparlanma öngörüsünde olan Merkez bankası, enflasyonla hiçbir şekilde bir mücadele edece bir para politikası oluşturmadığı halde baz etkisinin dışında yurt içi enflasyonda düşme beklemektedir.

Liralaşma stratejisi kapsamında uygulanan hedefli kredi, likidite ve çeşitlendirilmiş rezerv yönetimi gibi regülasyonların Türk lirasında istikrarı koruyacağını beklemek içi boş bir beklentidir. Öncelikle ikili döviz kurunun oluştuğu ve bu kurlar arasındaki makasın hemen hemen %10’lara ulaştığı bu konjonktürde TL’nin değerinin istikrarlı olduğunu iddia etmek doğru değildir. İkincisi TL de istikrar olmadığı halde olmayan ısrarla enflasyonda dengelenmeye katkı sağlayacağının iddia edilmesi dayanaktan yoksundur.

Liralaşma stratejisi, Türk Lirasının önceliklendirilmesi değil, dövize endekslenerek bizatihi dolarizasyonun artırılmasıdır.

Faiz aracının serbestçe kullanılma inisiyatifi yoksa, enflasyonunun yönü üzerinde etkinlik sağlanamaz ve önden yüklemeli regülasyonların ilave yükler dışında herhangi bir başarı elde edileceği beklenemez. Para politikası ve fiyatlama davranışlarını ilgilendiren yapısal konularda politika araçlarının enflasyonda öngörülen düşüş ile uyumlu şekilde kullanılacağı söyleniyor ise, faiz aracının serbest kullanım inisiyatifinin olması gerekir.

İktisadi faaliyetlerin yukarı yönlü hareketinde etkili olan yurt içi talebin artış gerekçesi, satın alma gücündeki zayıflamanın önlenmesi çabası olup, orta vadede yurt içi talebin destekleyici rolü tamamen tersine dönecektir.

TUİK ’in yayımladığı enflasyon verilerinin girdi olarak kullanılması sonucunda, iddia edildiği gibi Türk parasının değerli değil, tam tersi % 20 civarında aşırı değersizleştiği hesaplanmaktadır. Dolayısıyla dış satımcıların ve döviz spekülatörlerinin düşük kur şikayetleri teknik olarak doğru değildir. Güncel net ihracatın milli gelir içindeki payının tarihsel ortalamaların üzerindeki seyretmesi bunu ispatlayan en açık göstergedir. Son iki yılda gerçekleşen satın alma gücü transferlerinde ihracatçıların elde ettikleri kazanç akımlarının devam etmesini sağlama adına TL aşırı değerlenmiştir algısı yaratılmaktadır.

Hizmetler sektörünün artan talep desteği, ara malı ve enerji ithalatının sürekliliği cari işlemler açığını kalıcılaştırmaktadır. Ayrıca altın ve tüketim malı ithalatındaki gelişmeler ise cari işlemler açığının volatilitesinde en temel itici faktörlerdir. Dolayısıyla bu faktörlerin gelişimlerini serbest piyasa koşulları içerinde yönetilip yönlendirilmesi ve temel olarak da döviz kazancını artırıcı uygulamalara ağırlık verilmesi mali politikaların ve makro ihtiyatı tedbirlerin ana amaçları olmalıdır.

Gelişmekte olan ekonomilere yönelik tekrar artmakta olan küresel portföy girişlerinin hedefinde uzun süredir Türkiye yer almamakta ise de bu kez seçimler sonrasında uygulanacak olan ekonomi politikalarının netleşmesi beklenmektedir.

Küresel düzeyde bankacılık sektöründe ortaya çıkan kırılganlıklar nedeniyle, gelişmiş ülke merkez bankalarının uygulamakta oldukları sıkı para politikasının küresel ölçekte finansal istikrarın bozulmasına yol açacağı yönündeki beklentilerin inandırıcılığı ve haklılığı zayıftır. FED başta olmak üzere, diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artış döngüsünün zayıflayacağı yönündeki beklentilerin nedeni, resesyon korkusu değil, enflasyon artışlarındaki yavaşlama sinyallerinin ortaya çıkmasıdır.

Türkiye ekonomisinin dış talep görünümü seçim sonucuna bağlı olmaksızın orta ve uzun vadede pozitiftir. Gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetlerinin olumlu seyretmesi, savaşa dair oluşmuş risklerin büyük ölçüde baypas edilmesi, küresel resesyon kaygılarının ortadan kalkması ve küresel büyüme eğilimlerinin daha da artması gibi gelişmeler dış talebin yükselerek devam edeceğini göstermektedir.


 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.