Belirsizlik İçindeki Bir Dünyada Yakın Çin-Almanya İlişkileri Yaşamsal Önemdedir

23 Mayıs Çarşamba günü Xinhua yazarı Ren Ke tarafından yapılan yorum:



Serbest ticaret anlayışının ve çok taraflı uygulamaların kolaylıkla çiğnendiği bir dünyada, uluslararası topluluğun başlıca iki denge unsuru olan Çin ile Almanya arasında işbirliği her zamankinden daha da çok göze çarpıyor.
 
Bu hafta Perşembe-Cuma günleri Angela Merkel, Almanya Şansölyesi olarak Çin'i 11. kez ziyaret edecek. Bu, onu Çin'i en sık ziyaret eden Batılı lideri konumuna getiriyor.
 
Çin, şu anda Almanya'nın en büyük ticaret partneri; Almanya da Çin'in Avrupa Birliği içinde ki en büyük ticaret partneri. İki taraf G20 bünyesinde ve diğer mekanizmalar içinde sıkı bir işbirliği içinde. Bu ziyaret, Mart ayında oluşmuş her iki hükümet için de ilk zirve görüşmesi olup ikili bağları daha da sıkılaştıracak.
 
Ancak dünyanın içinde bulunduğu karışıklık ve hem Çin'in ve hem de Almanya'nın küresel konumları dikkate alındığında, Merkel'in seyahatinin anlamı ve Pekin ile Berlin arasındaki sıkı işbirliğinin kapsamı ikili perspektifin ve geniş anlamda Çin-AB ilişkilerinin çok ötesinde görülebilir.
 
Merkel, Cumartesi günü yayımlanan "Çin ile yakın işbirliği" başlıklı demecinde Almanya'nın, yönetimi dünya sorunlarında benzer bir yaklaşım sergileyen Çin ile çok taraflılığı güçlendirmek istediğini söyledi. İki ülke aynı zamanda ikili ilişkilere ve bazı temel dünya sorunlarına ilişkin görüşmeler yapacak.
 
Dünya ülkelerinin çoğunluğu tarafından uzun süre el üstünde tutulan ve uluslararası topluluğun işleyişinde göz önünde bulundurulan bir kavram olan çok taraflılık ilkesi şimdi tekrar kuşkuyla ve meydan okumayla karşılanıyor.
 
Merkel, on üç yıl önce ilk kez Almanya şansölyeliğine seçildiğinde, çok taraflılığı stratejik hedeflerinden biri yapmış olan Almanya, gün gelip Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyayı, üstelik hem de Atlantik ötesi müttefiklerini caydırıcı gümrük vergileriyle yıldıracağını asla düşünmezdi.
 
Durumu daha da ağırlaştıran, Çin ve Almanya'nın da tarafları olduğu İran nükleer anlaşşmasından ABD'nin tek yönlü olarak çekilmesidir. Her iki ülke de bu anlaşmanın sürdürülmesi gereğini tekrar tekrar vurgulamışlardır.
 
ABD'nin Paris iklim değişikliği anlaşmasını terk etmesi bir yana, bu türden sorunlar dünyayı daha kırılgan hale getirmekte ve kural temelli uluslararası topluluğu hem ekonomik hem de politik açıdan tehlikeye atmaktadır.
 
Çin ve Almanya, serbest ticaret sisteminin ve ekonomik küreselleşmenin başlıca yararlanıcısı ve destekçisi olarak, çok taraflılığı birlikte savunmalıdır.
 
Uluslararası sorumluluklarını üstlenerek ve taahhütlerini yerine getirerek korumacılığa karşı yan yana duran Çin ve Almanya, tek yönlü davranışların küresel çabaların altını oymaya devam etmesine izin vermeyecektir.
 
Dünya, Çin ve Almanya'dan, küresel refahın on yıllardır dayalı olduğu kural temelli çok taraflı düzene dayanışma içinde bağlı olduklarının işaretini vermesini bekliyor.

Çin Uluslararası Radyosu