Çin yaşlanan ve azalan nüfusuyla beraber ekonomik zorluklarla boğuşuyor-CNBCE

CNBCE internet sitesinde yayınlanan habere göre;Çin'in azalmakta olan nüfusu demografik değişime sebep olarak ülke ekonomisine zarar veriyor. BMI Country Risk & Industry Analysis'de Asya ülkeleri başkanı Darren Tay, Haziran ayında CNBC'de yayınlanan "Squawk Box Asia "ya verdiği roportajda, Birleşmiş Milletler'in dünya nüfusu verilerini değerlendirerek elde edilen tahminlere atıfta buldu: "Çin'de çalışan nüfusun yaşı önümüzdeki on yıl içinde o kadar hızlı düşecek ki, Çin ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl boyunca GSYİH’da yılda %1'lik bir düşüşle başa çıkması gerekecek" dedi.

Economist Intelligence Unit ise, "Yaşlanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan mali baskı oldukça hızlı ve endişe verici" uyarısında bulundu. Ocak ayında yayınlanan bir rapordaysa "Ekonomik büyüme üretkenliğe, sermaye birikimine ve işgücü girdilerine dayanıyor. Ocak ayında yayınlanan rapora göre, olumsuz bir demografik manzaranın etkileriyse öncelikle daralan işgücü ile kendini belli edecek." sözleriyle durumun ciddiyetinin altı bir kez daha çizildi.

EIU’ya göreyse, emeklilik yaşının yükseltilmesinin uzun vadeli mali dengeyi korumak için uygulanabilecek seçeneklerden biri. Yine başka bir rapora göre, Hesaplamalar, emeklilik yaşının 2035 yılına kadar 65'e yükseltilmesi halinde, emeklilik bütçesi açığının yüzde 20 oranında azaltılabileceğini ve alınan net emekli maaşının yüzde 30 oranında artırılabileceği yönünde. Böylece hem hükümet hem de hane halkı yükü hafifletilebilir. Kadınlar daha geç çocuk sahibi olmayı ya da hiç çocuk sahibi olmamayı tercih ettikçe de doğum oranları dünya genelinde düşüyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD'ye göre, dünyanın en zengin ülkelerinden bazıları olan OECD ülkelerinde doğurganlık oranları yarı yarıya düşerek 1960 yılında kadın başına yaklaşık 3,3 çocuktan 2022 yılında kadın başına yaklaşık 1,5 çocuğa geriledi. Haziran raporuna göre bu göçün olmadığı bir durumda nüfusu sabit tutmak için gerekli olan kadın başına 2,1 çocukluk 'ikame seviyesinin' önemli ölçüde altında.

Çin’in azalan nüfusu
Çin Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerine göre, Çin'in nüfusu 2023 yılında üst üste ikinci kez düşerek 1,409 milyar kişiye geriledi ve bir önceki yıla göre 2,08 milyon azaldı. Bu, 2022'deki yaklaşık 850.000'lik nüfus düşüşünden daha fazla. Bu aynı zamanda ülkede 1960'ların başındaki Büyük Kıtlık döneminden bu yana ölümlerin doğumlardan fazla olduğu ilk yıl olduğu anlamına geliyor. Maybank makro araştırma direktörü Erica Tay CNBC'ye yaptığı açıklamada bunun 1980'lerde uygulamaya konulan tek çocuk politikasının bir sonucu olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra Çin'in nüfusunun 2050 yılına kadar 1.317 milyara düşmesi ve 2100 yılına kadar da neredeyse yarı yarıya azalarak 732 milyona gerilemesi bekleniyor.

