Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elder’in 14. Sektör Toplantısı’nın açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kovid-19 salgını sürecinde elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek, “Birçok sektör durma noktasına gelirken dağıtım sektörümüz 7/24 hep sahadaydı. Bu dönemde ertelenen yatırımlarımız olmadı” dedi.
Enerji sektöründe değişimi tetikleyen dinamiklerin değiştiğini söyleyen Elder Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de “Yepyeni bir üretim, tüketim ve yaşam modeline geçmek zorundayız. Dağıtım şirketleri olarak öncelikli görevimiz, ülkemizin büyümesinin dinamosu olarak yatırım yapmak” ifadesini kullandı. Zaimler, “Elder olarak kendimizi enerji dönüşümünün taşıyıcısı olarak görüyoruz” diye konuştu.
Enerji sektörü, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (Elder) 14. Sektör Toplantısı’nda bir araya geldi. Ankara’da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konferans salonunda gerçekleştirilen, tüm Elder Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye genelinde hizmet veren 21 dağıtım şirketi ve görevli tedarik şirketleri yöneticileri ile kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler yaptı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, açılış konuşmasında Kovid-19 salgını sürecinde elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek, “Birçok sektör durma noktasına gelirken dağıtım sektörümüz 7/24 hep sahadaydı. Bu dönemde ertelenen yatırımlarımız olmadı” dedi. Elektrik dağıtım sektörünün 2021 yılında yaşanan küresel tedarik sorunlarına rağmen yatırımlarını büyük oranda gerçekleştirdiğini söyleyen Bakan Dönmez, “2016-2020 yılları arasında toplam 74,3 milyar TL’lik elektrik dağıtım yatırımı yapıldı. 2021-2025 yıllarını kapsayan dördüncü uygulama dönemi için bu rakamı 124 milyar TL olarak belirlendi” ifadesini kullandı.
“DAĞITIM VE GÖREVLİ TEDARİK ŞİRKETLERİNİ TEBRİK EDİYORUM”
Müşteri memnuniyetine de değinen ve çağrı merkezleri ile ilgili rakamları paylaşan Bakan Dönmez, “2018-2021 yılları arasında elektrik dağıtım çağrı merkezlerimize yaklaşık 266 milyon arama ulaştı. Bu günlük 182 binden fazla aramaya denk geliyor. 2021 yılında elektrik dağıtım şirketlerimizin çağrı merkezlerine ulaşılabilirlik oranı yüzde 99,5 oldu. Cevaplama oranı da yüzde 97,7’ye yükseldi. Görevli tedarik şirketlerimizin ulaşılabilirlik oranı da yüzde 99,8. Elektrik dağıtım ve görevli tedarik sektörlerimizin çağrı merkezi performansları uluslararası standartların da üzerinde. Bu başarıda payı olan bütün çalışanlarımızı, ekip liderlerini, ilgili birim sorumlularını tebrik ediyorum” dedi.
Bu yılki sektör toplantısının ilk başlığının iş sağlığı ve güvenliği olduğunu belirten ve bu alanda karşılanabilecek her türlü olayla ilgili en ince detayına kadar çalışma yapıldığını belirten Dönmez, bu konudaki hedeflerini ‘Vizyon Sıfır” olarak açıkladı.
“Bundan sonra belki de en fazla konuşacağımız başlıklardan biri de geleceğe hazırlık olacak. Yeni dağıtım şebekesi modelleri ve teknolojileri üzerine konuşacağız” diyen Bakan Dönmez, önümüzdeki yılların en önemli konu başlıklarından birinin elektrikli otomobiller olacağına işaret ederek 2030 yılına kadar elektrikli araç soket ve şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacağını söyledi. Dağıtık enerji üretiminin özellikle ana şebekeye binen yükün azaltılması açısından önemli olduğunu kaydeden Dönmez, 2030 yılına kadar dağıtık üretim ve yenilenebilir enerji teknolojileri için 2 milyar dolarlık şebeke yatırımı yapılacağını bildirdi.
