İç Tarafta; TCMB/PPK Kararları, Dış Tarafta; ECB Kararları ve Risk Unsurları Kritik!
Geçtiğimiz hafta yine küresel piyasalar açısından öncelikli olarak; ABD ve Çin arasında yürürlüğe giren yeni gümrük tarifelerine dair gelişmeler takip edildi. Çin Yönetimi’nin 23 Ağustos günü 75 Milyar USD’lik 5078 ABD ürününe 1 Eylül ve 15 Aralık’tan itibaren ek gümrük vergisi uygulanacağına dair duyurusu ile son rounduna girdiğimiz Ticaret Savaşları, ABD’nin de 300 Milyar USD’lik Çin ithal ürününe 1 Eylül’den itibaren yüzde 10 yerine yüzde 15 ve halen yüzde 25’lik tarifeye tabi olan 250 Milyar USD’lik Çin ürününü de 1 Ekim’den itibaren yüzde 30’a çekmesi ile pik yapmıştı. Pazartesi günü itibariyle devreye giren kısmi uygulama sonrası Çin Yuanı, ABD Doları karşısında 2008 Şubat ayından bu yana en değersiz seviyelerini görürken ilerleyen günlerde gerek Çin’de açıklanan İmalat ve Hizmet PMI’ları gerek Hong Kong meselesinin çözümüne yönelik adımlar, gerekse ABD ve Çin yetkililerinin askıya aldığı Washington müzakerelerini Ekim başında yapmaya karar verdiklerine dair haber akışları ile değer kazandı. Avrupa kanadında ise; İngiltere, Almanya ve Euro Bölgesi’nin vasat İmalat PMI’ları ve Anlaşmasız Brexit’e dair artan endişelerle hafta başında; Pound’da 2016 Ekim, Euro’da 2017 Mayıs’tan bu yana en zayıf seviyeler test edilirken, ilerleyen günlerde gerek azalan riskler, gerekse bazı iyimser verilerle toparlanma görüldü. Bu bağlamda en karmaşık risk unsurlarından birisi olarak hafta boyunca takip ettiğimiz Brexit konusunda hükumetin 5 haftalığına Parlamentoyu askı almasına karşılık, Anlaşmasız Brexit’i engellemeye yönelik ana muhalefet cephesinin bir tasarı çıkartmaya çalıştığı ve yine bazı milletvekillerinin de 31 Ekim’e kadar bir anlaşma olmazsa AB’den 50 maddenin uzatılmasına yönelik bir talepte bulunmak için Boris Johnson’ı zorlamaya çalıştıklarına dair haber akışları ön plana çıktı. Avam Kamarası’nda yapılan ilk oturum öncesi Muhafazakâr Parti milletvekili Philip Lee’nin istifa ederek Liberal Demokrat Parti’ye katılması ile Parlamento çoğunluğunu kaybeden iktidar bloku; muhalefetin oylamaya sunduğu ve “Parlamento gündemini belirleme yetkisini hükumetten alıp milletvekillerine veren” teklifin de 21 Muhafazakâr Partili isyancının da desteği ile 301’e karşı 328 oy ile kabul edilmesi ile Boris Johnson liderliğinde ilk mağlubiyetini tatmış oldu. Akabinde de muhalefet tarafından sunulan Anlaşmasız Brexit’i önlemeye yönelik tasarı 299’a karşı 327 oy ile kabul edilirken, Boris Johnson’ın erken genel seçim isteği ise 434 oy gerekmesine karşın 298 kabul oyunun yetersiz kalmasıyla reddedildi. İran Nükleer Anlaşması için ise Çarşamba günü sabah saatlerinde, önce İran Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın: İran’ın 4 ay için 15 Milyar Dolar büyüklüğündeki krediyi alması halinde 2015 ‘de imzalanan anlaşmadaki taahhütlerine geri dönebileceğine yönelik açıklamalarda bulunduğuna dair gelen haberler, AB tarafının krediyi vermeye yanaştığı fakat İran’ın bu parayı almayı reddettiğine yönelik gelen haberlerle düzeltildi. Akşamüzeri ise; ABD’nin, İran ile ilgili yeni yaptırımlar açıklaması dikkat çekti. Geçtiğimiz hafta yurt içi tarafta da; jeopolitik ve siyasi risklerin durumu öncelikli olarak takip edilirken, açıklanan önemli ekonomik verilerden; 2.