Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenlenen 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi (NPPES), Pullman İstanbul Kongre Merkezi’nde 8 Haziran 2022 tarihinde başladı.
NPPES’in açılışına, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Afşin Burak Bostancı, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Dünya Nükleer Derneği Sanayi İş Birliği Başkanı Serge Gorlin ve Akkuyu NGS Yönetim Kurulu Bas¸kan Yardımcısı Anton Dedusenko ile birçok yerli ve yabancı ziyaretçi katıldı.
Zirve’nin açılışı için TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Bas¸kanı Ziya Altunyaldız, Dünya Nükleer Derneği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi de video bağlantısıyla mesajlarını gönderdi.
İklim değişikliğiyle mücadelede sıfır emisyonla çalışan nükleer enerji şart
Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için nükleer enerjinin olmaz olmazımız olduğunu belirten T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, enerji üretirken sıfır emisyonla çalışan nükleer santrallerin iklim değişikliğiyle mücadelemize de katkı sağlayacağını belirtti. Kacır: “Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörü 2023 yılında devreye alınacak. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye nükleer enerji sahibi ülkeler ligine katılacak. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu, yıllık 35 milyar kilovat/saat elektrik üreterek ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacaktır. İkinci nükleer enerji santrali için de temaslar devam ediyor” diye konuştu.
Ergimiş tuz reaktörleri Türkiye için ilk olacak
Kacır sözlerine şöyle devam etti: “Amerika, Fransa, Japonya ve İsveç gibi ülkeler, enerjilerinin büyük bir bölümünü nükleer santrallerden sağlıyor. Reaktör tasarımları da yeni teknolojik gelişmelerle birlikte basitleştirerek az maliyetli olma yolunda ilerliyor. 2030 sonrası için önerilen nükleer reaktör tasarımlar, 4. nesil reaktörler/ ileri nesil reaktörler olarak anılıyor. Ergimiş tuz reaktörleri de, 6 adet yeni nesil nükleer teknolojilerinden biri. TÜBİTAK eliyle Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) için İleri Reaktörler Tasarımı Fizibilite Etüdü Projelendirme Çalışmasını gerçekleştiriyoruz. 30 MWth Ergimiş Tuz Reaktörü Yapılabilirlik Ön Analizi çalışması Proje sözleşmesini çok yakında imzalayacağız. Ergimiş tuz reaktörleri, Türkiye için yenilikçi ve özgün Ar-Ge çalışmalarının yapılabileceği bir “ilk” olma özelliğinde. Yeni nesil reaktörlerin geliştirilmesinde uluslararası iş birliklerine de önem veriyoruz. ‘Akkuyu Nükleer Santral Bölgesi İyot ve Sezyum Radyoaktivite Artalanının Araştırılması Projesini’ TÜBİTAK aracılığıyla gerçekleştireceğiz. Bu proje ile Akkuyu NGS faaliyete geçmeden önce radyoaktif izotopların art alan radyasyon seviyelerini belirleyeceğiz. Proje sayesinde NGS’lerden açığa çıkan iyot ve diğer radyoaktif izotopların çevresel etkilerini AMS (Accelerator Mass Spectrometry) teknolojisi sayesinde izleyebilen bir kaç ülkeden biri olacağız.”
Akkuyu’da yerlileştirme 6,5 milyar dolara çıkacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Afşin Burak Bostancı açılışta şunları söyledi: “Şu anda Akkuyu Nükleer Santrali inşa sahasında yüzde 85’i Türk olmak üzere 20 binden fazla kişi çalışıyor. Santralin işletiminde 4 bin çalışana ihtiyaç var. Akkuyu’da yerli katkı miktarımız yaklaşık 2,4 milyar dolara, yerlileştirme oranımız ise yüzde 40 seviyelerine çıktı. Akkuyu’da yerlileştirme hedefinin 5,9 milyar dolardan 6,5 milyar dolara çıkartıldı. Projede firmalarımız için çok önemli fırsatlar bulunuyor. Türk Standartları Enstitüsü’nün Rus kuruluşları tarafından ana malzeme kuruluşu olarak tanınması bu fırsatların hayata geçirilmesine önemli katkılar sunmakta. TSE’nin aldığı bu yetki ile Akkuyu’da kullanılacak malzemelere yönelik gerekli testlerin ülkemizde yapılması, üreticilerin TSE tarafından belgelendirilmesi ve böylece daha fazla yerli firmamızın projede tedarikçi olması sağlandı.”
