Forex Bülteni (AlnusYatırım)

Piyasalarda Trump - FBI gerginliğinin yansıması Dolar'da değer kaybı olarak öne çıkıyor. Şu anda trend yaratacak bir güçte olmasa da, bu yansımanın Fed'in faiz artırımlarını sekteye uğratması gündeme gelirse, yani ekonomik bir görünüm de kazanırsa trend kazanabilir. 1,1135 üzerindeki parite için bu seviyenin altına gelmesi, yükselişin yorulduğu sinyalini verebilir. Ana göstergelerde aşırı alımlarda yer alıyor

Dolar/TL, krüesel risk iştahındaki düşüşün gelişen ülkelerden kısmi bir çıkış yaratması ile yükseliyor. Dolar, gelişmiş ülke para birimlerine karşı zayıfken, TL gibi gelişen ülke para birimleri karşısında güçlü. Bu ayrışma henüz bir trend yaratacak boyutta değil. Piyasalar ABD'yi izlemeye devam edecektir. 3,60 ve 3,6110 bölgelerini direnç olarak izlemekteyiz.

Ons altın 1260 direnci üzerinden dönüş göstreiyor. Piyasalar Trump - FBI gerginliği ile başlattığı satış baskısını sürdürürken, ilk güne göre satışlar nispeten yavaşladı. Bunu da altında bir kar satışı olarak takip etmekteyiz. Fed beklentilerinde gerileme var. Altın bir trend olarak Fed beklentilerini ve ABD tahvil faizlerini takip edecektir. 1260 direncinden olası dönüşlerde 1254 ve 1250 destekleri takip edilebilir.

Dün ABD Enerji Bakanlığı verilerine göre ham petrol stoklarında 1,8 milyon varillik bir düşüş var. Benzer şekilde işlenmiş ürün stoklarında da 400 bin varillik azalma görülüyor. Veri manşet olarak petroldeki yükselişi destekliyor. Verinin detayı incelendiğinde ise ABD'nin petrol üretiminde 9,3 milyon varildeki seyir sürerken, geçen haftaya göre kısmi bir azalma görülmekte. 49,70 direnci yükselişte önemli bir eşik olarak öne çıkmakta.

S&P500 vadeli kontratta dünkü sert düşüşün ardından bugün 2356,5 desteğinden toparlanma görülmekte. Piyasalar kayıplarını azaltmaya çalışıyor. Endeksin yeniden 2370 ve 2378,5 dirençleri üzerine geçmesi yukarı yönlü hareketin devamı açısından önemli olacak. Piyasalar haber akışına duyarlı.

USDJPY paritesi dün altına geçtiği 111,70 desteğinin üzerine aşmaya çalıışıyor. Yen'deki güçlü seyir korunuyor. Güvenli liman talebinde kademeli olarak bir çözülme görülse de piyasadaki temkinli görüş korunuyor. Paritenin seyri açısından Dolar endeksindeki görünüm de belirleyici olacaktır. 111,70'i ana direnç olarak takip etmekteyiz.

GÜNDEMDEN NOTLAR VE DEĞERLENDİRMELER


Türkiye'de Şubat Ayı İşsizlik ve Sektörel Beklentiler

TÜİK verilerine göre Türkiye'de işsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre 1,7 puan arttı ve %12,6'ya yükseldi. İşsiz kişi sayısı ise Şubat ayında 1 yıllık dönemde 676 bin kişi arttı ve 3,9 milyona ulaştı. Mevsim etkilerinden ardındırıldığında ise işsizlik oranı %11,7'ye geriledi.