Çeyrek GSYİH Değişimi çeyreklik bazda önceki dönemdeki gibi artış göstermesine karşın, senelik bazdaki daralma serisi ise 3 çeyreğe çıktı. Ancak, daralmanın beklentilerden düşük gerçekleşmesi ve 1.Çeyreğin rakamının da yüzde -2.6’dan yüzde -2,4’e revize edilmesi TL varlıklarında pozitif karşılandı. Keza, yine açıklanan İmalat PMI’ının; da her ne kadar kritik 50 bareminin altında kalsa da son 13 ayın en yüksek seviyesine çıkması kısmen olumluydu. Daha kritik datalar olarak ise enflasyon rakamları takip edildi. Gelen datalardan, Tüketici Fiyat Endeksi; yüzde 0.86 ile beklentilerden daha düşük oranda artış gösterirken, senelik bazda da önceki ayki yüzde 16.65 seviyesinden yüzde 15.01’e gerileyerek son 15 ayın en iyi rakamını gördü. Yurt içi Üretici Fiyat Endeksinde ise; aylık bazda görülen yüzde 0.59’luk düşüş sonrası senelik oran yüzde 21.66’dan sert bir gerileme ile yüzde 13.45’e gelirken, son 19 ayın en düşük rakamının yanı sıra YİÜFE-TÜFE makası da 2016 Kasım ayından bu yana ilk kez negatife geçti. Gelen rakamlar sonrası Türkiye’nin CDS ve tahvil faizlerinde devam eden düşüşler TL kurlarında da pozitif fiyatlamaları beraberinde getirdi. Bu haftada da yurt içi tarafta; jeopolitik ve siyasi risk unsurlarına dair gelişmeleri yine takipte olacağız. Sanayi Üretimi ve Cari İşlemler Dengesi gibi ekonomik verilerin de takip edileceği iç taraftaki, haftanın kritik ekonomik olgusu ise; TCMB’nin 12 Eylül ‘de yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısında alacağı faiz ve politika kararları olacak. Yurt dışı tarafta da Avrupa Merkez Bankası(ECB) kararlarının takip edileceği haftada ayrıca; küresel ve lokal risklere dair gelişmeler, önemli ekonomik verilerin sonuçları ve FED başta olmak üzere diğer majör merkez bankalarının yaklaşan toplantılarına dair öngörülerle volatil işlemler görülebileceğini düşünmekteyiz.
EURUSD
Küresel risklerin ön planda olduğu bir haftayı geride bıraktık. Özellikle Avrupa’dan takip ettiğimiz olumsuz veri akışları ile ECB yetkililerinden gelen güvercin yorumlara rağmen Brexit ve ticaret savaşları cephelerinde yaşanan olumlu gelişmeler, 2 yıl sonunda tarihin en düşük seviyelerini gören parite tarafında toparlanma hareketleri yarattı. Brexit tarafında İngiltere parlamentosunda yapılan oylamalar sonrasında, azalan anlaşmasız Brexit ihtimali Sterlin varlıkları olduğu kadar Euro varlıkları üzerinde de etkili oldu. Ticaret savaşlarında ise ABD ile Çin’in, Ekim ayında yeniden müzakerelere başlayacaklarına yönelik haber akışları küresel risk iştahını artırdı. ABD veri akışında ise hafta kapanışına doğru Tarım Dışı İstihdam, Ortalama Saatlik Kazançlar ve İşsizlik Oranı gibi önemli veri akışları takip edildi ve rakamlardaki karmaşık seyir parite üzerinde volatil hareketlere neden oldu. Diğer tarafta yayınlanan veriler sonrası açıklamalarda bulunan FED Başkanı Jerome Powell’ın; ‘’resesyon riski görmüyoruz’’ şeklindeki açıklamaları da yine parite üzerinde etkiliydi. Bu haftanın ekonomik takviminde de yine küresel çapta önemli veri akışları takip edeceğiz. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası kararlarının izleneceği haftada küresel risk algısını değiştirebilecek konulara yönelik haber akışları da yine fiyatlamalarda ön plana çıkabilir.
