Küresel M&A pazarı 1,1 trilyon dolara ulaştı - KPMG

Kuruluştan konuya ilişkin olarak yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Teknolojinin yol açtığı kırılma tüm dünya şirketlerini, değişim ve dönüşüme zorladı. Kendilerine yatırım yapma zorunluluğu duyan şirketler, küresel M&A pazarının trilyon dolarlık hacimlere ulaşmasını sağladı. KPMG’nin küresel M&A pazarının nabzını tuttuğu araştırmanın sonuçları açıklandı. Rapora göre en önemli 100 küresel birleşme ve satın alma işleminde ABD başrolü oynadı.

KPMG Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Lideri Hande Şenova, KPMG tarafından hazırlanan küresel M&A pazarının araştırıldığı raporu değerlendirdi. Şenova, “ABD’li şirketler en büyük 100 işlemin 54’ünde hedef şirket, 39’unda ise alıcı konumdaydı. Sektörler arası birleşme ve satın almalar 2016 yılında zirve yaparken, tüm dünyada sınır ötesi M&A pazarı 1 trilyon 136,5 milyar dolara ulaştı. Time Warner’ın AT&T tarafından 85,4 milyar dolara alınması geçtiğimiz yılın en büyük satın alması oldu” dedi.
Eskinin ‘bekle ve gör’ politikasının pek çok şirket için artık sürdürülebilir bir strateji olmadığını belirten Şenova, “Teknolojinin yol açtığı kırılma dünyanın hemen her yerinde görülüyor. Bu durum yeniden kendilerine yatırım yapmaları gerektiğini kavrayan şirketleri iş modellerini değiştirmeye, hatta bazı radikal değişikliklere yöneltiyor” dedi. Şenova, “Şirketler kapasitelerini veya yetkinliklerini genişletmek amacıyla başka sektörlere yöneldikçe sektörler arası birleşme ve satın almaların sayısı da artıyor. Sektörler arası işlemler, 36 bin 815 işlemde 18 bin 660 adet ile tüm işlemlerin yüzde 50’sini oluşturdu” şeklinde konuştu.

Sınır ötesi işlemler 1 trilyon 136,5 milyar dolar oldu

Önümüzdeki dönemde kilit pazarlarda giderek artan korumacılık söylemlerinin sınır ötesi birleşme ve satın almalar üzerindeki etkilerini takip etmenin heyecanlı olacağını belirten Şenova, şunları ekledi: “Şirketler olası birleşme ve satın almalarda kendi ülkelerine daha yakın konumları mı tercih edecek? Sanmıyoruz çünkü yatırımcılar büyümek içinn genellikle mevcut coğrafya veya yetkinliklerinin dışına çıkmayı tercih ediyor. Sınır ötesi birleşme ve satın alma oranı ise son 5 yıl boyunca yüzde 28 ile yüzde 30 arasında hemen hemen aynı seviyelerde seyretti. Tamamlanan sınır ötesi işlemlerin toplam değeri 2009 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşarak 1 trilyon 136,5 milyar dolar oldu. Bu rakam tüm dünyada gerçekleştirilen işlemlerin toplam değerinin yüzde 42’sini ifade ediyor.”
2017’de para, iş modellerini dönüştürmeye gidecek
Sektörler arası işlemlerin 2016 yılında da toplam işlemlerin büyük bir kısmını oluşturduğuna dikkat şeken Şenova, “2011 yılında yüzde 46 olan bu oran yüzde 50’ye yükseldi. Şirketlerin başka pazarlarda büyüyerek iş modellerini dönüştürmeyi tercih ettikleri bir ortamda 2017 yılında da paranın bu tür yatırımlara gideceğini söyleyebiliriz” dedi. Şenova şöyle devam etti:
“Sektörler arası birleşme ve satın almaların ortalama değeri sınır ötesi işlemlerin ortalama değerinden çok daha düşük görünüyor. Bunun nedeeni, sektörler arası işlemlerin stratejik satın almaların aksine taktik amaçlı olması olabilir mi? Sınır ötesi - sektörler arası işlemler arasındaki başka hangi farklar bunu açıklayabilir? Çin, hâkim oyuncu konumunda ve sektörler arası en önemli 25 işlemin 11’inde Çinli alıcılar var. Bu işlemlerin yarıdan fazlası da Çin’de gerçekleştirilmiş. Satın alma hedeflerine baktığımızda da Çin’in ABD ile birlikte yine en önde olduğunu görüyoruz. Sektörler arası 25 işlemin 7’sinde hedef şirket bu iki ülkedendi.
Makro seviyede baktığımızda bu veriler, son 5 yıl boyunca sektörler arası birleşme ve satın alma oranının arttığını ancak toplam değerinin sabit kaldığını gösteriyor. Sınır ötesi işlemlerde bu durumun tam tersi olduğunu, işlem sayılarının azaldığını ancak toplam işlem değerinin rekor kırdığını görüyoruz."
M&A şirketler için kritik olmayı sürdürecek
Birleşme ve satın almaların değişim arayan şirketler için kritik olmayı sürdüreceğini belirten Şenova, “Şirketlerin, organik olarak başarabileceeklerinden çok daha hızlı ve radikal bir dönüşüme ihtiyacı var. CEO’lar da bunun farkında. Üstelik bunun kısa vadeli bir tepkiden ziyade dünyanın önde gelen şirketlerinin liderlik edeceği uzun vadeli bir trend olmasını bekliyoruz. 2017 yılında, artan kârlılıklar ve büyüyen şirket bilançolarıyla birlikte, piyasadaki birleşme ve satın alma kapasitesinin yüzde 11 artması bekleniyor. Müşterilerimizin hızla değişen bir ortamda fırsatlar ile riskler arasında başarılı bir denge kurabilmelerine yardımcı olmayı sürdüreceğimiz 2017 yılında heyecanlı bir yolculuk bizi bekliyor” şeklinde konuştu.
Asya Pasifik bölgesinde kapasite artacak
Şenova, “Tahmin edilen iştahın en fazla yükseldiği bölge yüzde 17 ile Latin Amerika ve bunun neredeyse tek nedeni şirketlerin artan piyasa değerleri. Tahmin edilen kapasite bakımından öne çıkan bölge ise yüzde 21 ile Asya Pasifik. 2016 yılında özellikle Asya Pasifik bölgesinden alıcılar aktifti ve gerçekleştirilen her beş büyük işlemin üçünde Çin, Hong Kong ve Singaapurlu şirketlerin imzası vardı” dedi.
Türkiye’de enerji sektörü hareketli
Hande Şenova’nın, Türkiye’de sektörler bazında M&A pazarıyla ilgili değerlendirmesi ise şöyle:
Finansal Hizmetler: Bankacılık sektörü, 2015 yıl sonu ve 2016 yılını birleşme ve satın almalar açısından oldukça aktif geçirdi. NBG tarafından satışa çıkarılan Finansbank potansiyel alıcılar tarafından oldukça ilgi gördü. Katar merkezli QNB Grubu, Finansbank A.Ş.’nin yüzde 99,81’ini 3 milyar dolara satın aldı. HSBC’nin Türkiye’den çıkış kararının ardından başlayan potansiyel alıcılarla görüşmelerinden olumlu sonuç çıkmayınca HSBC, operasyonlarını yeniden yapılandırarak Türkiye’deki varlığını sürdürmeye karar verdi. Ayrıca, 2016 yılında özel sermaye fonu Abraaj’ın, IFC ve EBRD’nin ardından, Fibabanka’nın yüzde 9,95 hissesini satın alması ilgi çeken yatırımlardan biri oldu.