Sektörel Güven Endeksleri ve İşsizlik Rakamları

TÜİK ve TCMB, aylık olarak sektörel güven endeksleri açıklıyorlar. Bu raporlarında sektör katılımcılarına çeşitli sorular yöneltilirken, istihdama ilişkin gelecek üç aylık beklentileri de endekse dönüştürülüyor. Hizmetler sektörünün gelecek üç aylık istihdam beklentileri incelendiğinde (TÜİK) Şubat ayındakii pozitif seyrin Mart ve Nisan'da da devam ettiği fakat yükselişin yavaşladığı görülmekte. Yani hizmetler sektörünün istihdama ilişkin iyimserliği azalarak artıyor. Benzer bir görünüm imalat sektöründe de kendini gösterse de Nisan ayında, sektör beklentilerindeki kırılma daha net bir şekilde negatife dönmüş durumda. TCMB'nin anketi incelendiğinde özel bir nedeni yok ve hatta genel endeksteki pozitif seyir sürüyor. Bu çerçeveden bakıldığında, işsizlik oranı için en yüksek rakamı geride bırakmış olmayabiliriz. Buna karşın Mayıs ayı itibariyle hem sektör beklentilerinde hem de istihdam rakamlarında kademeli bir toparlanma beklentisi içerisindeyiz.
ABD’de Nisan Ayında Çekirdek Enflasyon Yeniden %2’nin Altında

ABD’de Nisan ayında enflasyon aylık bazda beklentiler çerçevesinde %0,2 olarak açıklanırken, çekirdek enflasyon ise beklentileri karşılamadı ve aylık %0,1 düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamla birlikte çekirdek enflasyonda yıllık rakam 2015 yılı Ekim ayından sonra yeniden %2’nin altına ggeriledi. Bu düşüşü rakamsal olarak önemli bulduğumuzu belirtelimVerinin detayı incelendiğinde gıda fiyatlarındaki yükselişin devam ettiği, fakat Mart ayına göre fiyat yükselişlerinin ivme kaybettiğini izlemekteyiz. Enerji ürünleri genelinde ise yükseliş var ve manşet enflasyonda bu yükselişin etkili olduğunu düşünmekteyiz. Meta fiyatlarında (enerji hariç) düşüş öne çıkarken, yeni ve kullanılmış araç ile birlikte giyim kalemi de enflasyona negatif etki etmekte.

Sonuç ve Değerlendirme:

Çekirdek enflasyondaki ivme kaybı PCE rakamlarında da kendini gösterdi fakat rakamsal olarak %2’nin altına gelinmesi piyasalar açısından Dolar negatif bir gelişme. Fed açısından baktığımızda önemli olan husus verilerde bir bozulma olduysa ya da olacaksa bunun bir trend haline dönüşüp dönüşmeyeceğidir. Mart ayındaki negatif veriden sonra Nisan’daki yükselememe sorunu iki aylık bir kırılganlığa işaret ediyor. Geçen ayki enflasyon yorumumuzda yılın ikinci yarısı için enflasyondaki düşüş beklentimizi belirtmmiştik. Bu görüşümüzü koruyoruz. Hem manşet hem de çekirdek enflasyonda yılın ikinci yarısında düşüş izleyebiliriz. Fed açısından Haziran’da faiz artırımını engelleyecek bir durum yok. Her ne kadar faiz artırım beklentileri %100’den %97,5’lara gerilemiş olsa da bu olasılık hala güçlü. Bizce ana problem Fed’in Haziran’da artırıp artıramayacağı değil, Haziran’dan sonra üçüncü artırımı yapıp yapamayacağı olacaktır.

Cari Açıkta Birinci Çeyrekte %5,1’lik Büyüme

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre Mart ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre 666 milyon Dolar azaldı ve 3,05 milyar Dolar olarak açıklandı. İlk üç aylık dönemde bakıldığında 8,29 milyar Dolar olan cari açık, geçen yılın ilk çeyreğine göre ise %5,1 artış gösterdi.

Verinin detayı incelendiğinde Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre dış ticaret açığındaki 0,79 milyar Dolarlık azalmanın etkisi öne çıkıyor. Cari dengede önemli bir kalem olan finans hesabında ise açığın 7,65 milyar Dolar’dan 6,48 milyar Dolar’’a düştüğü görülmekte.


Değerlendirme ve Sonuç

Öncelikle aylık bazdaki düşüş olumlu olarak görülebilir fakat ilk üç aylık dönemde cari açıktaki %5,1’lik artışı negatif olarak izlemekteyiz. Çeyrekler bazındaki bu karşılaştırmada mal ve hizmet dengesinden öte finans dengesindeki değişimin negatif etkisini izlemekteyiz. Geçen yıla göre mal dengesindeki değişim %1,1 düzeyinde ve bunu önemli bir değişim olarak görmemekteyiz.