Teknik seviyeler;
Dirençler: 1.1060-1.1100-1.1145-1.1170-1.1210
Destekler: 1.1000-1.0975-1.0950-1.0920-1.0880
USDTRY
Yurtiçinde hafta başında sonuçlanan Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ikinci çeyrek ilk tahmini 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1.5 azaldı ve beklentilerden iyi olmasına rağmen daralma devam etti. İmalat PMI de Ağustos ayı için 48 düzeyinde gerçekleşerek hem beklentilerin üzerinde açıklandı hem de 2018 Temmuz ayından bu yana en yüksek değerini görmesi TL üzerinde pozitif etkilere neden oldu. Merakla beklenen Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise aylık yüzde 0.86, yıllık yüzde 15.01 olarak açıklanarak beklentileri aşarken bir sonraki ayda baz etkisi kaynaklı enflasyonda tek hanelere düşme hedefine bir adım daha yaklaşılmış oldu. Aylık bazda Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ‘nin beklentilerden daha düşük oranda artması ve 2016 Kasım ayından ilk kez YİÜFE (Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi)’nin TÜFE’nin altına gerilemesi ile TL varlıklarına pozitif etkisi kurda da görülürken datanın ardından 5.80 seviyesinin altına sarkması önemliydi. Bununla birlikte TCMB’nin Eylül ayı faiz koridoru da bir nebze genişlemiş duruma gelirken atılacak adım ve faiz indirim miktarı oldukça kritik olacaktır. Bununla birlikte ABD Ağustos ayı ISM İmalat PMI’nın yaklaşık olarak son 3.5 yılın en kötü gerçekleşmesini göstermesi ile ABD tahvil faizleri ve Dolar Endeksi geri çekilirken Türkiye’nin CDS ve tahvil faizlerinde görülen gerileme ve gelişen ülke para birimlerinde görülen güçlenme ile birlikte kurda 5.65 seviyesinin test edildi. ABD’den devam edecek olursak haftanın en önemli olayı kuşkusuz Çinli yetkilerle varılan mutabakat sonucu Ekim başında iki ülkenin ticaret müzakerelerine yüz yüze devam edeceği yönündeki açıklamalarıydı. Konuyla ilgili atılacak adımlar ve deklarasyonlar merakla beklenirken ABD’de ayrıca haftaya gerçekleşecek FED/FOMC faiz kararı öncesi yetkililerden gelen açıklamaların kafa karıştırdığı söylenebilir. Öyle ki faiz değişikliği olmamasını savunan üyeler olduğu gibi 50 baz puanlık faiz indirimini destekleyen üyeler de bulunmakta. Piyasa ise halen 25 baz puanlık faiz indirimini fiyatlasa da faiz kararına kadar verilecek demeçler önemli olabilir. Ekonomik takvimde ise Ağustos ayı tarım dışı istihdam verilerinde TDI 130 bin gerçekleşirken işsizlik oranı beklentiler dahilinde sonuçlandı. Ortalama saatlik kazançlar da aylık yüzde 0.4, yıllık yüzde 3.2 ile sınıfı geçti. Bu hafta kuşkusuz paritede volatilite yaratabilecek yegane konu Perşembe günkü TCMB faiz kararı olacaktır. Faiz indirimine kesin gözüyle bakılırken dozu ve metinsel ifadeler, TL varlıkları ve dolayısıyla kur açısından belirleyici olabilir. ABD kanadında da FED’in en büyük çekincelerinden olan enflasyon rakamları açıklanacak.
