Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye- İngiltere İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen Brexit Sürecinde Türkiye: Riskler ve Fırsatlar Semineri'nde Türkiye’deki en kapsamlı rapor olarak DEİK tarafından hazırlanan Brexit 'Türkiye-Birleşik Krallık- AB İlişkilerinde Siyasi ve Ekonomik Riskler ve Fırsatlar' raporu açıklandı. Raporda Türkiye’nin Brexit sürecinde alternatif senaryolar dahilinde karşılaşacağı riskler ve fırsatlar ortaya konuldu. Türkiye’nin en kısa zamanda İngiltere ile bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalaması gerektiği ve Gümrük Birliği anlaşmalarına dahil olması gerektiği vurgulandı.
Tkiye- İngiltere İş Konseyi Brexit Sürecinde Türkiye: Riskler ve Fırsatlar Semineri etkinliği, T.C. Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, İngiltere Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott, İngiltere İstanbul Başkonsolosu Judith Slater, DEİK/Türkiye İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür, T.C. Ticaret Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Elif Gürsoy, Aston Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaprak Gürsoy ve Ford Motor Avrupa Kamu İlişkileri Direktörü Nicola Walker’ın katılımlarıyla 18 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
"Aslında Brexit kendini otomatik olarak ortadan kaldırıyor"
Seminerin açılışında yaptığı konuşmada Brexit’in, 2016 yılında yapılan referandumun popülizmin, aşırı sağın yükselişinin, işsizliğin, göç dalgasının ve güvenlik tehditlerinin altında gerçekleştiğine dikkati çeken T.C. Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakçı, “Bugün 2019'da Birleşik Krallık bir şekilde AB'den çıkacaksa o tarihten bu yana referandumda oy kullanan ve yaşamını yitirenleri çıkarırsanız ve hiçbir yeni seçmen eklemezseniz aslında Brexit kendini otomatik olarak ortadan kaldırıyor. Bugün itibarıyla yüzde 60'a kadar Birleşik Kralık'ın AB'de kalmasını düşünen bir kitle var" dedi. Birleşik Krallık'ın bir şekilde referandum meselesini çözmesi gerektiğini ve ikinci bir referandumun iyi fikir olabileceğini söyleyen Kaymakçı, “Brexit, hem AB'nin hem bana göre Birleşik Krallık'ın hem de Türkiye'nin zararına. Umarım önümüzdeki günlerde bu konuda herkesin yararına olacak adımlar atılır” şeklinde konuştu. Başından beri Brexit'in gerçekleşmesine ihtimal vermeyenlerden olduğunu ancak özellikle son 3-4 aydır yaşanan gelişmelerden sonra Brexit'in gerçekleşme ihtimalinin arttığını belirten Kaymakçı, "Yine de hala gerçekleşmez diye düşünüyorum ama bir taraftan da gerçekleşme ihtimali giderek artıyor, 4 ertelemeden sonra... 31 Ekim 2019'da gerçekleşmezse 31 Ocak 2020'ye kadar uzama söz konusu olabilir. Bu süreçte belki de daha farklı çözümler olur." diye konuştu. Kaymakçı, Birleşik Krallık'taki muhataplarıyla Brexit konusunda başından beri irtibatta olduklarını ve diyalog gurupları oluşturulduğunu söyledi.
"Anlaşmalı Brexit durumunda Türkiye ile STA imzalanabilir"
Etkinliğin açılışında konuşan İngiltere Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ise uzun dönemde İngiltere ve Türkiye'nin ilişkilerinin iyi olacağını, kısa dönemin biraz çalkantılı geçebileceğini ifade etti. Brexit'in iki ülke ilişkilerini belirleyecek 3 ana faktör olduğunu vurgulayan Chilcott, “Eğer sert bir Brexit meydana gelirse bazı önemli hukuki ve idari zorluklar var önümüzde" dedi. Chilcott, Brexit'in oldukça komplike bir süreç olduğunu belirterek, çok fazla değişken bulunduğunu belirterek, “Kimse bu sorunun nasıl çözüleceğini ve ne kadar süreceğini bilmiyor. Belki genel bir seçim de yapılabilir bu sonbaharda, belki de olmayabilir" diye konuştu. Dominick Chilcott, anlaşmalı Brexit durumunda bir geçiş dönemi olacağını, bu dönemde AB ile işlerin olduğu gibi devam edeceğini ve Türkiye ile İngiltere'nin arasında da buna paralel olarak bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanabileceğini söyledi. Chilcott, STA'nın iki ülke arasında mümkün olduğunca çabuk imzalanması gerektiğini, bunun iki hükümetin siyasi iradesine de bağlı olduğunu vurguladı. Brexit sonrası Türkiye ile ilişkilerin İngiltere için en önemli ilişkilerden biri olacağını dile getiren Chilcott, “Hangi hükümet iktidarda olursa olsun birbirine önem verme hissi devam edecek ve artacaktır. İkisi de etkili ülkeler... AB komşusu bir ülke olarak nasıl yaşayacağız, AB'ye ne kadar uyumlanıp ne kadar bağımsız kalacağız... Bunlar ortak büyük sorularımız” ifadelerini kullandı.
