Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Büyükşehirlerde son 4 ayda satılık konut fiyatlarında ortalama yüzde 20 oranında düşüş yaşandı. İstanbul’da ise satılık konutların metrekare fiyatlarında 1.000 TL’ye yaklaşan bir düşüş var. Emlak alımı için fiyatların düşüş eğiliminde seyrettiği bu dönemin oldukça cazip fırsatlar sunduğunu söyleyen Hürriyet Emlak Satış Direktörü Çağrı Bozay, “Sıfır konut projelerinde yüzde 40’lara varan indirimler alıcıların ve piyasanın dikkatini çekmiş durumda. Diğer yatırım araçlarına kıyasla emlak yatırımı uzun dönemde ortalama 3 kata kadar daha fazla kazandırabilir” dedi.
Bu fiyatlar cazip mi?
Kısa vadede daha çok gelir getirecek finansal enstrümanlar yerine uzun dönemde yüksek kar getirisi ile öne çıkan emlak yatırımlarının tercih edilmesi yönündeki eğilimin artmaya başladığının altını çizen Hürriyet Emlak Satış Direktörü Çağrı Bozay, “Bazı projelerde yüzde 30-40 bandında kampanyalar yapılıyor. İkinci el konut piyasasındaki fiyat değişimleri ise ağırlıklı olarak likidite ihtiyacı veya farklı finansal enstrümanlarla kar amacı güden kişilerin acil nakit ihtiyaçlarındaki elden çıkarmalardan kaynaklanıyor. Her iki taraf için de bir gerçek var ki, bu dönem ileriye dönük gayrimenkul yatırımı için bulunmaz bir fırsatlar sunuyor. Ancak ne yazık ki kısa dönemli çekici faizi oranları veya döviz yatırımları bu alandaki uzun dönemli kazanımları gölgeliyor. Uzun dönemde 3 kat daha fazla kazanacağımız yerde maalesef kısa dönemde daha az kazanmayı tercih ediyoruz” diyor.
Nerelerden ev alalım?
Kentsel dönüşüm bölgelerindeki yoğun konut stoğundan dolayı bu bölgelerde alıcılar için cazip fiyatlı konutların bulunduğunu belirten Bozay, “Büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinde alıcılar için ciddi fırsatlar var, özellikle İstanbul’da Sancaktepe, Esenyurt, Çekmeköy, Beylikdüzü, Kartal, Pendik, Tuzla gibi ilçelerde ve Kadıköy’ün birçok mahallesinde uygun fiyatla konut satın almak mümkün. Sıfır konutlarddaki indirim kampanyanları ikinci el konut fiyatlarını da aşağı çekmeye devam ediyor. Düşük krediye ihtiyaç duyan ya da hiç kredi gerektirmeyen konutlar oldukça hızlı bir şekilde satılıyor. Konut yatırımının uzun dönemde daha çok kazandıracağı açık” diyor.
Alırken kazanmak için ne yapmalı?
Emlak fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak alıcıların da kendilerine en uygun fırsatı sunan emlak yatırımları için doğru aksiyonları almaları gerekiyor. Bu noktada doğru iş ortakları ve emlak endeksleri öne çıkıyor. Hürriyet Emlak tarafından kullanıma sunulan ve alıcıların en uygun fırsatlardan yararlanmasını hedefleyen “Hürriyet Emlak Endeksi” alıcılara doğru yatırım için detaylı bir analiz imkanı sunuyor.
Satıcılar nasıl hareket etmeli?
Satıcıların da mevcut durumdan kaynaklanan fırsatları en etkili şekilde değerlendirmek için harekete geçmeleri ve uzun dönemli fırsat algısını alıcılara en doğru şekilde aktarması gerektiğini vurgulayan Çağrı Bozay, “Satıcılar, sivil toplum kuruluşlarıyla koordiineli olarak çalışarak sundukları fırsatları alıcılara doğru şekilde aktarmalılar. Satıcıların, yatırımcılara uzun dönemli kazançlarını net simülasyonlar ile göstermeleri ve piyasayı yönlendirmeleri gereken bir dönemdeyiz. Doğru aksiyonları alan satıcıların, doğru fiyatlamadan alıcılar ile buluşabileceği ve likidite problemlerini çözebileceğine inanıyoruz” diyor.
Arz talep dengesi, talep lehine gelişebilir mi?
Mevcut konut üretimlerindeki düşüşün geliştiricilerin ve inşaat firmalarının talepteki azalmadan kaynaklı likidite problemi nedeniyle oluştuğunun altını çizen Çağrı Bozay, farklı finansal enstrümanların bu dönemdeki çekiciliği nedeniyle talebin düşük olmasının doğal olduğunu söylüyor. Faiz-kur dengesindeki değişimlerle birlikte talebin yükselişe geçip fiyatların artış yönünde eğilim gösterebileceğini belirten Bozay, “Ekonominin ana lokomotiflerinden biri olan emlak sektörünün tekrar harekete geçmesi için gerekli adımların kısa süre içerisinde atılacağını düşünüyoruz.” diyor.
Emlakta yeni stok ihtiyacı doğar mı?
Emlak sektöründe her sene birçok farklı sebepten dolayı yeni stok ihtiyacı doğuyor ve sadece ikinci el piyasası ile bu talebi karşılamak mümkün değil. Yakın zamandaki ekonomik gelişmelerden dolayı ortaya çıkan talepteki düşüşün herhangi bir sübvansiyon olmadan tekrar rayına oturması doğal bir süreç olacak.