Büyük resme baktığımızda ise ana gösterge olarak takip ettiğimiz Cari denge / GSYH dengesinin ilk çeyrekte yükseldiğini görebiliriz. Aşağıdaki grafik GSYH ve cari dengedeki gelişmelerle birlikte, TCMB’nin de önemli bir finansal istikrar göstergesi olarak izlediği (faiz koridoru politikasının, 2010’da yayımladığımız çıkış stratejisinin ana etkenlerinden biri olarak gördüğümüz) cari açık - GSYH oranıdır. Krizin ilk yansıması olarak bu oranda düşüş gördük fakat 2008 - 2012 döneminde iç tüketimi artırıcı önlemler ile cari açığın GSYH’a oranının %9,6’ya yükseldiğini izleddik. 2015 yılında bu oranı %4,46 ile kapattık. IMF Nisan ayı tahminlerine göre bu oranın 2017 yılında %4,7 ve 2018’da ise %4,6 olması bekleniyor.

Sepet kurun ve faizlerin yükseldiği yakın vadede cari açığın finansmanı sorunu da daha ciddi bir boyutta. Kısa vadeli finansman araçları ile cari açığın azaltılamayacağını da görmekteyiz. TCMB, finansal istikrarı tesise yönelik aldığı kararlar ile 2012 - 2015 döneminde cari açıkta düşüş sağlayabildi. Cari açığın GSYH’a oranı olarak baktığımızda düşüş trendini olumlu izliyoruz. Buna karşın büyüme trendi yeniden %4-5 bandına oturduğu takdirde, bu oranın yükseleceğinin farkındayız. Çözüm; finansal dengeyi koruyacaksak faizleri, faizleri düşürmek için de enflasyonu indirmemiz gerekiyor. Mal ve hizmet dengesinde ise yapısal bir enerji açığı sorunumuz gündemde. Bunun çözümü kısa vadede mümkün olmayabilir. Buna karşın yerli ve katma değeri yüksek üretimin gerekliliğinin altını çizmeye devam ediyoruz.

Sanayi, İlk Çeyreği %2,2 Büyüme İle Kapattı

TÜİİK verilerine göre Mart ayında bir önceki aya göre beklentilerin üzerinde %1,3 artış gösterdi. Üretim, geçen yılın aynı ayına göre ise %2,8 artış gösterdi. Alt endeksler incelendiğinde imalat sanayi sektöründeki %2,5’luk büyümeyi ana endeksteki büyümenin altına izlemekteyiz. Sanayi üretiminin ilk çeyrekteki büyümesi ise bir önceki yıla göre %2,2 gerçekleşti. Bu çerçevede sanayi sektörünün, Türkiye ekonomisi ilk çeyrek büyümesine katkısının 0,70 - 0,80 puan arasında olacağını tahmin etmekteyiz.

Yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere 2017 ilk çeyrek rakamları geçen yıla ve 3 yıllık ortalamalara göre aşağıda kalıyor. İyileşme sürecinde olan reel sektör güvenini inceleyecek olursak, ikinci çeyreğin nispeten iyimser olacağı beklentisi oluşabilir.

ABD’de İstihdam Değişimi Beklentiler Çerçevesinde. Ücret Artışlarında ise İvme Kaybı Var.

ABD’de BLS verilerine göre Nisan ayında tarım dışı istihdam değişimi 211 bin kişi olarak açıklandı ve beklentilerden sert bir sapma olmadığını görmekteyiz. Veerinin detayı incelendiğinde ücretlerde yaklaşık %0,3’lük bir artış var. (26,12’den 26,19’a) Nisan ayı verilerini bu çerçevede olumlu bulduğumuzu belirtelim. Buna karşın önceki aya ilişkin revizelerde özellikle ücret tarafındaki ivme kaybı düşündürücü. Piyasanın fiyatlanmış beklentileri Nisan ayı verileri ile paralel seyretti.


Ücretlerdeki yükselişin ivme kaybetmesi ve geçen yılın Nisan ayına göre artışın altta kalması veriye kısmen gölge düşüren detaylar arasında. Uzun dönem işsizlikte ise önemli bir değişim dikkat çekmiyor.

