Haftalık Bülten (Odeabank)

Geçen hafta beklentilerimiz belirsizlik yaratan Trump açıklamalarının yanında ABD verileri ve Fed açıklamalarının piyasalarda oynaklığı artırabileceği, Fed kararlarının açıklanmasına kadar piyasalarda Dolar'ın gücünü koruyabileceği fakat karar ertesinde kar realizasyonlarıyla beraber daha yatay bir seyir gözlenebileceği yönündeydi. Fed kararları açıklanana kadar %2,43 seviyesinde belirttiğimiz destekten yükselen ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2,52 seviyesine kadar tırmansa da gerek ABD ve İran arasındaki gerginliğin getirdiği belirsizlikler gerekse Fed toplantısından çıkan beklentimize paralel dengeli açıklama ABD 10 yıllık tahvil faizinin yeniden %2,43 seviyesine gerilemesine sebep oldular. Bu dönemde Euro/Dolar 1,0829'a, Sterlin/Dolar ise 1,2706'ya kadar çıkarken Dolar/TL 3,72 civarına kadar geriledi. Avrupa'da büyümenin beklentilerin sınırlı üstünde kalırken enflasyon verilerinin gücünü koruması Avrupa Merkez Bankası'nın bu yıl içinde beklediğimiz varlık alım programları miktarını daha da azaltabileceği beklentimize destek verirken Euro'nun Sterlin'e göre daha güçlü kalmasına destek oldu. ABD verilerinde istihdamın artışına karşılık ortalama saatlik kazançların hem önceki ay için aşağı yönlü revize edilmesi hem de beklentilerden düşük kalması ülkede ekonomideki canlılığın enflasyon yaratma noktasında halen zayıf kalabileceğine işaret ederken ABD tahvil faizlerinde aşağı yönlü risk yarattı. Veriler sonrasında %2,4250 civarına kadar düşen ABD 10 yıllık tahvil faizi daha sonra %2,50 civarına kadar yükselse de %2,45 civarlarında dengelendi. Bu hareket ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde zayıf veri ve küresel belirsizlik altında bile %2,43 desteğinin güçlü kalabileceğine işaret ederken ABD verilerinde zayıflığın devam etmesi halinde bu desteğin tekrar test edilebileceğini tahmin ediyoruz. Bu dönemde de Dolar/TL ve gelişen ekonomilerin varlıkları ABD faizlerindeki yukarı yönlü hareket zayıfladıkça değer kazanmaya devam ettiler. Bu hafta küresel veri gündeminin önceki haftaalara göre daha az olması nedeniyle Dolar/TL ve gelişen ekonomilerin varlık fiyatlarındaki kazançlar üzerinde önemli bir risk bulunmuyor fakat kar realizasyonlarının etkisine dikkat etmek gerekebilir. Haftaya 3,6840 civarında başlayan Dolar/TL bu hafta içinde 3,65 civarına kadar küresel etkenlerin de desteğiyle düşebilir fakat gelecek hafta açıklanacak ABD tüketici enflasyonu verisiyle beraber takip edilecek Yellen'in açıklamaları gelişen ekonomilerdeki kazançlar üzerinde risk yaratabilir.
Makro ekonomik gündemde ise geçen hafta ABD'de tarım dışı istihdam Ocak'ta bir önceki aya göre 180 bin kişi olan beklentilerin üzerinde 227 bin artarken işsizlik oranı %4,7'de sabit kalacağı beklentilerine karşın Aralık'taki %4,7'den Ocak'ta %4,8'e yükseldi. Saatlik ortalama ücretler aylık bazda %0,3 olan tahminlerin altında %0,1 artarken ücretlerin yıllık artış oranı %2,8'den %2,5'e geriledi. Bununla birlikte Aralık ücret artış verileri de aşağı yönde revize edildiler. İmalat sanayi ISM Aralık'taki 54,5'ten, 55,0 olan tahminleri aşarak, Ocak'ta 56,0 seviyesine yükseldi. Öte yandan, ülkede Aralık ayında inşaat harcamaları aylık bazda %0,2 artış tahminlerine karşın %0,2 oranında azaldı. Bireysel gelirler Aralık'ta bir önceki aya göre %0,3 artarken harcamalarda aynı dönemde beklentiler dahilinde %0,5'lik aylık artış meydana geldi. Çekirdek PCE aylık bazda tahminlerle uyumlu bir şekilde %0,1 artarken yıllık enflasyon %1,7'de sabit kaldı. İstihdam artışları beklentilerin üzerinde gelse de ücret artışlarındaki zayıflık nedeniyle net bir değerlendirme yapmak zorlaşıyor. Bununla birlikte, ekonominin tam istihdama yaklaştığı bir dönemde böylesi karışık sinyallerin bir sürpriz olmadığını düşünüyoruz.
Euro Bölgesi ekonomileri 2016 son çeyrekte bir önce döneme göre beklentiler dahilinde %0,5 büyürken yıllık bazda büyüme hızı %1,8 olarak gerçekleşti. Yıl genelinde GSYH büyüme oranı %1,7 olurken 2016'nın son ayında işsizlik oranı Kasım'daki %9,7'den %9,6'ya geriledi. Öncü hesaplamalara göre, OOcak ayında TÜFE yıllık enflasyonu Aralık'taki %1,1'den %1,5 olan tahminleri aşarak %1,8'e yükselirken çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu %0,9'da sabit kaldı. Ekonomik aktivite ile ilgili veriler 2016'daki görece güçlü performansı teyit ederken son dönemde açıklanan diğer öncü veriler yeni yıla da nispeten güçlü bir başlangıç yapıldığını ortaya koyuyorlar. Öte yandan, Ocak ayı enflasyonundaki hızlı yükseliş geçen yılın düşük bazı ve enerji fiyatları kaynaklı görünürken temel dinamikler şu aşamada ılımlı bir toparlanmaya işaret ediyorlar. Bununla birlikte, yıl içindeki seçimler ve artabilecek politik belirsizlikler nedeniyle Euro Bölgesi'nin ekonomik görünümü üzerindeki aşağı yönlü risklerin yüksek kalabileceğini düşünüyoruz. Avrupa ekonomileri bekleyen en önemli riskin bankacılık kaynaklı fonlama riskleri olduğunu düşünüyoruz.
Japon Merkez Bankası (BoJ) beklentilere paralel olarak politika faizini -%0,10'da sabit tutarken getiri eğrisini kontrol etme politikasında ve varlık alım programınnda değişikliğe gitmedi. Bununla birlikte, BoJ ekonomik görünüme ve dış talebe yönelik değerlendirmesini, zayıf Yen ve küresel ekonomide devam eden toparlanma nedeniyle bir miktar daha iyileştirdi. Bu gelişmeler ışığında BoJ'un yakın dönemde ek genişlemeci para politikası tedbirleri alma ihtimali azalırken bir süre daha küresel gelişmeleri yakından takip ederek bekle-gör stratejisi izleyeceğini düşünüyoruz.
Yurt içinde ise Ocak'ta TÜFE bir önceki aya göre piyasa beklentilerinin üzerinde %2,46 artarken yıllık enflasyon ise Aralık'taki %8,53'ten %9,22'ye yükseldi. Ocak'taki yüksek artışta gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki artış ve döviz kurundaki seyrin etkilerinin olduğunu düşünüyoruz. Çekirdek enflasyon (yeni C endeks) ise aylık bazda %0,57 seviyesinde gelirken yıllık bazda %7,48'den %7,74'e yükseldi. Aynı zamanda ÜFE bir önceki aya göre %3,98 artarken, yıllık ÜFE enflasyonu Aralık'taki %9,94'ten, Ağustos 2008'den bu yana en yüksek seviye olan %13,69'a çıktı. Gıda fiyatlarındaki oynnaklık, döviz kurlarında yaşanan artış, diğer maliyet unsurlarının baskısının yanında fiyatlama davranışlardaki bozulma ile önümüzdeki aylarda tüketici fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskının devam edeceğini öngörüyoruz. Öte yandan Aralık ayında ihracat yıllık bazda %9,0, ithalat ise %2,3 artış gösterdi. Böylece dış ticaret açığı Aralık'ta bir önceki yılın aynı ayına göre %10,3 daralarak öncü verilerle uyumlu bir şekilde 5,598 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Aralık'ta AB ülkelerine yapılan ihracat yıllık bazda sadece %4,8 artarken Kuzey Afrika ülkeleri dışındaki pazarlarda genel bir iyileşme görüldü. İthalat tarafında ise ham petrol fiyatlarındaki düşük seviyelerin olumlu etkisinin azalmasının yanında iç talepteki kademeli toparlanmanın etkileri görülüyor. Aralık sonuçlarıyla birlikte 2016'da ihracat bir önceki yıla göre %0,9 azalışla 142,606 milyar Dolar olurken, ithalat %4,2 daralarak 198,602 milyar Dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu sayede ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015'ddeki %69,4'ten %71,8'e yükselirken dış ticaret açığı yıl genelinde %11,7 daralarak 55,996 milyar seviyesinde gerçekleşti.