En hızlı ve başarılı kaynak uygulaması Akkuyu’da
Bostancı sözlerine şöyle devam etti: “Akkuyu 1. ünitede kontrollü iklimlendirme yani temiz oda şartlarında son derece hassas gerçekleştirilen birinci çevrim boru sisteminin kaynakları tamamlandı. Dünyadaki örneklerine göre en hızlı ve en başarılı kaynak uygulaması oldu. Bu yaz içinde Akkuyu’da hem 4. ünitenin temelini atmayı hem de 1. ünitenin kubbesinin kapatılarak kaba inşaat kısmının bitmesini bekliyoruz.”
Enerjide arz güvenliği için nükleer enerji şart
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzalayarak 2053 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhüdünü ve hedefini ortaya koyduğunu belirten Bostancı, enerji sektöründe gerçekleştirilecek dönüşümün mihenk taşlarının nükleer enerji ile yenilenebilir enerjinin oluşturduğunu açıkladı. Bostancı: “Akkuyu Nükleer Santrali tam kapasite çalıştığında yılda yaklaşık 35 milyon ton karbondioksit salımını da azaltacağız” dedi. Nükleer enerji denilince akla gelen en önemli hususlardan birinin arz güvenliği olduğunu söyleyen Bostancı: “Ülkemizin birincil enerji kaynağında dışa bağımlılığına bakacak olursak yüzde 70 seviyelerinde. Özellikle doğalgazın yüzde 98’i, petrolün ise yüzde 92’sini ithal etmekteyiz. Elektrik üretimimizde ise ithal kaynaklara bağımlılık yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artmasıyla yüzde 43 seviyesine inmiştir. Nükleer santraller ile bunun çok daha aşağı seviyelerine inmesini hedefliyoruz.”
Nükleer enerjinin önemi arttı
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Bas¸kanı Ziya Altunyaldız, fosil yakıtlardaki tedarik sorunu ve yeşil dönüşüm hedefleri için nükleer enerjinin ve yenilenebilir enerjinin öneminin arttığına dikkat çekti.
ASO NÜKSAK ergimiş tuz reaktörü çalışmaları hızla devam ediyor
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir açılışta şunları vurguladı: “NPPES, nükleer tedarik zinciri ve yeni teknolojilerde çizilecek yol haritalarında en verimli sonucu ortaya çıkarabilecek en önemli aktörleri bir araya getiren, dünyanın bilinen sayılı nükleer etkinliklerinden biri.”
Özdebir sözlerine şöyle devam etti: “Milli küme olarak kabul edilen ASO NÜKSAK ile Rosatom Teknik Akademisi arasında olan anlaşmamızı zirve sırasında yeni kapsamı ile güncelleyeceğiz. Ayrıca yine Rusya’dan bir danışmanlık firması ile üyelerimize sunacakları teknik destek hizmetleri için bir iyi niyet anlaşması daha imzalayacağız. Ankara Sanayi Odası olarak, Türkiye için gerçek ve güçlü bir alternatif teknoloji olduğuna inandığımız ergimiş tuz reaktörü (ETR) ile ilgili çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor, çok yakın zamanda bu alanda önemli bir gelişmeye imza atacağız. Çin, ABD, Danimarka ETR tasarımlarını açıkladı. Bu ülkelerde ilk ticari reaktörlerin inşaatının 2030 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. ASO olarak ülkemizin bu konuda geç kalmaması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Türk sanayicisinin teknolojik seviyesi, bilgi birikimi ve üretim kabiliyeti bu projeyi başarıyla gerçekleştirebilecek nitelikte. İklim anlaşmaları ve yeşil dönüşümün sanayinin gündeminde her zamankinden daha fazla yer aldığı bu dönemde, nükleer santraller ile güç üretiminin dünyanın ihtiyaç duyduğu temiz, karbonsuz ve sürdürülebilir enerji için akla gelen ilk seçeneklerden biri olduğu kaçınılmazdır.”