“Brexit senaryolarına karşı hazırlıklı olmalıyız”
Seminerin açılışında konuşan DEİK/Türkiye İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür ise, Brexit ile gelen büyük değişim çerçevesinde Türkiye ve İngiltere arasındaki ekonomik ilişkilerin artık daha farklı bir perspektifle değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. 2018 yılı itibariyle 18.6 milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmi çerçevesinde Birleşik Krallık’ın, Türkiye’nin en büyük ikinci ihraç pazarı konumunda olduğunu belirten Gür, “Britanya firmaları, ülkemizde yatırım yapan ülkeler arasında dördüncü sırada geliyor. Bu nedenle iş dünyası olarak yaşanabilecek her türlü Brexit senaryosuna karşı hazırlıklı olmalıyız” dedi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın anlaşmasız Brexit senaryosunda iki ülke arasındaki ticaretin 3 milyar dolar Türkiye aleyhinde etkileneceği yönünde olacağı açıklamasını hatırlatan Gür, “İki ülke arasında dengeli bir ekonominin sürdürülerek geliştirilmesi ve potansiyel iş birliği alanlarının belirlenmesi, büyük önem taşıyor. Bu kapsamda İngiltere’nin seçtiği yol olan Brexit’te hem hükümet hem özel sektör hem de STK (sivil toplum kuruluşu) boyutunda yer almamız önemli. Öte yandan Brexit, diğer ülkelerle ilişkileri derinleştirmek için de ciddi fırsatlar sağlayacak. Bu sebeplerle Brexit konusu İngiltere’nin olduğu gibi İş Konseyi’mizin ve ülkemizin önemli gündem maddelerinden birisidir” dedi. İngiltere'nin Brexit'ten anlaşmalı ya da anlaşmasız ayrılmasının İngiltere için çok bir şey ifade etmeyeceğini, ülkenin kısa zamanda toparlayarak ticaretine devam edeceğini aktaran Gür, “Türkiye'nin, zarar görmesi durumunda da bu zararı kısa zamanda telafi edebileceğine inanıyorum. İngiltere’nin bize bu coğrafyada ihtiyacı var. Üçüncü ülkelerde iş birliği yapabiliriz. İngiltere’nin iyi veya kötü ayrılması bizim moralimizi bozmamalı” diye konuştu.
“Bizim için en iyi senaryo, İngiltere’nin Gümrük Birliği’nde kalması”
Etkinlikte Brexit Türkiye-Birleşik Krallık- AB İlişkilerde Siyasi ve Ekonomik Riskler ve Fırsatlar konulu rapor sunumunu gerçekleştiren Aston Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaprak Gürsoy, “Tarihsel bir perspektif sunmak, Brexit sürecini anlatmak, siyasi etkileri, ekonomik etkileri ve sonu belli olmayan bir sürecin sonuçlarını paylaşmak üzere tüm kaynaklardan edindiğimiz bilgileri derleyip toparlayarak Türkçe olarak en geniş kapsamlı raporu hazırladık” dedi. Raporda ekonomik olarak sert Brexit koşullarında en çok etkilenen ülkenin Türkiye olacağı sonucu çıktığını işaret eden Gürsoy, “Hızlı bir şekilde İngiltere-Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması yapılması için ikili çalışmalara devam edilmeli. Bizim için en iyi senaryo, İngiltere’nin Gümrük Birliği’nde kalması” dedi.