Teknik seviyeler;
Destekler: 5.6500-5.6260-5.5800-5.5640-5.5000
Dirençler: 5.7550-5.7800-5.8200-5.8500-5.9500
GBPUSD
Hafta başında Sterlin varlıkları Brexit belirsizliği ve Birleşik Krallık İmalat PMI’nın son 82 ayın en kötü gerçekleşmesini göstermesi ve İnşaat PMI’ında görülen daralmanın etkisi ile zayıflarken paritede 2017 Ocak ayından bu yana ilk kez 1.20 seviyesinin altına inildiği gibi, 2016 Ekim’deki “Fat Finger (Şişman Parmak)” hareketinin yaşanmasından bu yana en düşük seviye de test edildi. Ancak Salı akşamı, parlamento gündemini belirleme yetkisini hükümetten alıp milletvekillerine veren yasa tasarısı, 21 İsyancı Muhafazakar Parti Milletvekillerinin de katkısıyla 301’e karşı 328 oyla kabul edilmiş ve bununla birlikte muhalefet kanadı anlaşmasız Brexit’i önleyici bir yasa tasarısı sunma hakkını kazanmıştı. Özellikle Boris Johnson’un 9 Eylül-14 Ekim tarihleri arasında Parlamento’yu kapatmaya yönelik hamlesi ile Anlaşmasız bir Brexit ihtimalinin yükseldiği bu günlerde, muhalefet tarafının kazandığı bu hak piyasadaki anlaşmasız Brexit ihtimalini azaltarak Sterlin varlıklarına talep getirdi. Bu tasarının Avam Kamarası’ndan da geçmesiyle dikkatler Lordlar Kamarası’na çevrilirken, Boris Johnson’un erken seçim isteğinin reddedilmesi de Sterlin’e olumlu yansıdı ve paritede 1.2250 direnç seviyesine kadar sert yükseliş görüldü. ABD tarafında ise bir yandan Çin ile ticaret savaşı sürerken diğer yandan FED faiz kararı öncesi üyelerin farklı açıklamaları dikkat çekmekte. Verdikleri demeçlerde Boston FED Başkanı Eric Rosengren faiz indirimine gerek olmadığını kaydederken St. Louis FED Başkanı James Bullard ise sigorta mahiyetinde 50 baz puanlık indirimi savundu. Hftanın geri kalanında FED Başkanlarından gelen güvercin tondaki söylemler de Dolar varlıklarına küresel çapta değer kaybettiren gelişmelerdendi. Bunun dışında ABD-Çin ikilisinin ticaret görüşmeleri için Ekim ayı başında yüz yüze görüşeceklerini açıklaması iyimserliği artırırken gelecek açıklamalar hem küresel piyasanın akışını hem de FED’in görüşlerini etkileyebilir. Veri akışında da haftanın merakla beklenen datasında ABD Ağustos ayı tarım dışı istihdam 130 ile beklentileri karşılayamazken ortalama saatlik kazançlar aylık yüzde 0.4 yıllık ise yüzde 3.2 ile iyi bir görünüm sergiledi. İşsizlik oranı da yüzde 3.7 ile beklentiler dahilindeydi. Bu hafta itibariyle İngiltere’de Temmuz ayı sanayi ve imalat üretimi ile işsizlik değişim oranı verileri izlenirken ABD’de Ağustos ayı enflasyon oranı ve perakende satışlar takip edilecek. Haber akışında da Ticaret savaşları ve Brexit’e ilişkin gelişmeler fiyatlamalarda volatiliteyi artırabilir.
Teknik seviyeler;
Dirençler: 1.2300-1.2360-1.2380-1.2435-1.2460
Destekler: 1.2200-1.2130-1.2080-1.2030-1.1950
BRENT PETROL
Geçtiğimiz haftanın ilk işlem gününde ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarında yeni tarifelerin yürürlüğe girmesinin tedirginliği ile başlayan emtia, akabinde küresel risklerden gelen olumlu gelişmeler ile birlikte toparlandı. Özellikle ABD ve Çin heyetlerinin Ekim ayında Washington’da yüz yüze görüşmelere devam edeceğine dair haber akışları ile Birleşik Krallık Parlamentosu’nda yapılan oylamalar neticesinde piyasa tarafında tekrardan oluşan Anlaşmalı bir Brexit ihtimali küresel büyümeye dair riskleri azaltarak emtia tarafında yukarı yönlü ataklara neden oldu. Öte yandan ABD’nin, İran tankerleri ve petrol firmalarına yönelik yeni yaptırımlar açıklaması ve Enerji Bilgi İdaresi(EIA) tarafından açıklanan stok ve ABD üretim datalarında görülen azalmanın etkiside siyah altındaki alıcılı hareketleri destekledi. Bu hafta da yine; küresel sistematik risk unsurlarını global ekonomiye ve buna bağlı olarak petrol talebine etkileri açısından dikkatle takip edeceğiz. Keza, açıklanacak olan önemli makroekonomik veriler ve majör merkez bankalarının politika hamlelerine dair beklentiler de küresel ekonomiye dair beklentiler üzerinden talep fiyatlamalarında etkili olabilir.
