Makro analiz (Sesmir)

Avrupa ekonomilerindeki sorunların azalması, TL’nin 2023 yılı değerinde istikrar eğilimini güçlendirecektir. Döviz kurları üzerindeki baskı ihracatın seyrine, ihracatın seyri ise AB ülkelerindeki daralmanın akıbetine göre şekillenecektir. Enerji fiyatlarındaki gerilemeler, arz kısıtlılığına neden olan tedarik ağlarındaki sıkışıklığın giderilmeye başlaması 2023 yılında AB ekonomilerinde toparlanmayı kolaylaştıracağı beklenmektedir. AB ekonomilerindeki dipten dönüş ihracat artışı kanalıyla TL’nin değeri üzerindeki baskıyı zayıflatacaktır.

 Canlandırıcı seçim politikalarının uygulanmaya başlanması ise TL’nin dış değeri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaktadır: Son üç çeyrekte devam eden ekonomik durgunluk ortamında canlandırıcı seçim politikalarının uygulanmaya başlanması ise TL’nin dış değeri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaktadır. Artan ve daha da artması beklenen bütçe harcamaları ve zorlanacak olan kredi kanalları, yüksek dış ticaret ve cari açık seviyeleri üzerinden TL’nin değerini olumsuz etkileyecektir.

 Matematiksel kurallar ve istatistiğin dönemsel ölçüm özellikleri nedeniyle enflasyonda düşüş yönlü baz etkisi başlamış olmakla beraber, alışılmış davranışsal atalet ve katılık, piyasa güveni kazanamamış olan para politikası ve enflasyona karşı ilgisizlik paradigması devam etmektedir.

 Türkiye de maliyet veya talep artışlarıyla ilgisi olmayan “fırsatçı-şımarık enflasyon” ve “cehalet enflasyon” türleri, üreticiler, toptancılar, perakendeciler ve stokçular arasında oldukça yaygın olması, genel enflasyonun tahribatını daha da artırmaktadır. Talebe ve maliyete bağlı olmayan fiyat artışlarının toplam enflasyon içerinde önemli ve dengeleri bozucu bir yer işgal ettiği gözlenmektedir. Ayrıca, bu türlü fiyat artışları maliyet artışlarının zaman yayılması gereken yansıma etkisinin daha erken realize olmasına sebep olmaktadır.

 “Fırsatçı-şımarık enflasyonu” ve “cehalet enflasyonu” türlerinin önlenmesinin en önemli yolu, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, en son yapılan zammın tarihi ve zam tutarının fiyat etiketlerinin üzerine tüm açıklığıyla not ettirilmesinin zorunlu hale getirilmesidir.

 Canlandırıcı seçim politikalarının abartılması, enflasyonda düşüş yönünde başlayan baz etkisinin çok daha erkenden bitmesine sebep olacaktır.

 TL’nin dış değerindeki aşağı yönlü eğiliminin döviz satışları yoluyla baskılanması yönündeki politikanın seçime kadar devam edeceği beklenmektedir. Enflasyondaki baz etkisinin devamlılığı, döviz satışlarının kur artışına engel olma başarısına, küresel düzeyde enerji fiyatlarında başlayan durulmanın devam etmesine, kamusal olarak yönetilen/yönlendirilen mal ve hizmet fiyatlarında fahiş zamlar yapılmamasına, FED’in sıkılaşma hamlelerinin yavaş yavaş da olsa gevşemesine ve en azından seçim sonrasında parasal koşulların sıkılaşmasına bağlıdır. Bu öngörü ve varsayımları realize olması halinde 2023 TÜFE enflasyonu gelecek Nisan ayında %37 seviyelerine ineceği ve bu seviye civarında da yılı kapatacağı hesaplanmaktadır. Ancak, yukarıdaki öngörülerimizde oluşacak bozulma yıllık enflasyonu elbette artıracaktır.

 Dış borç arayışları seçim sürecinde ekonominin döviz ihtiyacına kısa dönemli yardımcı olacak, ancak orta ve uzun dönemde Türkiye’nin yapısal risklerini artıracaktır.

