Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin temsil, ağırlama, reklam, sponsorluk, bağış gibi harcamalarının 5 yıl daha elektrik kullanıcılarından tahsil edilmesine olanak sağlayan düzenlemeye karşı kamuoyunda oluşan tepki üzerine Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) vatandaşlarımız lehine yanlıştan dönmüş ve bu gibi giderlerin tüketiciye yansıtılmayacağını açıklamıştır.
EPDK tarafından 14 Aralık 2020 tarihinde yapılan açıklamada, “sektöre yönelik güveni korumak ve konunun daha fazla istismar edilmesini engellemek için, tebliğde yer alan temsil ağırlama, reklam, sponsorluk, bağış gibi yanlış algıya sebep olacak hükmün kaldırılacağı” belirtilmiştir. Buna göre artık tüketici faturalarına yansıtılan bu tür giderler tarifelere yansıtılmayacaktır.
EPDK’nın kararı olumlu olmakla birlikte yeterli değildir.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), dağıtım şirketlerinin çeşitli harcamalarını faturalara yansıtarak yeni gelir kapıları elde etmelerini sağlayan Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe karşı 2016 yılından bu yana hem kamuoyunun bilgilendirilmesi için, hem de hukuki platformlarda etkin mücadele vermektedir. Üstelik söz konusu tebliğde kamu yararı ve tüketici aleyhine olduğu için dava konusu yapılan hükümler sadece “sosyal harcama, reklam, bağış” gibi giderlerin tarifeye yansıtılmasından ibaret de değildir.[1]
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinin başladığı tarihten 2015 yılı sonuna kadar tarifelerde yer almayan bu tür şirket giderleri, 2015 yılı sonunda yapılan değişiklikler ile gündeme gelmiş ve 2016 yılının Şubat ayında Oda’mız tarafından dava konusu yapılmıştır. EMO’nun tebliğin iptali için açtığı davada, elektrik tarifelerine yeni yükler bindiren düzenlemeleri “şeffaflık”[2] iddiasıyla savunan EPDK’nın, 5 yıl sonra kamuoyu tepkisi üzerine “polemiklerle vatandaşın kafasını karıştırmaya çalışanlara fırsat vermemek” gerekçesiyle bu hükümden vazgeçtiğini açıklaması ironiktir. Konunun “siyaset malzemesi yapıldığını” iddia eden EPDK Başkanı, “Tüketicilerimizin hakkına halel getirecek bir adım atmamız asla söz konusu değildir”[3] açıklamasını yapabilmektedir. Oysa, dağıtım sisteminin işletilmesi ile doğrudan ilgisi olmayan giderlerin tüketicilere yansıtılması nedeniyle şirketler tarafından bugüne dek tahsil edilen haksız kazanç, “polemik” değil “gerçek” bir olgu olarak önümüzde durmaktadır. Dolayısıyla EPDK’nın almak zorunda kaldığı karar, tüketiciden yana olduğunu ispatlamaktan uzak, çok gecikmiş bir karardır.
Değişiklikler de biran önce Resmi Gazete’de yayımlanmalıdır.
EPDK, “Perakende Satış Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ile “Dağıtım Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında yer alan ve hizmetin yürütülmesiyle ilgisi olmayan ve hukuksuz bir şekilde özelleştirme şartlarını da bozan düzenlemeleri kapsayan bu tür şirket giderlerini söz konusu tebliğlerden çıkarmalıdır.
Net kar marjı ile şirketlere fazladan gelir, faturalarımıza fazladan yük...
Ayrıca, görevli tedarik şirketlerinin kar oranlarını belirleyen, özelleştirmelerin başladığı günden günümüze kadar sürdürülen Brüt Kar Marjı Oranı yine EPDK Kurul Kararı ile 2021-2025 yıllarını kapsayacak şekilde 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere içeriği değiştirilerek Net Kar Marjı Oranı olarak yayımlanmıştır. Yapılan değişiklik ile halen yüzde 2,38 oranında uygulanmakta olan Brüt Kar Marjı Oranı, 2021 yılı başından itibaren yine yüzde 2,38 oranında ancak Net Kar Marjı Oranı olarak uygulanacaktır. Değişiklik ile şirketlerin tüketicilere yapacağı elektrik enerjisi satışlarından elde edeceği gelir artacak, şirketlerin gelir artışı da tüketicilere yük olarak daha da açıkçası zam biçiminde yansıtılacaktır. Kamuoyunun beklentisi, EPDK’nın 26.11.2020 tarih 9732 sayılı Kararını da tüketiciler lehine düzenlemesidir.
Söz konusu edilen tüketiciler ise….
Pandemi nedeniyle daha da ağırlaşan ekonomik koşullar altında ezilen yurttaşlarımız, yaşadıkları sorunlar ile ilgili daha ciddi adımlar atılmasını beklemektedir. Bu kapsamda; öncelikle elektrik, su, doğalgaz ve İnternet bedelleri, salgın riski boyunca ertelenmelidir. İleri yaşlardaki yurttaşların yaşadığı konutlar başta olmak üzere, fatura ödenmediği gerekçesiyle elektrik kesintisi yapılmaması sağlanmalıdır. Elektrik tarifelerindeki kalemlere yönelik gizlilik kaldırılmalı tüketici, her bir hizmet bedeli için faturasında ödediği kalemleri açık biçimde görebilmelidir.
Kaçak tüketimden kaynaklı maliyetlerin faturalara yansıtılması uygulamasına son verilmeli, faturalara yansıtılan TRT payı, sanayi abonelerinde olduğu gibi tamamen kaldırılmalı, Belediye Tüketim Vergisi abone grupları bazında tekrar değerlendirilerek makul seviyeye indirilmeli, mesken abone grubu Enerji Fonu ve KDV kesintilerinden muaf tutulmalıdır.