Teknik seviyeler;
Dirençler: 62.20-62.85-63.50-64.00-64.75
Destekler: 61.00-60.40-60.00-59.65-58.90
ONS ALTIN
Emtiada geçtiğimiz hafta boyunca gün içi gel-gitler çok yaşandı. Hafta başında ABD ve Çin arasında yürürlüğe giren ek gümrük tarifeleri ve Britanya cephesinde önceki haftadan kalma Anlaşmasız Brexit riskinin artış göstermesinin borsalar üzerinde kısmi tedirginliğe neden olması ve bu bağlamda güvenli liman alışları ile yukarı yönlü GAP’li açılış yapan Değerli Metal, Çin’de açıklanan Caixin İmalat PMI’nın resesyon ihtimalini kısmen törpüleyecek şekilde açıklanmasının borsalarda karşılık bulması ile satış yedi. Keza, Britanya’da Avam Kamarası’nda yapılan oylamalar sonucunda Anlaşmasız Brexit ihtimalinin zayıflaması ve Hong Kong’ta haftalardır protesto gösterilerine neden olan suçluların ana karaya(Çin) iadesini içeren yasa tasarısının geri çekilmesi de küresel risk iştahını toparlayarak emtiayı baskılayan gelişmelerdendi. Ancak, hafta genelinde; ABD, İngiltere ve Almanya gibi bazı kritik ekonomilerin İmalat PMI’larında görülen zayıflığın “resesyon” endişelerini ve merkez bankalarına dair faiz indirimi beklentilerini artırmasından kaynaklı olarak güvenli liman alışları görülen Değerli Metal’de Çarşamba günü 1557 Dolar ile 2013 Nisan ayından bu yana en yüksek seviyeleri de yenilenmiş oldu. Perşembe gününe ise; ABD ve Çin Ticaret Heyetleri arasında daha önce Eylül ayı için planlanan fakat son tarife hamleleri sonrasında sürüncemede kalan Washington’daki yüz yüze müzakere turunun Ekim ayının başlarına yapılacağına dair iyimser haberler ile başladık. Gelen bu haberler sonrasında Çin borsaları ve ABD vadeli endekslerinde sert yükselişler görülürken, doğal oalrak bir kez daha Ons Altın gibi güvenli liman varlıklarından portföy çıkışları oldu. Haftanın finalinde ise ABD’den gelen kritik iş istatistikleri takip edildi. Önceki gün; ADP ve Fabrika Siparişleri gibi iyi gelen veriler sonrası azalan resesyon endişeleri ve FED’e dair yüksek faiz indirimi ihtimallerinde görülen zayıflıkla 1502 Dolar seviyelerine kadar geri çekilen emtia, Tarım Dışı İstihdam verisinin 130 Bin ile öngörülerin hayli altında gelmesinden yukarı yönlü hareket etse de tekrar kazançlarını geri verdi. Nitekim, Ortalama Saatlik Kazançlar verisinin aylık ve yıllık bazda iyi gelmesi ise alıcılı işlemleri sınırladı. Yeni haftada da dikkatlerimiz öncelikli olarak Ticaret Savaşları, Brexit ve İran Nükleer Anlaşması gibi risk unsurlarının üzerinde olacak. Ayrıca, Avrupa tarafı ve ABD’de açıklanacak olan ekonomik verilerin sonuçları da hem küresel büyüme ve bu bağlamda Altın talebine etkileri açısından, hem de majör merkez bankalarının bu ayki toplantılarında alacakları kararları etkilemeleri açısından takibimizde olacak. Keza, bu bağlamda ayrıca, hafta içerisinde yapılacak olan ECB toplantısının sonuçları ile bir sonraki hafta yapılacak olan FED/FOMC toplantılarına yönelik gelecek açıklamalar ve öngörüler de tahvil faizleri üzerinden Sarı Metal’de oynaklıklara neden olabilir.
Teknik Seviyeler;
Dirençler: 1515-1522-1532-1540-1547
Destekler: 1502-1497-1492-1487-1479
Işık FX Araştırma Departmanı
Işık Menkul Değerler A.Ş.
www.isikfx.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.