The Economist Intelligence Unit (EIU) ekonomisti Tianchen Xu CNBC'ye yaptığı açıklamada, Çin’deki doğurganlık oranının Güney Kore ve Japonya gibi bölgedeki diğer ülkere kıyasla daha hızlı düştüğünü söyledi. Xu, bu üç ülkenin hızla yaşlanan nüfustan orantısız bir şekilde etkilendiğini ve bunun büyük ölçüde "doğurganlık oranlarıyla çok güçlü bir ters ilişki" içinde olan yaşam standartlarının yüksek kaynaklandığını söyledi. Özellikle Çin'in "yaklaşık otuz yıldır çok yüksek bir oranda büyüdüğünü" ve ekonomik genişlemesinin "hızlı ve uzun soluklu" olduğunu sözlerine ekleyen Xu'ya göre ülkenin refah sistemi ise "gecikmeli" ve çocuk doğurmaya yönelik mali destek uluslararası kıyaslamaya göre oldukça düşük. Yükselen ev fiyatları da yardımcı olmuyor. "Hükümet önemli ölçüde artan konut maliyetlerini yönetmekte büyük ölçüde yetersiz kaldı" diyen Xu'ya göre, konutlar giderek daha maliyetli hale geldikçe, insanlar ev satın almakta zorlanıyor ve aile kurmayı erteliyor.

Doğum oranında düşüş var
Son yıllarda gelişmiş ülkelerde görülen hızlı ekonomik genişleme, gelir seviyelerinin yükselmesine ve kadınlar için eğitim ve kariyer fırsatlarının genişlemesine yol açtı. Asya'daki çalışma kültürü de bunda rol oynuyor. Xu, "Asya ülkeleri arasında uzun saatler çalışma konusunda kökleşmiş bir anlayış var," diyor ve ekliyor: "Bu durum özellikle Çin, Güney Kore... [ve] Doğu ve Güneydoğu Asya'nın diğer bölgelerinde bir sorun" dedi. CNBC'ye konuşan Xu, "Bu ülkeler, toplam çalışma saatlerinin dünyada en uzun olduğu ülkeler" dedi ve sonuç olarak çalışanların aile kurmak için daha az zamanı olduğunu söyledi.

İş gücü azalıyor
Doğurganlık oranındaki düşüş, çalışan nüfusun azalması ile birlikte ekonominin ve toplumun geneli üzerinde baskı yaratıyor. Maybank’tan Erica Tay ise konu hakkında , "Bir ülkenin doğum oranı, daha sonra çalışma çağındaki nüfus artışına dönüşür" dedi ve ayrıca, düşen doğurganlık oranlarının genç nesillerin desteğine ihtiyaç duyan yaşlıların oranını etkileyebileceğini ve bunun da ülkenin sağlık ve emeklilik sistemlerine aşırı yük bindirebileceğini söyledi. Sonuçta, sadece kendi çocuklarına değil, yaşlı ebeveynlerine de bakmaları gereken genç nesiller üzerindeki yük artacaktır. Asya'nın bazı bölgelerindeki bu demografik değişim, hem maliye hem de para politikası konusunda "kararlı ve bütüncül hükümet çabası" gerektirecek yapısal bir sorun haline geliyor.

Çin’in izlediği politika değişecek mi?
Xu CNBC'ye verdiği roportajda, Çinli politika yapıcıların "verimlilik artışına" büyük önem verdiğini söyledi. "İşgücünün GSYH'ye katkısında çok büyük bir düşüş olduğunu ve bunun kısa vadede herhangi bir politika müdahalesiyle hafifletilemeyeceğini" dedi. "Bu yüzden verimlilik artışına odaklanıyorlar."Xu, ülkenin geleneksel endüstrileri daha verimli hale getirmek ve genel olarak üretkenliği artırmak amacıyla dijital çözümlere geçiş ve otomasyon ve gelişmiş çipler gibi teknolojiler geliştirmek için büyük yatırımlar yaptığını söyledi. İleriye bakıldığında ise, Çinli politika yapıcıların çalışma ortamı konusunda daha fazlasını yapmaları teşvik ediliyor. Ekonomistler ayrıca Çinli politika yapıcıların ülkedeki emeklilik yaşını yükseltmek, çocuk yetiştirme masrafları için daha etkili vergi iadeleri yaratmak ve ülkede uygun fiyatlı konut inşa etme çabalarını hızlandırmak için çalışmaları gerektiği konusunda hemfikir. Demografi sorunu nedeniyle Çin'de beklenen büyüme yavaşlamasına rağmen, Dünya Bankası'na göre ülkenin GSYH'si 1978'den bu yana yılda ortalama yzüde 9 büyüdü.

 Sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.cnbce.com/gundem/cin-yaslanan-ve-azalan-nufusuyla-beraber-ekonomik-zorluklarla-bogusuyor-h1426