Gelişen ülkeler liginde yer alan majör 25 ülke ekonomisi 2011 yılından bu yana ilk kez senkronize büyüme performansı ortaya koyuyor.
Arjantin, Brezilya, Nijerya ve Rusya 2017'deki resesyon girdabından çıkma emareleri gösteriyor. Gelişmekte olan dünya nihayet 1997-2002’deki Asya, Rusya ve Arjantin finansal krizleri ile 2008-2009’daki küresel mali krizi arasında yaşadığı altın dönemi tekrarlıyor gibi görünüyor. Yaşanılan süreci Financial Times’a değerlendiren Capital Economics'in üst düzey gelişen piyasalar ekonomisti William Jackson, “Tüm büyük gelişen ekonomilerin aynı anda büyüme performansı ortaya koyması olağandışı. Beklentimiz bunun sürmesi yönünde. Emtia fiyatları şimdi dengelendi. Küresel büyüme yakalandı ve para birimleri zayıfladı. Para politikaları biraz daha destekleyici olabilir” diyor.
Yatırım bankası Rönesans Capital'in gelişmekte olan ülkelerden sorumlu Baş Ekonomisti Charles Robertson da gelişen ülkelerdeki kapsamlı büyümenin “olağandışı” olduğunu kabul ediyor. Robertson, yaşanılan süreci ABD ve Euro Bölgesi’ndeki büyümeyi destekleyici para politikaları ve emtia fiyatlarındaki toparlanmanın mirası olarak değerlendiriyor.
Varlık yöneticisi Hermes'in gelişen piyasalar bölüm başkanı Gary Greenberg, orta vadede, büyük gelişmekte olan ülkeler için pembe tabloyu bozabilecek olan tek şey, ABD ve Çin arasındaki tansiyonun tırmanması olarak görüyor. Ve ekliyor: “Bu yıl gelişen ülke ekonomilerinin iyi bir şekilde yürüdüğü bir yıl. Siyaseti görmezden gelip ve siyasi arenadaki gelişmelerin bir gürültü olduğunu söylemek güzel olurdu ama her şeyin öleceğini tahmin etmek de fazla abartılı olurdu. Olası ticaret savaşının neden olacağı maddi hasar büyük olabilir. Fakat şimdiden en kötü darbeyi kimin alacağını kestirmek zor.”
"Orta ve uzun vadede gelişen pazarda büyüme fren yapabilir”
Bazı uzmanlar ise Güney Afrika, Rusya ve Brezilya'daki ekonomik toparlanmanın hala oldukça kırılgan olduğunu ve emtia fiyatlarında yeni bir düşüşle işlerin rayından çıkabileceği konusuunda uyarıyor. Capital Economics'ten Analisti Jackson orta vadede Güney Afrika, Rusya ve Brezilya’nın resesyonla karşılaşabilecek adaylar arasına girebileceğini İfade ediyor. Benzer şekilde, Suudi Arabistan’ın bu yıl sadece yüzde 1-1,5 oranında büyümesi muhtemel görülüyor. Bu durumda Arabistan’ın da ekonomik daralmayla tekrar karşı karşıya kalması söz konusu.
Hermes gelişen ülkeler masası Şefi Gary Greenberg ABD ekonomisinin gücü ve kredi piyasalarında yaşanan son gelişmelerin kendisini “ tedirgin” ettiğini belirterek gelişmekte olan ülkelerde büyümenin sürdürülebilirliğinin önüne set çekebileceğini belirtiyor. Ve ekliyor: “ABD ne yaparsa yapsın, orta ve uzun vadede gelişen pazarda büyüme görece yavaşlayabilir. Geçmişte gördüğümüz güçlü büyümeyi göreceğimizi düşünmüyorum.”
"Türkiye ekonomisinde işlerin yanlış gitme riski var"
Financial Times’ın gelişen ekonomiler sayfasında yer alan haberde Türkiye ekonomisi için ekonomik daralma riskine dikkat çekiliyor. Güçlü bir ekonomik büyüme ilee gevşek para politikası bileşiminin cari işlemler açığını büyütüp, Türk Lirasında kan kaybına yol açtığı belirtilerek bu tablonun yüzde 10.2 seviyesindeki enflasyonu yukarı çekebileceği uyarısı yer alıyor. Danışmanlık şirketi Capital Economics Analisti William Jackson, “Bu çok agresif faiz artırımlarını ve olası bir durgunluğu tetikleyebilir. Böyle olacağı bizim ve kimsenin tahminleri arasında yer almıyor ama eğer süreç devam ederse endişeler artabilir” diyor.
Yatırım Bankası Renaissance Capital’in Baş Ekonomisti Charles Robertson da analizinde “Sanırım Türkiye ekonomisinde işlerin yanlış gitme riski var. Merkez bankası, faizleri gerektiği kadar artırmayı başaramadı; para birimi baskı altında kaldı ve tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştı ”ifadelerini kullanıyor.