Hububat Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gülfem Eren'in konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Son aylarda hububat fiyatlarındaki artışa paralel olarak, çiftçilerimizin lisanslı depolara teslim etmiş olduğu ürünü satın alan ve piyasanın en önemli aktörleri konumunda olan, Derneğimiz üyesi veya üyesi olmayan tüccarlar stokçuluk ve spekülasyon yapmakla itham edilmeleri üzerine açıklama yapma gereği duyulmuştur.
Bilindiği üzere Devletimiz, ürününü lisanslı depolara teslim eden çiftçilere ve lisanslı depodaki ürünün alım ve satımını yapan tüccar ve sanayicilere çeşitli destek ve teşvikler vermektedir.
Bu kapsamda lisans alarak faaliyet geçen lisanslı depo kapasitesi 6.875.000 tona ulaşmış olup önümüzdeki yıllarda 10 milyon ton seviyelerine ulaşması beklenmektedir.
Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi ve Türkiye Ürün İhtisas Borsasının (TÜRİB) devreye girmesiyle, TÜRİB platformuna üye olan uluslar ve uluslararası tüm şirket ve kişiler elektronik ortamda kolaylıkla elektronik ortamda ürün alıp satabilir hale gelmiştir. Lisanslı depoculuk ve Ürün ihtisas Borsasının kuruluş amaçlarından birisi de emtiaya yatırım yapmak isteyen yatırımcılara imkan sağlayarak, çiftçilerin ürünlerini daha iyi fiyata satmalarına imkan sağlamaktır.
Tüm Dünyaya yayılan ve 2020 yıl Mart ayında Ülkemizde de ortaya çıkan pandemi süreciyle birlikte gıdaya talebin armasıyla, Dünyada ve Ülkemizde buğday, arpa, mısır ve ayçiçeği fiyatlarında büyük oranda artışlar yaşanmıştır.
2020 yılı hasadıyla birlikte Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) iyi bir alım fiyatı açıklamasına rağmen ürünlerini lisanslı depolara teslim eden çiftçilerin büyük kısmı, piyasa fiyatlarının daha yüksek olması nedeniyle, bekletmek veya TMO’ya satmak yerine tüccar ve sanayicilere satarak daha çok kazanç sağlamışlardır. Çiftçi ürününü alan tüccarlar da piyasa fiyatlarının günlük yükselmesiyle, satmak yerine beklemeyi tercih etmişlerdir.
Devletimizin kontrol ve denetiminde olan TÜRİB platformu üzerinden çiftçi ürününü piyasa şartlarında alan tüccarlarımızı stokçuluk ve spekülatif eylemlerde bulunmakla itham edilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz.
Bizce tüccarlarımızın bu şekilde itham edilmeleri yerine, piyasa düzenlemesi anlamında gerekli tedbirlerin alınarak sürecin yönetilmesi gerekmektedir.
Nitekim; hububat ve yağlı tohumlarda gümrük vergilerinin düşürülmesi, TMO’nun yaptığı ithalat ihaleleri ve sektöre yaptığı satışlar piyasaları rahatlatmış ve elinde ürünü olan kişileri satışa yöneltmiştir.
Bu bakımdan stratejik öneme sahip tarımsal ürünlerde üretimin sürdürülebilirliği bakımından, çiftçilerin ürünlerini lisanslı depolarda bekleterek daha çok kazanç sağlamalarına imkan verecek tedbirlerin alınması ve tüccar ve sanayicilerimizin lisanslı depolardaki ürün alım ve satışının desteklenerek piyasa derinliği kazandırılması gerekmektedir.