YÜKSEK VOLATİLİTE ETKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR
Merkez bankaları küresel ölçekte attıkları güçlü adımlar ile korona
virüsünün finansal piyasalar ve ekonomik aktivite üzerindeki etkisini
azaltmaya yönelik çabasını sürdürüyor. Ancak virüsün özellikle Çin
dışında belirgin şekilde yayılmaya devam etmesi atılan adımların
varlık fiyatlarına güçlü bir yansıması olmasına pek fazla izin vermiyor.
Bu durum piyasaların haftanın ilk işlem gününe zayıf bir zeminde
başlamasına neden olurken bugün ise satış baskısının yerini denge
bulma çabasına bıraktığını görüyoruz. Ancak karşı karşıya olunan
sorunların salt para politikaları ile çözülemeyeceğini düşünürsek
piyasalardaki yüksek volatilitenin bir süre daha etkisini sürdürmesi
şaşırtıcı olmayacaktır.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul son 9,5 ayın dibinde. Merkez bankalarının likidite
koşullarını iyileştirici adımlarına karşın COVID-19 endişesinin giderek
artması yatırımcıları riskli olarak görülen varlıklardan çıkışa
yönlendiriyor. Bu kapsamda küresel borsalar haftaya satış baskısı
altında başlarken Borsa İstanbul da son 9,5 ayın en düşük seviyeleri
olan 87 bin sınırına kadar çekildi. Virüs yayılmaya devam ettikçe
riskten kaçış eğilimi küresel piyasaları etkisi altında tutacağı için Borsa
İstanbul’da da aşağı yönlü risklerin canlı kalmayı sürdürdüğünü
söylemek mümkün. Teknik açıdan bakıldığında ise son sekiz yılın
trend desteği 87 bin civarından geçtiği için endeksin bu seviyenin
üzerinde tutunmasını son derece önemli buluyoruz. Her ne kadar
piyasalar teknik görünümden bağımsız hareket ediyor olsa da bu
seviyenin altındaki seviyelerin aşağı yönlü riskleri artırabileceğini
söylemek mümkün.
EUR/USD 1,12’nin üzerini test etse de kalıcı olmadı. Son dönemde
daha çok faizler arasındaki makas doğrultusunda hareket eden
EUR/USD, Fed’in bir kez daha güçlü bir faiz indirimine gitmesi ve faiz
farkının EUR lehine daralması ile yönünü yukarı çevirdi. Teknik açıdan
bakıldığında paritenin 200 günlük hareketli ortalamasının da geçtiği
1,1100 seviyesinin üzerinde tutunmasını yukarı yönlü eğilim
açısından pozitif buluyoruz. Ancak bu eğilimin özellikle uzun vadede
ne ölçüde kalıcı olacağı konusunda soru işaretleri olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Öyle ki, virüs etkisinin geride kalması ve piyasaların
işleyişinin normale dönmesi durumunda paritenin direncini koruması
çok kolay olmayacaktır.
TL üzerindeki baskı devam ediyor. Fed’den gelen güçlü faiz
indirimlerine karşın yatırımcıların göreceli olarak daha riskli bulunan
gelişmekte olan ülke para birimlerinden çıkış yapmaya devam etmesi
kaçınılmaz olarak TL’ye de güç kaybı olarak yansıyor. Bu noktada
Mart ayı başından bu yana yukarı yönlü bir eğilim sergileyen USD/TL
6,40’ı da aşarak son altı ayın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda.
TL’nin kısmen Perşembe günkü toplantıda TL’nin yapabileceği bir faiz
indiriminin etkilerini hissettiğini söylemek de mümkün. Teknik olarak
ise 6,35’in üzerindeki rakamlar yukarı yönlü risklere işaret ederken
küresel risk iştahı düşük kaldıkça TL’de güç kaybının devam etmesi
şaşırtıcı olmayacaktır.
Tahvil faizleri ayrışıyor. Fed’in güçlü faiz indirimlerine karşın TL’nin
değer kaybetmeye devam etmesi ve Perşembe günkü PPK
toplantısında TCMB’nin 100 baz puana yakın bir faiz indirimine
gideceğinin fiyatlanması faizlerde ayrışmaya yol açtı. Bu kapsamda
10 yıl vadeli tahvil faizleri %12,50 seviyesini aşarken 2 yıl vadeli faizler
ise %10,50’ye yöneldi. Böylece 10 ve 2 yıl vadeli tahvil faizleri
arasındaki fark zirveye çıkmış oldu. 2 yıl vadeli faizde aşağı yönlü
hareket alanı olsa da sık sık dikkat çektiğimiz gibi %10’un altında
güçlü bir potansiyel görmüyoruz.
Düşük risk iştahı ons altının destek bulmasına izin vermiyor. Normal
şartlar altında Fed’in yaptığı faiz indirimlerinin ve küresel ölçekte
riskten kaçışın değerli metallerin cazibesini artırması beklenirdi.
Ancak piyasalardaki sert satışlar nedeniyle yatırımcıların nakit
pozisyona dönmeyi tercih etmesi değerli metaller üzerinde de
etkisini gösteriyor. Bu kapsamda ons altının da belirgin şekilde satış
baskısı altında kalarak son dönem zirvesinden önemli ölçüde
uzaklaştığını görüyoruz. Ons altında görünümün iyileşmesi için 200
günlük hareketli ortalamanın geçtiği 1500 doların üzerinde rakamlar
görülmesi gerektiğini düşünürken aşağıda ise 1485 ve 1450 dolar
seviyeleri önemli teknik noktalar olarak karşımıza çıkıyor.
ÜNLÜ Menkul
unlumenkul.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.