Veriye biraz daha uzaktan baktığımızda son aylarda istihdam rakamları yükselmesine karşın (Mart ayını saymazsak) ortalamalardaki aşağı yönlü seyir korunuyor. 12 aylık ortalamalara bakıldığında trend aşağı yönlü devam ediyor. Bu nedenle Fed’in tam istihdam görüşü desteklenmeye devam ediliyor. İşsizlik azaldıkça kademeli olarak ABD’nin istihdam yaratmak kapasitesi de düşüşte.


Değerlendirme: Fed memnun Piyasalar memnun
Veri ile ilgili en önemli soru, bu veriden sonra Fed’in duruşu ne olur? Fed eskisi kadar veriye kısa vadeli bakmıyor. Ta m tersine trendi izliyor. Veri bütün olarak bakıldığında Fed’i daha da şahinleştirecek ya da daha yumuşatacak, kısacası şok yaratacak düzeyde değil. Bu nedenle ABD ekonomisinin büyüme trendini koruduğunu düşünüyoruz. İmalat sektörünün katkısının azalacağını PMI ve ISM raporlarında izledik. Bu nedenle imalat sektörü katkısındaki düşüşü sürpriz olarak değerlendirmiyoruz. Veriyi Dolar nötr olarak değerlendirmekteyiz. İlk şok hareketlere karşın piyasa dengesine ulaştığında sıfır toplamlı bir görünüm ortaya çıkabilir.

Piyasalar Astana’daki Suriye Görüşmelerinden Olumlu Etkilenebilir

Türkiye’nin sadece iç gündemi değil, dış gündemi de oldukça yoğun. Üçüncü turu 14 Mart’ta Astana’da başlayan Suriye görüşmelerinden bugün (Perşembe) önemli bir sonuç çıktı. Türk dış politikasının Suriye’deki ABD ve AB ile yaptığı güvenli bölge görüşmeleri Astana’da Rusya - İran - Türkiye üçgeninde çözüme ulaşacak gibi duruyor. Kazakiistan’dan yapılan açıklamada Suriye’de güvenli bölge konusunda anlaşılması için mutabakat hazırlandığı belirtildi. Sputnik’in haberine bu bölgelerden birinin İdlib olması planlanıyor. Türkiye için de bu haber jeopolitik riskleri oldukça azaltacak bir etkiye sahip. Diğer taraftan Suriye’deki muhalifler güvenli bölgeye taraf değiller. ABD ve AB’nin de güvenli bölge için görüşleri sabit. Suriye’de gerilimin azalması Türkiye algısı için pozitif bir gelişme olabilir. Piyasalar açısından yukarı bir şok olmaz fakat kademeli olarak risklerin azalması anlamına geliyor.

Euro Bölgesinde PMI Rakamları Büyümeye İlişkin Güçlü Sinyaller Üretiyor

Euro Bölgesi Nisan hizmetler sektörü PMI raporu bugün (Perşembe) yayımlandı. Endeks, Mart ayı rakamının üzerine geçerek 56,4 olarak açıklanırken, kompozit endeksin de aynı şekilde Mart ayına göre daha yüksek gerçekleştiği görülmekte. Euro Bölgesi’nde ilk çeyreği pozitif geçirdik. Fransa’daki seçimlere rağmen, rakamlar gösteriyor ki ikinci çeyrekte de bu ivmee korunabilir. Markit’in raporu da Euro Bölgesi için büyümenin ikinci çeyreğin başında son 6 yılın en yükseği olacağına dair tahminlerde bulunuyor. Fransa’daki seçimler ve ECB’nin düşük faiz politikası ve varlık alım programındaki azaltmaların devam edip etmeyeceğine yönelik belirsizlikler Euro para birimi üzerinde baskı yaratırken, veri akışının pozitif olması Euro’yu destekleyici bir etken olmakta.


Piyasalar Fed’in Haziran Ayındaki Faiz Artırımına Büyük Ölçüde Hazır

Fed, Mayıs ayı toplantısında beklentiler çerçevesinde faiz artırımına gitmezken, karar sonrası mesajlar Haziran ayındaki faiz artırım ihtimallerini %97’lere taşımış durumda. Piyasalarda ana bir hareket yok. Bunun nedeni ise Haziran beklentilerinin büyük ölçüde fiyatlar içerisinde olmasıydı. Yani piyasalar açısından yeni bir sürpriz ile karşılaşmış değiliz. Fed, hala istihdama güveniyor. Bunun altını çizmek gerekiyor. Ilımlı büyüme ve kademeli faiz artırım söylemleri ise korunmaya devam ediliyor. Bilanço küçültme ile ilggili tartışmalar devam edebilir.


