Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi Çin, son on yıl içinde karbondioksit (CO2) emisyonlarını büyük ölçüde düşürdü. Bu bağlamda, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) birimi başına CO2 emisyonunu 2005 yılından 2021 yılına kadar yarı yarıya indirdi. 2021 yılında GSYİH birimine düşen CO2 emisyonu bir önceki yıla kıyasla yüzde 3,8 oranında, 2005 yılına kıyasla ise yüzde 50,3 oranında düştü.
Öte yandan Ekoloji ve Çevre Bakan Yardımcısı Zhao Yingming, kömürden kaynaklanan enerji tüketiminin 2005 yılındaki yüzde 72,4’lük payından 2021 yılında yüzde 56’ya indiğini açıkladı. Buna bağlı olarak, havadaki solunuma zararlı parçacıklar da Energy Policy Institute der University of Chicago’nun yaptırdığı Bloomberg raporuna göre, 2013 ila 2020 arasında yüzde 40 azaldı. Buna göre, Çin kentlerinin hava kalitesi çarpıcı derecede yükseldi. Nitekim 2021 yılında Beijing’in göğü 288 gün boyu yani yılın yüzde 78,9’unda mavi/temiz oldu. Bu veri, kaliteli hava sayısının bu kentte 2013 yılına kıyasla 112 gün arttığını gösteriyor.
Çin’in dünya topluluğuna verdiği, karbon izini 2035’ten itibaren aşamalı olarak azaltarak 2060 yılında karbon nötr aşamaya ulaşma sözünü tutacağı yetkililerce de belirtiliyor. Bu arada dünyanın birçok ülkesinin, jeostratejik sorunlar dikkate alındığında, enerji güvenliğini güvenceye alma çabası içine girdiği saptanmakta.
Bu çerçevede Çin de temiz ve etkin bir kullanım için yüksek nitelikli kömür üretim kapasitesine odaklanıyor. Ancak Çin’in olağanüstü bol enerji kaynağı geliştirme potansiyeli bulunduğu da biliniyor. Örneğin Çin’de kullanılabilir hidrolik enerji teknolojisinin kapasitesi 687 milyon kilovat saat olarak tahmin ediliyor. Şimdiye değin bunun ancak yüzde 57,1 kadarı kullanıma sunulmuş durumda.
Çin Uluslararası Radyosu