“OYUNU EN İYİ OYNAYANLARDAN OLMAYA KARARLIYIZ”
Türkiye’nin bir “enerji hub’ı” olması için küresel rekabetçilik arenasında kolaylaştırıcı, öngörülebilir, stratejik ve sürdürülebilir eylemleri hayata geçirdiklerini söyleyen TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise “Bu zorlu süreç aslında şimdiye kadarki oyunun baştan yazılmasını gerektiriyor. Biz Türkiye olarak, büyük enerji ailesi olarak bu yeni oyunun kurallarını yazanlardan, oyunu en iyi oynayanlardan olmaya kararlıyız” ifadesini kullandı.
“TARİHTE İLK KEZ TOPYEKÛN BİR ENERJİ KRİZİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da, elektrik dağıtım işinin hayati derecede önemli olduğunu belirterek, “Özellikle pandemi döneminde daha iyi kavradığımız bu hayati işin; kesintisiz ve kaliteli olarak sürdürülmesi başta dağıtım şirketlerimiz olmak üzere hepimizin sorumluluğunda olduğunu gördük. Tarihte ilk kez topyekûn bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğumuz değerlendirmelerini sizler de takip ediyorsunuz. Tabir-i caizse: “şaha kalkan” küresel petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları net enerji ithalatçısı olan ülkemizi de derinden etkiledi. Bu süreçte devletimiz, fiyat artışlarının tüketicilere mümkün olduğunca yansıtılmaması için yapılabilecek her şeyi yaptı. Bu sayede enerji fiyatlarındaki büyük artışlar, elektrik faturalarına asgari düzeyde yansıtılabildi” dedi.
“YEPYENİ BİR ÜRETİM, TÜKETİM VE YAŞAM MODELİNE GEÇMEK ZORUNDAYIZ”
Elder Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de açılışta yaptığı konuşmada hayatın doğal akışında kullanılan tüm enerji türleri içinde elektriğin çok özel bir yere sahip olduğuna işaret ederken, “Öncelikle elektriğin bizlere ulaşmasında çok büyük emeği olan, fedakârca çalışan 100 bini aşkın arkadaşıma huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum” diyerek sözlerine başladı.
Elder olarak sosyolojik temelli bir araştırma yaptırdıklarını ve enerji sektöründeki değişimi tetikleyen dinamikleri incelediklerini söyleyen Zaimler, “Bu araştırmada gördük ki; bir çağ değişimi sinyali veriliyor. Alışageldiğimiz ekonomik modellerle, tedarik ve üretim sistemleriyle, dahası yaşam biçimleriyle yeniçağa ayak uydurma şansımız azaldı. Aynı durum toplumun dinamosu olan enerji sektörü için de geçerli. Bu olguyu tetikleyen üç temel dinamikten bahsedebiliriz. İlki kaynak sorunu. Sanayi devrimiyle tüm dünya daha fazla üretmeye ve büyümeye odaklanırken, kaynakların sonsuz olduğunu düşündük. Şimdi anlıyoruz ki, sonsuz değiller. İşte bu yüzden yepyeni bir üretim, tüketim ve yaşam modeline geçmek zorundayız. İkinci temel dinamik artan etkileşim. Bugün herhangi bir açıklamanın arkasına saniyeler sonra sosyal medyada binlerce farklı görüş belirten mesajlar gelebiliyor. Artık bunu yok saymak mümkün değil. Üçüncü olarak da yatırımlarımızı tetikleyen bir başka dinamik var. O da hızlı kentleşme ve bireyselleşme ile nüfus hareketlerindeki ve demografideki değişim. Artık aile yapısı çekirdek aileye dönmüş; ortalama hane ferdi 3.7’ye düşmüş durumda. Toplumun yüzde 11’i yalnız yaşıyor. Bir şehrin nüfusu yılda sadece yüzde 1 büyürken bile, elektrik dağıtım şebekesinin büyümesi yüzde 2-3’leri bulabiliyor. O şehirde yeni gelişen yerleşim bölgelerine de elektriği taşımak gerekiyor. Dağıtım şirketleri olarak öncelikli görevimiz, ülkemizin büyümesinin dinamosu olarak yatırım yapmak. Dağıtım sektörü ve Elder olarak kendimizi enerji dönüşümünün taşıyıcısı olarak görüyoruz” dedi” değerlendirmesinde bulundu.