Nisan Ayı Enflasyonu Yükselişini Sürdürüyor

TÜİK verilerine göre Türkiye’de Nisan ayı enflasyonu piyasa beklentilerine yakın bir şekilde 1,31 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise 11,29 seviyesinden 11,87’ye yükseldi. Rakamın detayı incelendiğinde gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyondaki yukarı yönlü etkisi hızla devam ediyor. Açıklanan 1,31’lik rakamın yaklaşık 0,27 puanı gıda tarafından geliyor. Diğer taraftan ulaştırma grubunda da aylık %0,84’lük fiyat artışları enflasyona 0,14 puana yakın bir katkı sağlamış durumda.


Gıda Hala Enflasyonu Yukarı Çekerken Yılsonu Beklentileri İyimser

TCMB geçtiğimiz ayın sonunda (28 Nisan) 2017 yılının ikinci enflasyon raporunu yayımladı. Raporda dikkat çeken detayları hatırlarsak kur geçişkenliği ve gıda fiyatlarındaki yükselişin etkisinin sürdüğünü ve bir süre daha süreceği öngörüsü yer alıyor. Daha önemlisi ise cari yıl sonu beklentileri. Enflasyonda 4 ayı geride bıraktığımız bugün TCMB beklentisi olan 8,55 seviyesinin %67’sini tamamladık. Yani yılın ilk yarısı bitmeden enflasyon beklentilerinin yarısından fazlası tamamlandı. Anket beklentilerinde ise bu oran %61’lerde. Yılın ilk çeyreğinde ayrıca baz etkisinin de enflasyonu yukarı çektiğini hatırlatmak gerekiyor.


TCMB açısından sıkılaştırıcı önlemler enflasyonun daha fazla yükselmemesi için talep cephesinde bir daraltma yarabilir ve kurdaki dalgalanmaları azaltarak Lira’nın daha stabil bir bölgedeki seyrini sürdürebilir. Bunu kur geçişkenliği ive ithal mal fiyatlarından izleyebiliriz. Enflasyonda eğer gıda fiyatlarını konuşuyorsak bunun çözümü para politikasında değildir. TCMB, faiz artırarak enflasyonda yükselişi sınırlayabilir ve hatta talepte bir daraltma yaratarak fiyatları baskılamaya çalışabilir. Fakat bu gıda etkisini çözebilecek yeterlilikte değildir. Türkiye’de makroekonomik sürdürülebilirliğin anahtarı enflasyondur. Enflasyonda trendi yeniden aşağı yönlü yakaladığımız noktada faizleri aşağı çekebiliriz, sektörlerin beklentiilerini iyimserleştirir, belirsizlikleri azaltabiliriz. Bu da daha yüksek büyüme ve daha düşük işsizlik demektir.


ABD’de Nisan Ayı PCE Enflasyon İvme Kaybetti

ABD’de Nisan ayında Fed’in enflasyon göstergesi olarak takip ettiği PCE enflasyonda düşüş var. Geçen hafta aldığımız zayıf büyüme rakamından sonra PCE’deki geri çekilmede, enflasyonda yükseliş trendi bozuldu mu sorusunu gündeme getiriyor. Trenddeki bozulmanın beklentilerimizden biraz daha erken gerçekleştiğini belirtelim. Henüz düzeltme olarak gördüğümüz bu veri eğer ki iki ay daha kendini sürdürürse Fed tarafında kendine yansıma bulabilir. Şu anda Fed’in cesaretini kıracak bir görünüm olduğunu düşünmüyoruz.




A BD ’ de Büyüme İlk Çeyrekte İvme Kaybetti

ABD’de BEA verilerine göre ekonomi ilk çeyrekte ivme kaybetti ve beklentilerin de altında %0,7 oranında büyüme kaydetti. Bu rakam aynı zamanda ilk çeyrekler bazında değerlendirildiğinde 2014 yılından sonraki en olumsuz performans olarak görülmekte



Alnus Yatırım Menkul Değeerler A.Ş
www.alnusyatirim.com

***Raporun Tamamı Ekteki Dosyada Bulunmaktadır***

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş