Haftalık Bülten (Odeabank)

Geçen hafta ABD verilerinin beklentilere yakın gerçekleşmeleriyle Dolar’ın değer kazanabileceği fakat kazançların sınırlı olabileceği yönündeki görüşümüzü destekleyen gelişmeler yaşandı. ABD verileri bir süredir bahsini ettiğimiz kademeli toparlanma eğilimindeki istikrarlı büyümenin enflasyonu desteklemesine işaret ettiler. Avrupa’da ise enflasyon verilerinde ülke bazlı enflasyon dinamikleri farklılıklar gösterirken beklentiler kanalında enflasyonun toparlanmak için daha uzun süreye ihtiyacı olacağı görüşünü desteklediler. Haftanın en önemli gelişmeleri ise ABD tarafından gelen açıklamalardı. Fed Başkanı Powell tarafından ekonomiye olan güvenin yinelenerek Fed beklentilerinin makul olduğu görüşünün savunulması piyasalar tarafından şahin algılanırken Başkan Trump uluslararası ticaret akımlarını etkileyecek önemli bir açıklamada bulundu. Trump tarafından ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına uygulayacağı gümrük vergileri açıklamaları küresel ticarette belirsizliği artırdı. Özellikle Çin ve Almanya gibi ihracat fazlasına dayalı ekonomik büyüme modeli olan ülkelerin küresel ticaret üzerinde uygulanacak vergilerden etkilenmesi beklenirken Türkiye gibi ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatında iş ortağı olan gelişen ekonomilerin de bu durumdan bir nebze olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Bir süredir paylaştığımız görüşlerimize paralel gelen açıklamalardan ve verilerden sonra bu yıl boyunca finansal piyasalardaki en önemli gelişmelerin şirket ve bireyler üzerinde git gide artacak borçlanma maliyetleri ve buna bağlı olarak finansal piyasaların likiditesi olacağı düşüncemizi koruyoruz. Küresel para politikalarında sıkılaşma ve normalleşme dönemini yaşayacağımız ve etkilerini en çok göreceğimiz 2019 yılından önce bu sene Mart ayından Nisan ayına kadar geçecek süreçte şimdiye kadar gözlenen değer aralıklarının geçerli olabileceğini fakat Nisan-Mayıs ayı dönemi ve sonrasında risklerin ve oynaklığın ekonomilerdeki büyüme eğilimlerine göre değişebileceğini tahmin ediyoruz. Bu dönemde içç tüketime dayalı büyüme modellerinin yanı sıra istikrarlı ticaret ortaklarıyla geliştirilmiş ihracat kanalları ülkelerin büyümelerini desteklemekte aşırı önem kazanıyor. Kurların hareketlerinden daha çok faiz hareketlerinin ekonomik büyüme ve gelişim açısından en önemli risk olduğunu düşünmeye devam ederken yıl içinde Dolar ve Euro faizlerinin hareketlerine bağlı olarak daha çok finansal likidite problemleri gözlenebilme ihtimali riski küresel ticaret üzerine uygulanan vergiler ile git gide artıyor. İtalya seçimlerinin
Makroekonomi gündeminde ise ABD’nin 2017 son çeyrek GSYH yıllıklandırılmış büyüme hızı ilk açıklamadaki %2,6’dan beklentiler dahilinde %2,5’e revize edilirken hane halkı tüketim harcamalarının yıllıklandırılmış artışı %3,8 olarak teyit edildi. Aylık açıklanan verilerle uyumlu olarak inşaat sektörü ve kamu harcamaları büyümeyi desteklerken 2017 son çeyrekte net dış talep büyümeyi sınırlayan unsur oldu. 2018 Ocak ve Şubat aylarına ilişkin öncü veriler ise büyümenin ivme kkazanmaya devam ettiğini gösteriyorlar. ABD’de bireysel gelirler Ocak’ta bir önceki aya göre %0,3 olan beklentilerin hafif üzerinde %0,4 artarken aynı dönemde bireysel harcamalar aylık bazda tahminler dahilinde %0,2 arttı. Böylece bireysel harcamalar reel olarak aynı ayda %0,1 daralırken Aralık verileri bir miktar aşağı yönde revize edildiler. Aynı zamanda çekirdek PCE aylık enflasyonu beklentiler dahilinde %0,3 gelirken çekirdek PCE yıllık enflasyonu %1,5’te yatay kaldı. ABD’de dayanıklı mal siparişleri Ocak’ta bir önceki aya göre %2,0 olan beklentilerin ötesinde %3,7 azalırken çekirdek dayanıklı mal siparişleri %0,5 artış tahminlerinin aksine %0,2 azaldı. Ocak’taki zayıf sonuçlar kısmen 2017 çeyrekteki güçlü sonuçların düzeltmesi olarak görünürken vergi teşvikleriyle yatırımların ve imalat sanayinin 2018 görünümünün pozitif olduğunu değerlendiriyoruz. Kazanç ve enflasyon verileri ABD’de enflasyon dinamiklerinin ılımlı kaldığını gösterirken işgücü piyasasındaki ve ekonomik aktivitedekii istikrarlı eğilimi destekliyorlar. Bunun ABD’de faiz artışı beklentilerinde yukarı yönlü risklere sebep olabileceğini fakat bu beklentinin piyasalarda Nisan ayı ve sonrasında oluşabileceğini tahmin ediyoruz.