“YATIRIMLAR ŞEHİRLERİN İHTİYAÇLARINA GÖRE BELİRLENİYOR”
Özelleştirme sürecinin tamamlandığı 2013 yılında elektrik abonesi sayısının 36,4 milyon olduğunu kaydeden Zaimler, 9 senede 11 milyon yeni abone eklenerek bu sayının 47,3 milyona ulaştığını belirtti. Yatırımların büyük bir oranın yeni bağlantı olarak adlandırılan alanlarda gerçekleştirildiğini söyleyen Elder Yönetim Kurulu Başkanı Zaimler, “2011-2015 yılları arasında 43 milyar TL, 2016-2020 arasında 74 milyar TL yatırım gerçekleştirildi. 2021 yılında ise sektörün toplam yatırımı 20 milyar TL oldu. 2025’e kadar da bu seviyelerde devam edecek. Bu rakamlar tamamen 21 dağıtım şirketinin kendi finansman kaynakları ile gerçekleştirdiği yatırımlar. İçinde bulunduğumuz bu beş yıllık dönemde yapılacak yatırımlar, şehirlerin ihtiyaçlarına göre belirlenerek EPDK tarafından onaylanmış ve uygulama süreci başlamıştır” ifadesini kullandı.
Elder Yönetim Kurulu Başkanı Zaimler, dağıtım şirketlerinin elektriği tüketicilere kesintisiz, kayıpsız, kaliteli ve ekonomik şekilde ulaştırmadan sorumlu olduğunu belirterek, “Elektrik dağıtım şirketlerinin görevi elektrik gibi bir kaynağı, mucizeyi, kullanıcıya ulaştırmak iken, elektriğin bu büyüsü ortadan kaybolmakta, faturalara ve arızalara indirgenmektedir. Dağıtım şirketlerinin gelirleri fiyatlardan tamamen bağımsızdır. Dağıtım veya görevli tedarik şirketleri fiyat belirleyemezler, fiyat artışı talebinde bulunamazlar. Faturalara herhangi bir bedeli keyfi bir şekilde yansıtamazlar, fatura kalemlerinde bir oynama yapamazlar. EPDK, 21 dağıtım şirketinin hepsine belirli kalite göstergelerinde iddialı hedefler verir. Bu hedefleri gerçekleştiremezlerse ceza alan şirketler, üstün performans gösterdiklerinde ise ödüllendirilirler. Bu da sürekli gelişmeyi sağlar. Nitekim, özelleştirmelerin tamamlandığı 2013 yılında ortalama kayıp oranı yüzde 18,2 iken, bu mekanizma ile yüzde 11,9’a gerilemiştir. Bunun ülkemiz ekonomisinde cari açığımızı azaltıcı bir etkisi olduğu gibi, hiç dikkat çekmeyen bir kazancı da, önlenen 27 milyon tonluk karbon salınımıdır” diye konuştu.
“ORTAK AKILLA HEP BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ”
Elektrik dağıtım sektörü olarak, elektrik gibi görünmez bir enerjiyi hayatın içine dâhil ederek görünür kılan ve elektriği hayatın enerjisine dönüştüren bir rol üstlendiklerini dile getiren Zaimler sözlerini şöyle tamamladı:
“Burada misyonumuz elektriği erişilebilir kılmak, insanlarımızın hayatının ve Türkiye’nin geleceğinin dönüşümüne öncülük etmektir. Süreçlerimizi şeffaf ve hakkaniyetli bir şekilde ele alıyor, adeta Türkiye’nin otomatik bir saat gibi çalışmasında ihtiyacı olan momentumu sağlıyoruz. Bu noktada sektörün tüm paydaşlarının üzerine düşen bazı görevler olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Elektriğin dengesi yalnızca sektörümüzü etkilemiyor. Tüm Türkiye’nin dengesi için kritik. Dolayısıyla sistemin herkes için hakkaniyetli şekilde ilerlemesi de ortak akıl ile hep birlikte hareket etmemize bağlı. Elektriğin dengesi de, sürdürülebilirliği de, algı iletişiminin yapılacağı yer olmamalıdır. Enerjimizi algı yönetmek için değil, Türkiye’yi ileri taşımak için kullanmalıyız.”