Çin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Wang Qishan Dünya Ekonomik Forumu'nda bir konuşma yaptı

Deutsche Welle Türkçe
 Sputnik
 Euronews
 Amerika'nın Sesi
 BBC

 internet sitesinde yayınlanan haber aşağıda bulunuyor:

Çin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Wang Qishan dün, Davos'ta düzenlenen 49. Dünya Ekonomik Forumu'nda bir konuşma yaptı.

Wang Qishan konuşmasında, Çin ve Forum arasındaki ilk temasların 40 yıl önce kurulduğunu hatırlatarak, Davos'un geçen 40 yıl içinde kendisine has çekiciliğiyle, Çin'in dünyaya bakarak, diğer ülkelerle düşünce teatisinde bulunması ve kendi görüşlerini dile getirerek, fikir birliği araması için önemli bir platform haline geldiğini söyledi.

Wang, bu yıl Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 70. yıldönümünün kutlanacağına dikkat çekerek, Çin'de geçen 70 yıl boyunca dünyanın dikkatini çeken büyük başarılar elde edildiğini, kapsamlı devlet gücünde tarihi atılım kaydedildiğini ve ülkenin uluslararası statüsü ile etkisinin de eşi görülmemiş bir şekilde arttığını belirtti.

Wang, Çin halkının orta halli refaha kavuşurken, ülkenin de dünya barışını ve ortak kalkınmayı hızlandıran önemli bir güç haline geldiğine vurgu yaptı.

Birçok yabancı dostunun kendisine "Çin nasıl bu kadar büyük gelişme ve ilerleme kaydedebiliyor?", "Kalkınarak güçlenen Çin dünyayla nasıl bir arada bulunacak?" şeklinde sorular sorduğuna işaret eden Wang, bu soruları cevaplamak için tarihe bakılması gerektiğini kaydetti.

Wang, son 70 yıl içinde, ÇKP liderliğinde, sosyalizme dayalı siyasi ve ekonomik sistemde ve merkezinde halkın bulunduğu bir kalkınma düşüncesinde ısrar ettiklerinin altını çizdi. Wang konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çinliler, iktidar kurarak yeni Çin'i inşa etmekten reform ve dışa açılma uygulamalarını ilerletmeye, devrimden reforma, planlı ekonomiden piyasa ekonomisine, kapalılıktan dışa açılmaya kadar, zorlu ve kıvrımlı bir yolda ilerleyerek, doğru ve yanlış ile deneyimler ve dersler arasında büyük bedeller öderken parlak başarılar da kazandı." diye konuştu.

Wang, dünya ülkelerinin yapısal reformları aktif olarak ilerletmesi, adalet ve verimlilik araasındaki ilişkiyi uygun şekilde kurması, gelir dağılımındaki dengesizliğin artmasını önlemek için etkili önlemler alması, ayrıca insanların kalkınmadan faydalanmasını sağlamak amacıyla yeni teknoloji ve piyasa rekabetlerinin bazı bölge ve sektörlere getirdiği olumsuz etkileri göğüslemesi gerektiğine işaret etti.

Küreselleşme sürecine de vurgu yapan Wang, geçtiğimiz yüzyılda ortaya çıkan ekonomik küreselleşmenin başlarda sadece gelişmiş Batılı ülkelerin ya da Akdeniz uygarlığının ekonomik küreselleşmesi olduğunu söyledi.

Wang, teknolojik ilerlemelerin, geçen yüzyılın sonu ve bu yüzyılın başından itibaren ülkeler arasındaki coğrafi mesafeyi ve iletişim engellerini büyük ölçüde azaltarak, ekonomik küreselleşme sürecini hızlandırdığının altını çizdi ve bir grup yeni ekonominin yükselişiyle de çağdaş anlamda ekonomik küreselleşmenin başladığını ifade etti.

Wang, Batılı çokuluslu şirketler ile finans kuruşlarının ekonomik küreselleşmenin ana itici güçleri olarak dünya çapında endüstri zincciri düzenlemeleri yaptığını, kaynak dağılımını düşük maliyetli ve iyi iş ortamına sahip ülke ve bölgelere yaptıklarına dikkat çekti.

Çin'in bu süreçte küresel endüstriyel zincirin tabanından tavanına doğru adım adım ilerlediğini hatırlatan Wang, her geçen gün daha da zenginleşen yaklaşık 1,4 milyarlık Çin nüfusunun alım gücünün muazzam talep yarattığın ve bunun getirdiği büyük piyasa potansiyelinin olağanüstü çekicilik gösterdiğini aktardı.

Wang Qishan konuşmasında, insanlık için ortak kader topluluğu vizyonuyla, Dördüncü Sanayi Devrimi çağında küresel yapının kurulması için ortak çaba harcanması çağrısında bulundu. Wang, konuyla ilgili şu önerileri ortaya koydu:

-İnsanlığın güvenliğinin sağlanması temelinde, ilgili kurallar ve kıstaslar oluşturularak, bilimsel keşifler ile teknolojik inovasyon, uygulama ve yaygınlaşma için daha geniş bir ufuk yaratılmalı;

-Ülkelerin çıkarları arasında denge sağlanmalı. Özellikle yeni yükselen piyasa ülkeleri ile gelişen ülkelerin çıkarları dikkatee alınmalı;

-Bütün ülkelerin ulusal egemenliğine saygı gösterilmeli, teknolojik hegemonya amaçlanmamalı ve diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmekten kaçınılmalı;

-Çok taraflılığa destek verilmeli. Barışçıl, güvenilir, demokratik, şeffaf, kapsayıcı ve genel yarara dayalı bir teknolojik kural sistemi ile yeni uluslararası işbirliği çerçevesi oluşturulmalı;

-Sosyal adalet korunmalı;

-Politik ortam düzeltilerek, sosyal refah ve istikrar sağlanmalı.
  
 Sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

http://turkish.cri.cn/1781/2019/01/24/1s195753.htm