Avrupa’da ise öncü hesaplamalara göre genel TÜFE yıllık enflasyonu Ocak’taki %1,3’ten Şubat’ta beklentiler dahilinde %1,2’ye gerilerken çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu %1,0’da sabit kaldı. Genel enflasyondaki gerileme büyük ölçüde gıda ve enerji fiyatlarındaki baz etkisi kaynaklı gelişmeleri yansıtırken çekirdek enflasyondaki yatay sonuç temel dinamiklerde önemli bozulma olmadığına işaret ediyor. Genel ve çekirdek enflasyondaki bu düşük seviyelerin Avrupa Merkez Bankası (AMB) için sürpriz olmayabileceğini düşünürken bu haftaki toplantısında AMB’nin mevcut para politikası duruşunu koruyacağını öngörüyoruz. Öte yandan bölge genelinde işsizlik oranı Ocak’ta Aralık 2008 sonrası en düşük seviye olan %8,6’da sabit kaldı. Avrupa ekonomilerinin genelinde Şubat ayı imalat ve hizmet sektörrü anket verilerinde belirgin bir ivme kaybı görülse de mevcut seviyeler bölgede büyümenin bu yıl ilk yarı boyunca potansiyelinin üzerinde kalabileceğini teyit ediyorlar. Aynı zamanda, ekonomideki canlılık sayesinde işgücü piyasasının da göreli güçlü performansını 2018’in başında koruduğu görülüyor. Avrupa’da bu yıl ortasında para politikası duruşuna ilişkin sözlü yönlendirme ile daha sıkılaştırıcı yönde ayarlama yapabileceğini fakat Haziran ayına kadar geçecek süreçte yönlendirmelerin dengeli yapılacağını tahmin ediyoruz. Ekonomik büyümedeki hızlanmanın enflasyona yansıma hızının ve seviyesinin önem kazanacağı Mayıs ayı ve ertesindeki dönemlerde ECB’den daha sıkı tutum içeren sözlü yönlendirmeler ihtimalini daha yüksek görüyoruz. ECB’nin bu yılın ikinci çeyreğinde sözlü yönlendirmesinde değişikliğe gideceği ve büyüme ve enflasyon görünümünde sürpriz bir bozulma olmaz ise 2019 ilk yarısında faiz artırımını yapabileceği beklentilerimizi koruyoruz.
Çin’de imalat sanayi PMI Ocak’taki 51,33’ten Şubat’ta, 51,1 olan tahminlerin altında kalarak, 50,3’e gerilerken aynı zamanda hizmet sektörü PMI 55,3’ten 54,4’e indi. Böylece bileşik PMI aynı dönemde 54,6’dan 52,9’a düştü. Şubat’taki zayıf sonuçlar kısmen yeni yıl tatilinin etkisini yansıtsa da detaylar, büyümenin ve fiyat baskısının yeni yılın başında hafifçe yavaşlamış olabileceğine işaret ediyorlar.
Türkiye’de ise tüketici fiyatları Şubat’ta bir önceki aya göre %0,73 artarken yıllık enflasyon Ocak’taki %10,35’ten hafifçe %10,26’ya geriledi. Aylık çekirdek enflasyon %0,49 olarak gerçekleşirken yıllık çekirdek enflasyon %12,18’den, %11,94’e geriledi. Öte yandan, yurtiçi ÜFE bir önceki aya göre %2,68 artarken ÜFE yıllık enflasyonu %12,14’ten %13,71’e yükseldi. Önümüzdeki dönemde, toplam talep koşulları genel enflasyona sınırlı ölçüde aşağı yönlü baskı yapabilecek olsa da temel enflasyon dinamiklerinde belirgin bir iyileşmenin küresel faiz hadlerindeki artışla beraber kurlardaki oynaklığın etkisiyle uzun zaman alabileceğini ööngörüyoruz. Öte yandan Ocak ayında ihracat yıllık bazda %10,7 artarken, ithalat %38,0 genişleme gösterdi. Böylece ihracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Ocak’taki %72,1’den Ocak 2018’de %57,9’a geriledi. Dış ticaret açığı ise Ocak’ta bir önceki yılın aynı ayına göre %108,8 artarak öncü verilerin işaret ettiği seviyelerle uyumlu olarak 9,067 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Verinin detayları altın ithalatı ve enerji fiyatlarının etkisinin yanında iç talebin gücünü koruduğunu teyit ediyorlar.
Bu hafta veri gündeminde ABD Şubat ayı ortalama saatlik kazançlar, tarım dışı istihdam ve işsizlik oranı ile Ocak ayı ticaret dengesi ve Şubat ayı ISM hizmet sektörü endeksi açıklanacak. Avrupa’da Ocak ayı perakende satışlar ve ECB para politikası toplantısı ile Türkiye’de TCMB para politikası toplantısı diğer önemli gündem maddeleri arasında. ABD verilerinin beklentiler dahilinde gelişmesini, ECB para politikası toplantısında dengeli bir açıklama ile gelecek dönemlerde şahin açıklamalar için veri takibi amaçlı zaman kazanılacağını, TCMB’de ise mevcut para politikası faizi seviyelerinin korunacağını tahmin ediyoruz. Bu beklentilere bağlı olarak Dolar’ın kademeli güçlenmeye devam edebileceğini, Euro ve Sterlin üzerinde politik risklerle beraber ekonomik verilerde ivme kaybının etkili olabileceğini ve küresel borsalarda büyüme eğilimlerine bağlı olarak ülke bazlı satışların gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz. Bu görüşler doğrultusunda bu haftaki beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1960 - 1,2550
USDTRY: 3,7880- 3,8820
BIST 100: 112.800 - 121.500
10 YILLIK BONO (Bileşik): %11,80 - %12,30
ALTIN: 1.300$ - 1.380$



Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasındda imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.