Bu hafta küresel veri takviminde global veri akışından ziyade politik gelişmelere ilişkin haber akışının risk iştahı açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Veri gündeminde İngiltere, Almanya ve Türkiye Aralık ayı sanayi üretimleri, Çin Ocak ayı ticaret dengesi ve ABD ithalat fiyat endeksi önem kazanıyor. Bu hafta gelişen ekonomilerdeki kazançların haftanın ilk günlerinde korunarak sınırlı kazanç artışlarının devam edebileceğini fakat haftanın son günlerinde kar realizasyonlarının gözlenebileceğini düşünüyoruz. Geçen hafta ABD gündeminde yavaş yavaş yer almaya başlayan vergi indirimlerinin Başkan Trump emriyle hızlı bir şekilde hayata geçirilebileceği yönündeki tartışmaların derinleşmesi durumunda ABD tahvil faizlerinin de etkilenebileceğini tahmin ediyoruz. Ayrıca İran ve ABD arasındaki git gide artan gerginliğin de yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. BBu hafta Dolar/TL haftanın ilk günlerinde 3,65-3,68 aralığına kadar iyileşebilir. Şubat ayının ortasından itibaren beklediğimiz ABD tahvil faizlerindeki yukarı yönlü baskının devam edebileceği beklentisinden dolayı bu dönemdeki kazançlara temkinli yaklaşılması gerektiği görüşümüzü tekrarlıyoruz.
Bu görüşler doğrultusunda haftalık beklentilerimiz:
EURUSD: 1,0520 - 1,0850
USDTRY: 3,6220 - 3,8520
BIST 100: 85.000 - 93.100
10 YILLIK BONO (Bileşik): %10,50 - %11,10
ALTIN: 1.180$ -1.240$

Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyedee bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş