Fed'in enflasyonu kontrol almak adına yaptığı faiz artırımları riskli varlıklardan çıkışları hızlandırıyor. Kısa ve uzun vadede risklerin artması ile ABD tahvil faizlerinin yükselişi ile getiri eğrisi ters çalışıyor.
ABD tarafında geçen hafta açıklanan TÜFE verisi sonrasında Fed faiz artırımlarına 75 baz puan ile devam etti ve beklenenden de şahin mesajlar verdi. Yapılan faiz artırımları ile birlikte Fed Başkanı Powell, faiz artırımlarının ABD ekonomisi için acı sonuçlar doğurabileceğini yineledi. ABD tarafı şu an teknik resesyonda ve ikinci çeyrek büyüme verisi bu hafta açıklanacak. Piyasaların aklındaki soru ise ABD resesyonda kalmaya devam edecek mi? Beklentiler ABD ekonomisinin %0,6 daraldığı yönünde. Yani enflasyonun arkasında kalan büyümenin sonuçları ABD ekonomisi için risk oluşturmaya devam edecek gibi gözüyor. Bu dönemde yapılan faiz artırımları ile birlikte dolara olan talebin artmasıyla dolar endeksi 114 seviyesine kadar yükseldi. Dolar endeksinin yükselmesi ve TCMB tarafından yapılan faiz indirimleri ile birlikte Dolar/TL 18,44 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini test etti. Avrupa tarafındaki enerji krizinin devam etmesi ile birlikte kışı çetin gerçirmesi beklenen Avrupa'dan Türkiye'ye talepler artıyor. Otel rezervasyon oranlarının arttığına dair haberler medyada yer alıyor. Döviz girdisi ve turist ilgisi ile sonbahara doğru kur tarafında gevşeme olma ihtimali olsa da Türkiye'nin dış borç ödemelerinin de bu döneme denk gelmesi ve ABD'nin yükseltmeye devam ettireceği faizlerle birlikte dolara olan talebin artması ile yukarı yönlü seyrin anlık konjontürde devam etmesini bekliyoruz.
Doların küreseldeki değer kazancına ek olarak enerji krizi ile savaşan Avrupa'da Euro'nun değer kaybetmesi ile Euro/Dolar paritesi 20 yıl sonra ilk kez 0,98'in altına indi. An itibariyle 0,96'dan işlem gören paritenin geri çekilmesi Türkiye ekonomisi için de olumlu bir durum değil. Euro/Dolar paritesinin eşitlenmesinin Türkiye açısından etkileri ne olabilir diye baktığımızda, Türkiye'nin ihracatını ağırlıklı olarak Euro, ithalatını ise ağırlıklı olarak Dolar ile yaptığını görüyoruz. Dolar ile ihraç edilen kısmın büyük kısmi ise hammaddedir. Türkiye özelinde bakıldığında Dolar ile ithal edilen hammaddeler tüketim mallarına dönüştürülerek Euro ile ihraç edilir. Özet ve basit bir yolla bakacak olursak Euro'nun değer kazanması ve Dolar'ın değer kaybetmesi yani Euro/Dolar paritesinin yukarı yönlü seyri kar marjını artıran bir unsurdur.
Ons altın tarafı ise aşağı yönlü seyrine devam ediyor. Dolar endeksinin yukarı yönlü seyri ons altının geri çekilmesine sebebiyet veriyor. Geçtiğimiz yılın son aylarını 1.785-1.810 dolar seviyeleri arasında geçiren ons altın fiyatlamaları, Rusya-Ukrayna savaşı ile 2.000 dolar seviyelerinin üstüne çıkmıştı. Ilımlı haber akışları ile gerileyen ons altın fiyatları Fed'in faiz artırımları ve resesyon endişeleri ile 1.700 dolarların altına sarkarken, ons altın an itibariyle 1.644 dolar seviyesinden işlem görmekte. Günlük graikte 60 ve 200 günlük HO altında işlem gören ons altın fiyatlamalarında Fibonacci %50 ve %38,2 düzeltme seviyelerinin geçtiği 1.692 - 1.590 dolar seviyeleri arasında yön arayışını sürüyor.
Gram altın tarafında ise ons altın baskılanmasına rağmen Dolar/TL'nin yükselmesi fiyatlamaları kısmen baskılıyor.
Petrol tarafı da resesyon endişeleri ve doların küreselde değer kazanması ile kayıplarını sürdürüyor.
İnfo Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.infoyatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.