JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan ÖKMEN’in Basın Açıklaması aşağıda yer alıyor:
• Merkez Bankası’nın faiz artırım kararıyla, fiyat istikrarının gelecek görünümünde yarattığı pozitif beklentilerle stagflasyon riski azalmış, ancak bu kez resesyon riski biraz daha ön plana geçmiştir. Kamusal teşviklerle yön değiştirilmez ise krizin maliyeti faize duyarlı olan ve iç piyasaya çalışan sektörlere kaymıştır.
• Faiz artırımlarının, TL’nin yenidien değer kazanmasına yapacağı katkının büyüklüğünün maksimum seviyelere ulaşıp ulaşmayacağı ve kalıcılığı ise dış ilişkiler, yargı, kamu kurumlarının kalitesi gibi politika alanındaki gelişmeler tarafından belirlenecektir.
• Yükümlülüklerin döviz veya dövize endeksli olarak ifa edilmesine yönelik getirilen sınırlamaların serbest piyasa ekonomisi algısını ve TL’nin konvertibilitesini zayıflatacak olmasının yanında, toplam döviz talebinde hedeflenen düşürücü etkiyi sağlayamayacak ve alacaklıların hızla “non resident” pozisyonuna geçmeleriyle ve sözleşme bedellerinin emtia fiyatlarına endekslenmesiyle büyük ölçüde işlevsiz kalacaktır.
• Döviz talebi bu düzenlemeyle birlikte borçlulardan alacaklılara kayacak olması nedeniyle toplam döviz talebinde herhangi bir azalma beklenemez. Ancak, borçluların vade içerisinde zamana yaydıkları döviz talebi, bu kez tahsilat sonrası alacaklıların yüksek tutarlı ve tek seferlik döviz talebine dönüşerek döviz piyasalarının volatilitesini daha fazla artıracaktır.
• Yükümlülüklerin döviz veya dövize endeksli olarak ifa edilmesine yönelik getirilen sınırlamaların geriye yönelik işletilmesi ise alacaklı ve borçlu tarafların bağıtlanmış ve dengelenmiş olan pozisyonlarının bozulmasına, mutabakatsızlıklara ve hukuksal kaos halinin oluşmasına sebep olacaktır.