2017 yılında ise Türkiye’deki mevcut konjonktür, artan jeopolitik riskler ve dünyadaki belirsizlik ortamının yükselmesi nedeniyle, tüm birleşme ve sattın alma işlemlerine paralel olarak finansal hizmetler sektöründe de aktivitenin azalması bekleniyor.
Enerji ve doğal kaynaklar: 2016 yılında Türkiye enerji piyasalarında satın alma ve birleşme işlemlerinin sayısı daha önceki yıllar kadar çok olmasa da büyük tutarlı işlemler gerçekleşti. Özellikle, Menzelet-Kılavuzlu Hidroelektrik Santralleri 1 milyar 250 milyon lira, Almus-Köklüce Hidroelektrik Santralleri 750 milyon lira ve Türkiye Petrolleri Dağıtım AŞ 490 milyon liraya özelleştirilerek, 3 işlemde 2,5 milyar liralık gelir sağlandı. 2017 yılında devlet garantili yenilenebilir enerji ihaleleri ile özelleştirmelerin devam etmesini öngörüyoruz.
Endüstriyel üretim: Sanayi üretiminde Japon ve Amerikalı yatırımcıların birleşme ve satın alma ilgileri devam etti. Avrupa merkezli yatırımcı makine sanayiinde bir üretim şirketine ortak oldu. Bunun dışında teknolojik gelişmelere karşı ayakta durabilmek adına endüstriyel alanda faaliyet gösteren firmaların araştırmaları ve insiyatifleri yurtdışı oodaklıydı. Bazı küçük yazılım ve teknoloji şirketlerine yatırım fırsatlarını değerlendiren endüstriyel oyuncular da küresel rekabet koşullarında teknoloji gelişimini bu şekilde takip edebildi.
Tüketici ürünleri: Geçen yıl Türkiye’de de en hareketli sektörlerden biriydi. Perakende alanında Migros - Tesco Kipa işleminin de etkisiyle bir yükselme yaşandı, bazı gıda firmalarında mevcut girişim sermaye fonlarının başka bir fona satışı da söz konusuydu. Amerikalı, Japon ve Alman yatırımcıların gıda benzeri üretici firmalara yatırım yaptığı gözlemlendi. Diğer işlemler ise lokal yatırımcılar arasında el değiştirmeler şeklinde gerçekleşti.
Sağlık hizmetleri ve ilaç: Türkiye’de büyük ölçekli ilaç firmalarının dünya devleri tarafından ilgi görmesi azalan bir trend olsa da hala büyümeye devam eden ilaç firmaları birleşme ve satın alma potansiyelini koruyacak gibi duruyor. Bu sektörde 2016’da tamamlanan birleşme ve satın almalarda yatırımcılar Japonya, İsviçre ve Hindistan bölgesindendi. Medikal ekiipman tarafında dağıtımını gerçekleştirdikleri lokal şirketlere ortak olarak elini taşın altına koyan yabancı yatırımcı, ülkedeki büyüme ve gelişim sürecine de ortak olmayı hedefliyor. Sağlık sektörü dahilinde hastane el değiştirmeleri bu yıl da lokal yatırımcının kendi içinde en çok konuştuğu işlemlerden biri olmayı sürdürdü. Regülasyon uyumu çerçevesinde bazı yapılanmalar, ruhsat ve fikri mülkiyet haklarının değerlendirilmesi de bu yılki konulardan birkaçıydı.
Kimya: Sektörde yine ABD’li ve Japon menşeili yatırımcıların ilgisi görüldü. Boya ve benzer kimyasallar alanında Uzak Doğulu yatırımcıların sektöre ilgisinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.
Teknoloji, Medya ve Telekom: Medya sektöründe genelde lokal şirketler veya Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı medya şirketleri, tamamlayıcı alanlara küçük yatırımlar ve satın almalar yaparak yılı bitirdi. Mars sinemalarının Uzak Doğulu yatırımcı grubuna satışı sektördeki önemli işlemlerden biriydi.
KPMG Hakkında
Denetim, verggi ve danışmanlık hizmetleri sunan ve sektöründeki en büyük dört uluslararası şirketten biri olan KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 152 ülkede, 189 binin üzerinde çalışanıyla finansal hizmetler, tüketici ürünleri ve endüstriyel sektörlerden, gıda, perakende, enerji, telekmünikasyon, kimya gibi pekçok sektöre danışmanlık hizmeti veriyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanısıra Ankara ve İzmir ofisleriyle, 1982 yılından beri 1.000’den fazla çalışanıyla her sektörden 4.000’in üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet verirken, rekabette ihtiyaç duydukları endüstriyel trendler hakkında değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.



Facebookta Paylaş