 Sonuçları tarımsal dışa bağımlılığı artırıcı politikalara devam edilmesi, Türkiye’nin temel sorunlarının başında gelmektedir. TMO’nun alım, fiyatlama ve teşvik politikaları ile vergilendirme politikaları tarımsal ithalata bağımlılığın daha da artmasına sebep olmaktadır.

 Gıda enflasyonu devam edeceği için toplumsal sefalet daha da yaygınlaşacaktır. Hayvan varlığının gerilemesi ve besiciliğin daha da maliyetli hale gelmesi, et ve süt ürünlerinin fiyatlarında başlayan artış uzun süre devam edeceğinin ve dolayısıyla gıda enflasyonunun nedenidir. Tarımsal ürünlerin ithalata bağımlılığı ise maliyetleri dahada artıracaktır. Seçim politikalarının ötesinde sulanabilir alanların artırılması, tarımsal ürün ihracına ilişkin teşvik ve korumacı politikaların bir an önce devreye alınması için hazırlıklara başlanmalıdır.

 Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda seçime endeksli olarak yapılan popülist düzenlemeler, makro düzeyde Türkiye’de sosyal güvenliğin kalitesini, kamusal dengeleri firmaların likidite dengelerini ciddi ölçüde zayıflatacaktır. EYT yoluyla işsizliğin azaltılacağına ilişkin tahminler gerçekçi değildir. Zira emekli olanlara bireysel bazda yüksek gelir aktarımları sağlanmayacaktır.

 Enflasyonla mücadelesinin maliyetinin önemli bir kısmı 2022 yılına yazılmış, 2023 yılının yükünü ciddi bir şekilde azaltmış ve ortaya çıkan bu avantaj resesyon riskini de hafifletmiştir. Ayrıca, 2023 yılında küresel enflasyonda ciddi düşüşler meydana geleceği öngörülmektedir.

 Seçim sonrasında enflasyonla büyüme, negatif faiz gibi politikaların terkedileceği yüksek olasılıktır.

 Yüksek büyümenin peşinden koşarak işsizliği azaltmak için yüksek enflasyonla reel gelirleri veya alım gücünü aşındırmanın Türkiye ekonomisini nasıl hüsrana uğrattığı açık açık ortaya çıkmıştır.

 Fiyatlarda ve kaynak tahsisinde ortaya çıkan istikrarsızlık seviyesi devam ettiği müddetçe, iflas riskleri ve düşük faiz politikalarının beslediği döviz riskleri canlılığını hep koruyacaktır. O nedenle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik etkili para politikalarına ve yapısal dönüşüm planlamalarına ihtiyaç. Bulunmaktadır.

 Cari açığın kritik eşik olan % 5 seviyesine ulaşması ve aşması halinde dış şoklara yakalanmayı ve döviz krizlerinin realizasyonunu kolaylaştıracaktır.

 2022 yılında öne çekilen talep, 2023 yılında düşük talep haline dönüşecektir. Düşme yönünde başlayan baz etkisine rağmen, fiyatlarda azalma olmayacağı için ücretliler lehine yaratılan ek satın alma güçleri birkaç ayda eriyecek, 2022 yılında öne çekilen talep olgusu bu kez yerini düşük talebe bırakacak, büyüme sorunu başlayabilecektir.

 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
IMF/Gıta Gopınath: Enflasyonun ECB'nin %2 hedefine yaklaştığını görmeye başlamadan önce 2024 yılına iyi bakılmalı
IMF/Gıta Gopınath: Çin ekonomisinin yakın vadede önemli ölçüde acı çekmesini bekliyorum, Çin'deki yavaşlamanın global büyümeye olumsuz etkisi olabilir
IMF/Gıta Gopınath: ABD'de enflasyon henüz köşeyi dönmedi
IMF/Gıta Gopınath: Fed, bu yıl faiz artış yolunda kalmalı
Japonya'da tüktici güven endeksi Aralık'ta 30.3 (önceki: 28.6)
Facebookta Paylaş