Devreden KDV’ye çözüm arayışı

Maliye Bakanı’nın daha önce üzerinde çalışıldığını açıkladığı, devreden KDV’ye yönelik düzenleme hazırlığı son aşamada... Yeni sistemde indirim ya da nakdi iade uygulamaları olabilecek.

Şirketlerin çeşitli nedenlerle indiremediği ve hesaplarında devreden KDV olarak takip edilen KDV’nin iadesine yönelik çalışmaların son aşamaya geldiği öğrenildi. Maliye Bakanı Ağbal bu yönde bir hazırlık yapıtlarını daha önce açıklamıştı. Üzerinde çalışılan iade sisteminin indirim ya da nakdi iade olarak uygulanabileceği kaydedildi. Özellikle zarar eden şirketler açısından bu iadenin fayda sağlayacağı belirtilirken, kamuya fazla vergi yükü getirmemesi yanında, belge düzenine uyumun artırılmasını sağlayacak bir yaklaşımın benimsendiği vurgulandı. Özellikle stoklara yapılan üretimler nedeniyle belirli bir dönemde oluşan KDV yükünün iadesi üzerinde durulduğu öğrenildi.

Maliye Bakanlığı, KDV reformu için incelediği İngiltere ve Avrupa ülkelerinde devreden KDV’nin iadesine yönelik modelleri de değerlendirdi. Bakanlık, bu tür oluşan KDV’nin iadesine yönelik bir çalışma yaptı. Çalışmada, dönemler itibariyle değişmekle birlikte devreden KDV’nin özel sektör şirketleri açısından 70-80 milyar TL arasında oluşabildiği belirtildi. Devreden KDV’nin yatırım aşamasında, şirket tasfiyesi aşamasında ve şirketlerin zarar etmesi durumunda ilave finansman yükü oluşturduğu, ayrıca ekonomik aktivitenin yaşandığı süreçlerde stokların artması halinde firmaların devreden KDV’nin artışı ile karşı karşıya kalındığı kaydedildi.
Bakanlığın, özel durumlar tanımlayarak devreden KDV’nin iadesini planladığı nakdi iade ile diğer vergilerden mahsup edilmenin değerlendirildiği; ağırlıklı isteğin ise nakdi iade olduğu öğrenildi. Devreden KDV’nin işletme hesaplarında sürekli değişen bir kalem olduğu, bu nedenle yatırım, stoklara üretim, zarar ya da tasfiye gibi şirketlere ilave finansman yüküne dönüşen bu unsurun özel durumlar olarak tanımlanmasının gerekliliği belirtildi.
Özellikle stoklu çalışanları etkiliyor
DÜNYA’nınn sorularını yanıtlayan mali müşavir Nusret Kurdoğlu, teorik olarak devreden KDV’nin belirli bir süre içinde dengeye gelmesi gerektiğini, iade olmama esasının da buna dayandığını ancak belge düzenine tam uyum olmaması, ekonomik aktivitenin yavaşlaması nedeniyle tahsilatların azalması, yavaşlaması, zarar edilen dönemler, yatırım döneminde ödenen KDV’nin indirilememesi, tasfiye durumundaki özel durumlar nedeniyle işletmelerin devreden KDV ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Bazı şirketlerde milyon TL seviyesine ulaşan bu kalemin iadesinin şirketlerin finansman yükünü azaltacağını belirten Kurdoğlu, “Belge düzenine yüzde 100 uyum sağlanmış değil onu herkes biliyor. Genel ekonomik yapıya bakınca hasılat düşük, hareket az. Dolayısıyla hele stoklu çalışan bir firma stoka da KDV’yi bağlamış oluyor. Firma açısından zorluk” dedi.