Geçen hafta belirttiğimiz 6-12 aylık piyasa perspektifinde gelişmiş ekonomilerde enflasyonist baskıların kademeli olarak gözleneceği ve para politikalarının sıkılaşması yönüne doğru hamlelerinin aynı dönemlerde atılacağı beklentimizi koruyoruz. Bu durumun iç talebinde zayıflık gözlenen ve kırılgan finansal dengeye sahip ülkelerde gözlenebilecek fiyat ve kur hassasiyetine bağlı enflasyonist baskıları artıracağı ve yine bu ülkelerin varlık fiyatları üzerindeki riskleri artırabileceği görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. Geçen hafta piyasa eğilimlerinin gösterdiği üzere yılsonuna doğru yani Kasım ayı ve ertesinde fiyat hareketlerinde oynaklığın artma ihtimali git gide artıyor. ABD'de vergi reformu ve Fed başkanı adaylarıyla ilgili çıkan haberlerle beraber ABD tahvil faizlerinin önümüzdeki 6-7 aylık süre zarfında reel faiz ve sınırlı enflasyon artışı baskıları altında taşıdığı 60-70 baz puana yakın yukarı yönlü riskler fiyatlanmaya başlandı. ABD faizlerinde yukarı yönlü riskin gelecek yıl Haziran ayına kadar etkili olabileceğini tahmin ediyoruz. Zayıf verilerin ABD faizlerinde aşağı yönlü düzeltmeler için fırsat olarak kullanılacağını ve bu yüzden mevcut ABD tahvil faizleri seviyelerinin önümüzdeki 6-12 aylık perspektifte en düşük seviyeler olabileceği tahminimiz geçen hafta destek buldu. Bununla birlikte, bu hafta içinde ve gelecek haftaki Fed toplantısı ertesinde de ABD faizlerinde yukarı yönlü risklerin fiyatlanmaya devam edilebileceğini tahmin ediyoruz. Yıl sonunda %2,65-2,70 aralığında olmasını tahmin ettiğimiz ABD 10 yıllık tahvil faizlerine bağlı olarak, gelişen ekonomilerin varlık fiyatları üzerinde baskı ve kurlarında değer kaybının şiddetini artırabileceği önümüzdeki bir aylık sürede geçen haftalarda paylaştığımız tavsiyemizi koruyarak yatırımcılara temkinli olmalarını öneriyoruz.
ABD'de konut başlangıçları Eylül'de bir önceki döneme göre %0,4 olan beklentilerin ötesinde %4,7 azalırken, inşaat izinleri aynı dönemde %2,1'lik tahminlerin üzerinde %4,5 daraldı. Ağğustos ve Eylül'deki kasırgalar ABD konut sektöründe aktiviteyi sekteye uğratırken sektörün üçüncü çeyrekte GSYH büyümesini sınırlayabileceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte, önümüzdeki aylarda kasırgadan etkilenen bölgelerdeki binaların restorasyonu ve yenilenmesi sayesinde sektörün bir miktar toparlanabileceğini öngörüyoruz. ABD'de toplam sanayi üretimi Eylül'de bir önceki aya göre tahminler dahilinde %0,3 artış kaydederken imalat sanayinde aylık bazda üretim artışı %0,2'lik beklentilerin altında %0,1 olarak gerçekleşti. Ağustos'taki sert daralmanın ardından gelen toparlanma büyük ölçüde elektrik ve gaz gibi kamusal üretimden kaynaklanırken imalat sanayi üretimi ekonomik aktivitedeki ılımlı toparlanma eğilimini teyit etti. ABD'de vergi reformuna ilişkin açıklanan detaylar bilanço küçültmesi, enflasyon ve vergi indirimleri etkisi altında kalabilecek ABD faizlerindeki aşağı yönlü risklerin ancak zayıf veriler ve küresel jeopolitik risklerle oluşabileceğine işaret ediyor. Bu yüzden küressel faiz hadlerinde kademeli yukarı yönlü hareketlerin başlayacağını ve önümüzdeki 1 yıl boyunca etkisini göstereceğini tahmin ediyoruz.
Euro Bölgesi'nde ise İspanya'daki referandumun yarattığı belirsizliklere rağmen riskler nispeten dengeli seyrediyor. Bölgedeki enflasyonist baskılar ve varlık alım programlarından çekilme eğiliminin bu yılsonuna doğru ağırlık kazanabileceğini tahmin ediyoruz. Bu nedenle Euro/Dolar paritesinde 1,1450 civarına kadar aşağı yönlü risklerin Ekim ve Kasım aylarında fiyatlanabileceğini tahmin ediyoruz.
İngiltere'de Eylül'de TÜFE bir önceki aya göre tahminler dahilinde %0,3 artarken yıllık enflasyon Ağustos'taki %2,9'dan %3,0'a yükseldi. Aynı ayda çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu beklentilerle uyumlu bir şekilde %2,7'de yatay kaldı. Enflasyondaki yüksek seviyeler kısmen geçici etkenleri yansıtsa da sonuçlar İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) 2 Kasım'daki toplantısında faiz artırımına gidebileceği beklentilerini destekledi. Ancak Brexit müzakereleri kaynaklı bbelirsizliklerden dolayı bu toplantıda da BoE'nin bekle-gör stratejisini bir süre daha koruyabileceğini düşünüyoruz.
Çin'de GSYH 2017 üçüncü çeyrekte bir önceki döneme göre %1,7 büyürken GSYH yıllık büyüme hızı %6,9'dan hafifçe %6,8'e yavaşladı. Ülkede Eylül'de perakende satışlar yıllık bazda %10,2 olan piyasa beklentilerinin hafif üzerinde %10,3 büyürken aynı dönemde sanayi üretimi yıllık büyüme hızı Ağustos'taki %6,0'dan %6,5'lik tahminleri aşarak %6,6'ya yükseldi. GSYH ve ekonomik aktiviteye ilişkin açıklanan aylık veriler Çin'deki dengelenme sürecini teyit ederken önümüzdeki dönemde büyümedeki yavaşlamanın oldukça sınırlı bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Çin Komünist Partisi kongresinde verilen mesajlar da büyümede sert bir yavaşlama olabileceği kaygılarını bir miktar azaltırken, politika yapıcıların şeffaflığı artıracak reformları ve finansal sistemdeki riskleri azaltacak makro ihtiyati tedbirleri hayata geçirmeye odaklanabileceklerine işaret ettiler. TÜFE yıllık enflasyonnu Ağustos'taki %1,8'den Eylül'de beklentiler dahilinde %1,6'ya gerilerken aynı dönemde ÜFE yıllık enflasyonu %6,3'ten, %6,4 olan tahminleri aşarak, %6,9'a yükseldi
Türkiye'de vergi gelirlerindeki hızlı artış ile Eylül'de merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri güçlü bir performans sergiledi. 2016 Eylül'de 16,9 milyar TL olan bütçe açığı 2017 Eylül'de 6,4 milyar TL'ye gerilerken, geçen yıl aynı ayda 10,7 milyar TL açık veren faiz dışı denge bu yıl aynı ayda 2,0 milyar TL fazla verdi. Eylül sonuçlarıyla birlikte, geçen yıl ilk dokuz ayda 12,0 milyar TL olan bütçe açığı bu yıl aynı dönemde 31,6 milyar TL'ye çıktı. Yılın ilk dokuz ayında faiz dışı fazla ise geçen yılki 29,6 milyar TL'den bu sene 15,0 milyar TL'ye geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, toplam işsizlik oranı bir önceki dönemdeki %11,1'den Temmuz döneminde %11,2'ye yükselirken aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı %13,2'den %13,4'e çıktı. Üçüncü çeyrekte ekonomik aktivite genel olarak gücünü korusa da istihdam aartışlarındaki kırılganlıklar önümüzdeki dönem büyüme görünümü üzerindeki aşağı yönlü risklerin önemini koruduğuna işaret ediyorlar. Bu hafta TCMB'nin Para Politikası Kurulu kararı ön planda olacak. TCMB'nin sembolik bir faiz artırımı yapmasının Türk finansal varlık fiyatlarını destekleyebileceğini ve enflasyon dinamiklerindeki bozulmayı sınırlayacağını düşünsek de bu haftaki toplantısında faizleri sabit tutacağını tahmin ediyoruz. TCMB'nin mevcut sıkı duruşunun Türk finansal varlıklarını orta vadede destekleyebileceğini öngörsek de kısa vadeli küresel riskten kaçış dönemlerinde ilave müdahale imkanlarının sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz. Önümüzdeki günlerde, küresel risk iştahı ve TCMB'nin para politikası duruşu kadar jeopolitik riskler ve dış politik ilişkilerin Türk finansal varlıklar ve makroekonomik temeller açısından önemli olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle yurtiçi ve yurtdışındaki politik ve jeopolitik gelişmelerin yakından takip edilerek temkinli yaklaşımın korunmasını öneriyyoruz.
Bu hafta veri gündeminde Avrupa Ekim ayı PMI verileri, İngiltere 3.çeyrek büyümesi, ABD Eylül ayı dayanıklı mal siparişleri, ABD üçüncü çeyrek büyümesi, TCMB ve ECB para politikası kararları açıklanacak. ABD verilerinde olağan dışı zayıflıklar gözlenmediği sürece hafta genelinde ABD tahvil faizlerinin artış eğiliminde olabileceğini tahmin ediyoruz. ECB toplantısında varlık alım programı miktarını azaltma adımı ile beraber ekonomi ve uzun vadeli para politikası duruşu ile ilgili açıklamaların piyasada şu andaki Euro değeri üzerinde aşağı yönlü riskleri artırabileceğini öngörüyoruz. Avrupa'da varlık alım programlarından çıkış sürecinin detaylı olarak analiz edildikten sonra Aralık ayında açıklanabileceğini bu yüzden Kasım ayında Euro'nun Dolar'a karşı değer kaybedebileceğini tahmin ediyoruz. Ayrıca ABD'de Başkan Trump yönetiminde 1 yıl dolmasına yaklaşırken vergi reformu konusunda uzlaşı sağlanabileceğini ve bu yüzden gelişen ekonomilerin kurlarında da değer kaybı risklerinin artttığını tahmin ediyoruz. Özellikle içinde bulunduğumuz bu yılın son çeyreğinde ve gelecek yılın ilk yarısında küresel jeopolitik riskler, küresel mali politikaların büyümeye destek verme yönünde gevşeme ihtimali, sıkılaşacak para politikaları ve büyümenin kırılganlığı küresel faiz hadlerindeki oynaklığı artırmaya devam edebilir. Bu dönemde gelişen ekonomilerin varlık fiyatlarında riski yönetmenin ve sermaye getirilerini korumanın daha önem kazanacağını öngörüyoruz. Bu ay ve gelecek ay küresel fonlardaki kar realizasyonları ile beraber gelecek yıla dönük fiyatlama girişimlerinin belirsizlikleri iyice artırarak yüksek oynaklıklara sebep olabileceklerini düşünüyoruz.
Bu görüşler doğrultusunda bu haftaki beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1480 - 1,1920
USDTRY: 3,6880 - 3,7950
BIST 100: 101.800 - 109.500
10 YILLIK BONO (Bileşik): %11,40 - %11,80
ALTIN: 1.250$ - 1.290$
Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.