SMR teknolojilerinin temiz enerji geçişinde kilit rol oynayacak
Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi şunları söyledi: “Türkiye dahil günümüzde 19 ülkede 51 reaktörün inşasına devam ediliyor. Nükleer enerji üretimine yönelik küresel yatırımların, 2050 yılına kadar yılda ortalama 100 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin, hızla artan enerji talebinin karşılanması ve sürdürülebilir kalkınmasının sağlanması için Akkuyu Nükleer Santrali gibi birkaç santrale daha ihtiyacı olduğu gözüküyor. Yerli üreticilerimizin de Akkuyu NGS’den aldığı payın her geçen gün arttığını ve Türk nükleer sanayinin geliştiğini görüyoruz. Nükleer endüstride edinilen tecrübeler, uzay araştırmaları, tıp, havacılık gibi ileri teknoloji ürünlerde de yeni gelişmeleri ve fırsatları beraberinde getiriyor.”
Çiftçi, bu yıl NPPES’in önemli gündem maddelerinden birini küçük modüler reaktörler (SMR) ve mikro modüler reaktörler (MMR) olacağını belirtti. NPPES’te işlenecek bu önemli konu hakkında Çiftçi şunları aktardı: “Ekonomik olduğu kadar fabrikada üretildikten sonra belirlenen sahaya hızlıca monte edilebilen küçük modüler reaktör teknolojilerinin gelecekte sayılarının hızla artması bekleniyor. Bu teknolojiden Türk sanayicileri ne kadar hızlı pay alabilirse, kurulacak yeni reaktörlerde cazip katma değerli fırsatlar onları bekleyecek. SMR teknolojilerinin ülke ekonomisine hem temiz enerji geçişinde hem de ekonomik olarak kilit rol oynayacağını gösteriyor. NSD olarak biz de uluslararası iş birlikleriyle sanayicilerimizin önünü açmayı hedefliyoruz”
Nükleer kapasitenin en az 2 katına çıkması gerekiyor
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi, NPPES’in
dünyanın dört bir yanından 300'den fazla şirketin temsilcilerini bir araya getirdiğini belirterek, dünyanın gündeminde yer alan iki acil konu olan iklim değişikliği ve küresel enerji krizinin odağı nükleer enerjiye kaydırdığını açıkladı. Grossi: “Eğer dünya ekonomik ve çevresel hedeflerine ulaşacaksa, nükleer kapasitenin iki katına veya daha fazlasına ihtiyacı olacak. Nükleer enerji gibi önemli bir sektörde iş birlikleri de çok önemli IAEA olarak bu konuda üye devletlere destek olmaya çalışıyoruz” dedi.
Dünya genelinde 12 NGS ünitesinin temeli Rosatom şirketleri tarafından inşa edildi
Akkuyu NGS Yönetim Kurulu Bas¸kan Yardımcısı Anton Dedusenko ise açılışta şunları söyledi: “Nükleer enerji, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz 2018 yılından bu yana dikkate değer bazı ilerlemeler kaydetti. Bu süre zarfında dünya genelinde 24 NGS ünitesinin temeli atılırken, bu santrallerin yarısı Rosatom şirketleri tarafından inşa edildi. Küresel çapta 29,4 GW ek net kapasiteye eş değer daha da fazla, 28 ünite şebekeye bağlandı. Nükleer enerji yeşil ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak geniş çaplı ve uzun zamandır beklenen nitelikte bir kabul gördü. NGS'lerin, enerji sektöründe CO2 emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olduğu ve baz yük üretimini sağlayarak güç sistemini stabilize ettiği kabul ediliyor. Nükleer enerjinin sunduğu katkıyı daha da iyi anlatabilmek için gerçek hayattan bir örnek verebiliriz. 1 GW kapasiteli bir nükleer santral, bir yıllık işletme süresi boyunca 2 milyon aracın yıllık emisyonuna eşdeğer oranda bir CO2 emisyonunu önler. Akkuyu NGS’de toplam 4,8 GW kapasiteli dört ünite inşa ediyoruz ve bu, 9,6 milyon motorlu taşıtın, bir başka ifadeyle İstanbul'da kayıtlı taşıt sayısının yaklaşık iki katı aracın yol açtığı CO2 emisyonlarını önlemek için yeterlidir.”
Akkuyu’daki yerelleştirme sayesinde Türkiye ekonomisine çarpan etkisiyle 20-25 milyar dolar gelir
Dedesenko sözlerine şöyle devam etti: “Akkuyu projesinde toplam yerelleştirme potansiyelinin tüm işlerin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğu ve 6,5 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu durum, Akkuyu NGS’nin çarpan etkisi ile sadece yerelleştirme sayesinde Türkiye ekonomisine 20-25 milyar dolar gelir getireceği anlamına geliyor. Proje tüm bunların yanı sıra, bölgedeki nüfusu artırmakta, istihdamı, altyapıyı ve sosyal hayatın birçok alanını da ileriye taşımaktadır. İstatistikler, 1 kişinin istihdam edilmesinin, NGS inşaatının yapıldığı bölgede endüstri, eğitim ve diğer alanlarda 10 kişinin daha istihdamını sağladığını gösteriyor. Günümüzde büyük bir ivme kazanan Akkuyu projesi, Avrupa, Asya ve Afrika'dan gelen ve bu projeyi halihazırda bir ölçüt olarak gören heyetlerin de ilgisini çekiyor. Sürdürülebilir nükleer enerjinin Türkiye'nin enerji karışımına dahil edilmesi hedefine daha da yaklaşmak için her gün 20 binden fazla kişi şantiyede ter döküyor.”
Türkiye, nükleer teknolojiyi enerji geleceğine dahil etmenin önemini tüm dünyaya gösterdi
Dünya Nükleer Derneği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon ise şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl Türkiye, Paris Anlaşması’nı imzaladı ve karbon emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 21’in altına indirmeye ve 2053’te de sıfırlamaya söz verdi. Türkiye’de artan elektrik tüketiminde talebin karşılanması fosil yakıtlarla oldu. Türkiye’nin sıfır karbon ve iklim değişikliği hedeflerini gerçekleştirmesi için nükleer enerji gibi temiz enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Türkiye nükleer enerjiye yatırım yapan yeni ülke dalgasının üyelerinden biri haline geldi. Türkiye, nükleer teknolojiyi enerji geleceğine dahil etmenin önemini tüm dünyaya gösterdi. Ekonomik kalkınmayı ve enerjide arz güvenliğini sağlamak için nükleer teknolojiden faydalanmak gerekiyor.”
Türkiye imalat gücünü genişletmeli
Dünya Nükleer Derneği Sanayi İş Birliği Başkanı Serge Gorlin ise "Türkiye çok sağlam temellere dayanan imalat gücünü genişletmeli ve yurt dışına yaymalı. Yerelleşme programları hem yatırımı çekmesi hem de istihdamı artırması açısından çok önemli” dedi.
Nükleer Enerjide ASO FİGES iş birliği
Ankara Sanayi Odası ile FİGES arasında İstanbul’da düzenlenen 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Zirve kapsamında iş birliği anlaşması imzalandı. İş birliği anlaşması ASO Başkanı Nurettin Özdebir ile FİGES Yönetim Kurulu Başkanı Tarık öğüt arasında imzalandı.
İş birliği anlaşması kapsamında; Türkiye ve ilgili coğrafyalarda başta ergimiş tuz reaktörleri olmak üzere nükleer teknoloji ve tedarik zincirini ilgilendiren teknolojik alanlarda iş birliği geliştirmek hedefleniyor. Ayrıca nükleer reaktör teknolojileri başta olmak üzere mühendislik, imalat ve inovasyon alanlarında Türkiye ve ilgili coğrafyalarda katma değer yaratacak imkanların araştırılması, ortak iş imkanlarının değerlendirilmesi ve hayata geçirilmesinde birlikte faaliyetler yürütülecek.
4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilir.