Geçen hafta başta ABD olmak üzere politik gelişmelerin ekonomik aktivite üzerinde yaratabileceği risklere bağlı olarak küresel faiz hadlerinde geri çekilmeler devam ederken hafta genelinde açıklanan veriler dünya ekonomisindeki kademeli toparlanmayı ve olumlu küresel arka planı teyit ettiler. Jeopolitik gerilimlerle ilgili haber akışı küresel risk iştahını baskı altında tutmaya devam ederken geçen hafta raporumuzda belirttiğimiz gelişen ekonomilerin varlık fiyatlarındaki kazançların sınıra geldiği görüşümüz fiyat hareketleriyle teyit edildi. Güvenli limanlara olan talep güçlenirken riskli varlıklarda satışlar ön plana çıkıyor. Önümüzdeki günlerde gelişmiş ekonomilerdeki politik gelişmelerin ve küresel büyümenin hızına ilişkin somut verilerin risk iştahı açısından önemli olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Makroekonomik veri akışları ilk yarıdaki görece güçlü ekonomik aktivite sonuçları sonrasında ikinci yarıda sınırlı bir miktar ivme kaybı olabileceği görüşümüzle uyumlu hareket ediyor. Geçen hafta ABD enflasyon göstergeleri beklentilerin altında kalsa da TÜFE bileşenlerinde genele yayılmış oynaklık yılın geri kalanında TÜFE'de sınırlı artış beklentimizle uyumlu seyrediyor. Tüketici fiyatlarının bazı ürün gruplarında artış içindeyken diğerlerinde düşüş göstermesi ve bu eğilimde son birkaç aydır gözlenmesi önümüzdeki aylarda indirim dönemlerinin etkisinin arınmasıyla genel enflasyonun toplamda sınırlı yukarı hareket edebileceğine işaret ediyor. Bu yüzden Trump kaynaklı politik riskler sebebiyle faiz hareketlerinde oynaklığın iyice artacağı bir döneme doğru ilerlediğimiz görüşünü korurken Eylül ayı ve ertesindeki ABD hükümeti planları ve borçlanma tavanı sorunu çerçevesinde alınacak önlemlerin ve kamu maliyesinin büyüme amaçlı kullanımının küresel faiz hadlerinde risk yaratmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Bu dönemde önde gelen ekonomilerden vergi indirimi ve alt yapı projeleri gibi açıklamaların artabileceğini, bunlarla beraber enflasyonda görülebilecek canlanmanın da reel faiz fiyatlamalarıyla beraber önem kazanarak küresel faiz hadlerinde kademeli yukarı yönlü hareketi destekleyeceğini düşünüyoruz. Avrupa ekonomilerinin bu eğilime sınırlı destek verebileceklerini ve bu yüzden Euro ve Dolar faizlerinde bugünkü seviyelerin gelecek bir yıl için taban oluşturmaya başlayabileceğini tahmin ediyoruz.
Geçen hafta makro veri gündeminde ABD'de genel TÜFE Temmuz'da bir önceki aya göre %0,2 olan tahminlerin altında %0,1 artarken genel ÜFE yıllık enflasyonu Haziran'daki %1,6'dan %1,7'ye yükseldi. Aynı dönemde çekirdek TÜFE aylık enflasyonu %0,2 olan beklentilerin altında kalarak %0,1 olarak gelirken çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu %1,7'de sabit kaldı. ABD'de genel ÜFE Temmuz'da bir önceki aya göre %0,1 artış tahminlerine rağmen %0,1 düşerken genel ÜFE yıllık enflasyonu Haziran'daki %2,0'dan %1,9'a geriledi. Aynı dönemde çekirdek ÜFE aylık enflasyonu %0,2 olan beklentilerinin aksine -%0,1 olarak gelirken çekirdek ÜFE yıllık enflasyonu %1,9'dan %1,8'e indi. ABBD enflasyon göstergelerinin sonbahar aylarıyla beraber yeniden yukarı yön kazanabileceği beklentimiz ile küresel likiditenin Fed ve ECB kararlarına bağlı olarak azalma ihtimali Eylül ayı ve ertesinde küresel piyasalarda faiz hadlerinin gelişen ekonomilerin varlık fiyatları üzerinde baskı yaratabileceği öngörümüzün temelini oluşturuyor.
Japon ekonomisi ikinci çeyrekte bir önceki döneme göre %0,6 olan tahminlerin üzerinde %1,0 büyürken GSYH yıllıklandırılmış büyüme hızı ilk çeyrekteki %1,5'ten %4,0'a yükseldi. İkinci çeyrek sonuçları özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarındaki beklentilerin üzerinde sonuçları yansıtırken net dış talep büyümeyi sınırlayıcı faktör oldu.
Çin'de Temmuz'da sanayi üretimi yıllık artış hızı Haziran'daki %7,6'dan, %7,1'lik tahminlerin altında kalarak, %6,4'e gerilerken, perakende satışlardaki yıllık artış hızı %10,8'lik beklentilerin altında %10,4 olarak gerçekleşti. Veriler ikinci çeyrekte tahminlerin üzerinde bir performans sergileyen Çin ekonomisinin ikkinci yarıya bir miktar yavaşlayarak başladığına işaret ediyorlar.
Türkiye'de ise Haziran ayında toplam cari işlemler açığı 3,8 milyar Dolar ile tahminimiz dahilinde gelirken enerji dışı denge 1,55 milyar Dolar açık verdi. Böylece Mayıs'ta 35,5 milyar Dolar olan 12 aylık toplam cari açık 34,3 milyar Dolar'a gerilerken, enerji dışı cari açık ise 8,4 milyar Dolar'dan 7,0 milyar Dolar'a düştü. Dış ticaret dengesindeki kademeli iyileşmenin yanında turizm ve taşımacılık hizmetlerindeki toparlanma cari açıktaki düşüşte etkili olurken finansman tarafında bir miktar zayıflık dikkat çekiyor. Hazine'nin ve bankaların yüklü borçlanmalarına olan yabancı talebi ile 4,2 milyar Dolar'lık portföy yatırımı girişi olurken doğrudan yabancı yatırımlarda net olarak 515 milyon Dolar'lık çıkış gerçekleşti. 12 aylık toplamlara göre bankacılık sektöründe uzun vadeli dış borç çevirme oranı Mayıs'taki %100,2'den Haziran'da %93,0 ile son yedi yılın en düşük seviyesine inerken diğer sektörlerde borç çevirme oranı %%123,1'den %110,3'e geriledi. Dış ticaret dengesi üzerindeki risklerin kısmen dengeli olduğunu düşünsek de gelecek dönemde turizm gelirlerindeki toparlanmanın sınırlı kalacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede 2017 yılında cari açığın 2016 yılındaki 32,6 milyar Dolar'dan 37 milyar Dolar'a yükseleceği yönündeki tahminimizi koruyoruz. Sanayi üretiminde ise ikinci çeyrek genelinde sanayi üretimi bir önceki döneme göre %1,7 artarken üretimde yıllık bazda %4,5'lik büyüme kaydedildi. Bu da ikinci çeyrekte %5'in üzerinde GSYH büyümesi kaydedilebileceğine işaret ediyor.
Bu hafta veri takviminde İngiltere Temmuz ayı TÜFE, ABD Temmuz ayı perakende satışlar ve sanayi üretimi, Temmuz ayı Fed ve ECB para politikası toplantıları tutanakları ön plana çıkıyor. Yılın ikinci yarısına ait makroekonomi verilerinin ilk yarıya göre yavaşlamaya işaret edebileceğini fakat para politikası tutanaklarında sıkılaştırma tedbirlerine dair kararlılığın devam edebileceğini tahmin ediyoruz. Kuzey Kore - ABD arasındaki gerillimin bu sabah bir nebze rahatlamasıyla yukarı yön kazanan küresel faiz hadlerinin önümüzdeki dönemde de kademeli yukarı yönlü hareketini destekleyecek sınırlı enflasyon baskısı, genişleyici mali politikalar ihtimallerine bağlı olarak Ağustos ayını küresel faiz hadleri için geçiş dönemi olarak görmeye devam ediyoruz. Özellikle Eylül ayı ertesinde küresel jeopolitik riskler, küresel mali politikaların büyümeye destek verme yönünde gevşeme ihtimali, sıkılaşacak para politikaları ve büyümenin kırılganlığı küresel faiz hadlerindeki oynaklığı artırmaya devam edebilir. Bu döneme kadar hem ekonomik hem politik gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini, yılın geri kalanında da riski yönetmek ve sermaye getirilerini korumanın daha önem kazanacağını öngörüyoruz.
Bu görüşler doğrultusunda bu haftaki beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1400 - 1,2050
USDTRY: 3,5150 - 3,6180
BIST 100: 103.500 - 110.500
10 YILLIK BONO (Bileşik): %10,70 - %11,10
ALTIN: 1.250$ - 1..310$
Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.