Haftalık Bülten (Odeabank)

Geçen hafta büyüme ve enflasyon ile ilgili veri açıklamaları piyasalardaki hareketliliğin ana sebebi oldular. Beklentilerimiz arasında ABD enflasyon verilerinin Nisan ayından sonra daha güçlü seyredebileceği, Şubat ve Mart aylarında açıklanacak enflasyon verilerinin geçtiğimiz dönemlerde edinilen yüksek seviyelerde seyredebileceği yönündeydi. ABD getiri eğrisinde dikleşme eğilimi arttıkça küresel piyasalarda varlık fiyatlarının bir süre daha oynaklık altında kalabileceğini fakat dalgalanmaların geçtiğimiz haftalara göre daha yavaş hızda gerçekleşeceğini düşünüyorduk. Küresel piyasalarda Mayıs ayına kadar dengeleme dönemi olabileceğini fakat yılın ikinci yarısında yabancı para borçluluk oranları yüksek olan ülkelerde finansman maliyeti unsurlarının daha önem kazanarak gerek kurlarda oynaklık gerekse faizlerde yukarı yönlü riskler yaratabileceğini tahmin ediyoruz. Önümüzdeki Mart ayına kadar geçecek süreçte gerek ABD'de itfası gelen bonoların yenilenmesi gerekse ABD hazinesinin Şubat ayı ihalelerindeki ihraç miktarını artırmış olması küresel faiz hadlerinde yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. Bu dönemde gelişmiş ekonomilere kıyasla daha güçlü büyüme performansına işaret edebilecek gelişen ekonomilerin verileri bir süredir devam eden gelişen ekonomilere karşı yatırımcı ilgisinin artmasına sebep olabiliyor. Bu dengelenme sürecinde Dolar'ın gelişen ekonomi kurlarına zaman zaman zayıfladığını ve bu dönemlerde Euro/Dolar paritesinin 1,2550 civarına kadar çıkabildiğini Sterlin/Dolar paritesinin ise 1,4150'ye kadar yükseldiğini görüyoruz. Bu yıl boyunca her ne kadar ABD dışında Avrupa ve İngiltere ekonomilerinde de enflasyon baskısı gözlenebilecek olsa da ABD'den sonra istikrarlı enflasyon artışı gözlenebilecek bölgenin ilk başta Avrupa olabileceğini, İngitere'nin ise Brexit etkisiyle büyüme ve enflasyon performanslarının birçok ticari anlaşmaya bağlı gelişebileceğini düşünüyoruz. Kısa vadede Dolar'ın Euro ve Sterlin karşısında değerini koruyarak güçlenebileceğini fakat Euroo karşısında Nisan ayı ve ertesinde eğilimin değişebileceğini tahmin ediyoruz.
Makroekonomi gündeminde ise ABD'de TÜFE Ocak ayında bir önceki aya göre %0,3 olan beklentilerin üzerinde %0,5 artarken yıllık enflasyon %2,1'de sabit kaldı. Aynı zamanda çekirdek TÜFE aylık enflasyonu Ocak'ta %0,2'lik tahminleri aşarak %0,3 olarak gelirken çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu %1,8'de yatay seyretti. Bununla birlikte, hem genel hem de çekirdek TÜFE Aralık verileri hafif yukarı revize edilirken detaylar ülkede enflasyon dinamiklerindeki toparlanmanın yeni yılın ilk ayında bir miktar güç kazanmış olabileceğine işaret ettiler. Öte yandan, Ocak'ta perakende satışlar bir önceki aya göre %0,2 artış beklentilerinin aksine %0,3 gerilerken çekirdek perakende satışlar %0,4 artış tahminlerinin altında kalarak neredeyse yatay kaldı. Ocak perakende satış verilerindeki zayıflığın yanında Aralık verileri belirgin olarak aşağı yönlü revize edildiler. Genel ÜFE ise Ocak'ta beklentiler dahilinde %0,4 artarken yıllıık enflasyon Aralık'taki %2,6'dan %2,7'ye hafif yükseldi. Aynı dönemde çekirdek ÜFE aylık enflasyonu Ocak'ta %0,2'lik tahminleri aşarak %0,4 olarak gelirken çekirdek ÜFE yıllık enflasyonu %2,3'ten %2,2'ye indi. Öte yandan, ülkede sanayi üretimi Ocak'ta %0,2 artış tahminlerinin aksine %0,1 gerilerken Aralık verileri belirgin olarak aşağı revize edildi. Önceki verilerde olduğu gibi, bu verilerin de olumsuz hava koşullarından dolayı bir miktar bozulmuş olabileceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte, sanayi üretimi ve ÜFE'ye ilişkin detaylar ABD'de büyüme ve enflasyon görünümündeki toparlanmayı büyük ölçüde teyit ediyorlar. ABD ekonomisinde istihdam ve ücretlerdeki güçlenen trendin enflasyon göstergelerine yansıma şansının yüksek olmasıyla beraber büyüme performansının geçen yıllara oranla güçlü ve istikrarlı olabilme ihtimali ABD'de faiz artışı beklentilerinde yukarı yönlü risklere sebep olabileceğini fakat bu beklentinin piyasalarda Nisan ayı ve sonrasında oluşabileceğini tahmin ediyoruz.
EEuro Bölgesi'nin 2017 son çeyrek GSYH çeyreklik ve yıllık büyüme oranları öncü hesaplamalar ve tahminlerle uyumlu bir şekilde sırasıyla %0,6 ve %2,7 olarak teyit edildiler. Bununla birlikte, Bölge genelinde sanayi üretimi Aralık'ta bir önceki aya göre %0,1'lik tahminlerin üzerinde %0,4 artarken yıllık bazda sanayi üretimi büyüme hızı Aralık'taki %3,7'den %5,2'ye yükseldi. Aynı zamanda, Kasım ayı sanayi üretimi verileri yukarı yönde revize edildiler. Ülke bazlı veriler GSYH verileri büyümenin genele yayılmış olarak gücünü koruduğunu teyit ederken güçlü sanayi üretimi sonuçları 2017 son çeyrekte büyümeye pozitif katkının hem iç hem de dış talepten geldiğine işaret ediyorlar. Avrupa'daki büyüme eğiliminin yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesi durumunda enflasyon göstergelerinin gidişatına bağlı olarak Avrupa Merkez Bankası'nın daha şahin tutum takınmasına sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden Başkan Draghi'nin yılın ikinci çeyreğinde Avrupa ekonomisi görünümü hakkındaki açıklamalarıının yakından takip edilmesi gerektiğini ve yılın ikinci yarısı için özellikle Euro faizlerinin ilk 3 yıllık vadesindeki yukarı yönlü risklere dikkat edilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.
Japonya'da 2017 yılı 4.çeyrek GSYH bir önceki döneme göre %0,2 olan tahminlerin altında %0,1 büyürken yıllıklandırılmış büyüme hızı üçüncü çeyrekteki %2,2'den %0,5'e geriledi. Özel sektör tüketim harcamaları beklentilerden güçlü gelse de tahminlerin altındaki genel sonuçlar yatırım harcamalarındaki zayıflıkları yansıtıyor.
Türkiye'de ise Aralık'ta cari işlemler açığı beklentilerimizle uyumlu olarak 7,7 milyar Dolar olarak gerçekleşirken enerji ve altın hariç dengede 2,4 milyar Dolar açık oluştu. Böylece 12 aylık toplam genel cari açık Kasım'daki 43,8 milyar Dolar'dan 47,1 milyar Dolar'a yükselirken enerji ve altın hariç dengede son 12 ayda sadece 4,3 milyar Dolar açık oluştu. Bununla birlikte, turizm gelirlerindeki toparlanma Aralık'ta devam etse de dış ticaret açığındaki artışa ilave olarak birinccil gelir hesabındaki zayıflama cari açıktaki genişlemenin sürmesine neden oldu. Finansman tarafında ise kısa vadeli dış borçlanmadaki azalışa karşın beklentilerimiz dahilinde uzun vadeli dış borçlanmadaki canlılık dikkat çekiyor. 12 aylık toplamlara göre diğer sektörlerde uzun vadeli dış borç çevirme oranı Kasım'daki %106,7'den Aralık'ta %112,6'ya yükselirken bankacılık sektöründe dış borç çevirme oranı aynı dönemde %96,5'ten %101,5'e çıktı. Böylece toplam uzun vadeli dış borç çevirme oranı %100,0'dan %105,3'e toparlandı. Önümüzdeki dönemde, dış ticaret ve cari denge açısından altın hariç risklerin kısmen dengeli olduğunu düşünürken finansman kalitesine ilişkin verilerin daha önemli olacağını düşünüyoruz. Öte yandan mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, toplam işsizlik oranı bir önceki dönemdeki %10,3'den Kasım döneminde %10,1'e gerilerken aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı %12,2'den %12,1'e indi. Söz konusu dönemde sanayi sektöründe istihdam neredeyse sabit kalırken tarım, iinşaat ve hizmet sektörlerinde genele yayılan ılımlı artışlar gözlendi. Böylece toplam istihdam bir önceki döneme göre 143 bin kişi arttı.
Bu hafta veri gündeminde Avrupa'da Şubat ayı Markit PMI verileri, Ocak ayı TÜFE ve ECB para politikası toplantısı tutanakları ön planda iken ABD'de Ocak ayı konut sektörü verileri ve FOMC para politikası toplantı tutanakları önem kazanıyor. S&P'nin Türkiye kredi derecelendirmesi değerlendirmesi de haftanın sonunda önemle takip edilecek. Bu hafta Dolar'ın güçlenebileceğini, para politikası tutanaklarında merkez bankaların enflasyon beklentileriyle ilgili görüşlerinin tutanaklarda daha önem kazanabileceğini tahmin ediyoruz. Bir dengelenme süreci olarak gözlemlediğimiz bu dönemde geçen haftaki Dolar zayıflığının bu hafta dengelenme sürecinde Dolar güçlenmesi olarak sonuçlanabileceğini tahmin ediyoruz. Bu görüşler doğrultusunda bu haftaki beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1960 - 1,2480
USDTRY: 3,7280- 3,8480
BIST 100: 113..800 - 120.100
10 YILLIK BONO (Bileşik): %11,70 - %12,10
ALTIN: 1.310$ - 1.380$



Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş