Risk, emeklilik ve sağlık konularında profesyonel hizmetler sunan Aon, yayınladığı “COVID-19 Risk Yönetimi ve Sigorta Anketi” raporunda şirketlerin pandemi krizinden nasıl etkinlendiğini ve pandemi sonrası döneme dair hangi önlemleri aldıklarını inceledi. 41 ülkeden 500 katılımcının görüşlerine ışık tutan anket, geleneksel nitelikli birtakım iş modelleri ve risk yönetim yaklaşımlarının şirketleri kriz karşısında hassas duruma getirdiğini ortaya koyuyor.
Anket katılımcılarının yüzde 82'si COVID-19 öncesindeki dönemde bir pandemi ya da diğer önemli sağlık krizini kurumlarının risk kayıtlarındaki ilk 10 risk arasında değerlendirmediğini belirtirken, kurumsal risk yönetim stratejileri ve yönetimlerinin pandemi tehdidini karşılamada başarısız olduğu görüşünü paylaşıyor. Ankete katılan kurum temsilcilerinin yüzde 14'ü ise COVID-19'un kurumları üzerinde yarattığı etkilerin iki yıldan fazla süreye yayılabileceğini ifade ediyor.
Raporla ilgili açıklamalarda bulunan Aon Türkiye Eş CEO'su Ferhan Özay şu açıklamayı yapıyor: “Kurumlar COVID-19 pandemisinin etkilerini halen hissediyor ve çoğu şirket pandeminin sonuçlarının bir yıldan uzun bir süre daha hissedileceğini belirtiyor. Bu küresel sağlık krizinin şirketler üzerinde önemli finansal, stratejik ve operasyonel baskılar yaratmasına rağmen birçok şirketin hızla duruma adapte olup dayanıklılıklarını sergilediğini görüyoruz. Elbette birçok kurum pandeminin kapsamını ve etkilerini öngörememişti. Bu bakımdan mevcut risk yönetim planlarının gelecekte karşılaşılabilecek risklere karşı güncellenmesinin ve yenilenmesinin öne çıkan bir eğilim olduğunu görüyoruz. Söz konusu yaklaşımlar yalnızca oluşabilecek kayıpları tahmin etmekle sınırlı değil. Risk yönetim yaklaşımlarının kurumların yönetsel önceliklerinde de daha fazla ağırlığa sahip olmasını bekleyebiliriz.”
COVID-19'un şirketler üzerindeki etkisi bir yıl daha sürebilir
Pandeminin çoklu dalgaları ve aşı dağıtımındaki istikrarsızlıkların, şirketlerin pandeminin ilk döneminin etkisini atlatmaya çalışan şirketler için bir zorluk oluşturmaya devam ettiği bilgisine yer veren anket raporunda, kurumların yüzde 20'sinin pandeminin ilk altı aylık sürecinde “tepki göster ve yanıt ver” sürecinde kalmaya devam ettiği belirtiliyor. Şirketlerin yüzde 31'i pandemi başladığında pandemi risklerine yönelik bir plana sahip olmadıklarını belirtirken, pandemi sonucunda şirketlerinin büyüdüğünü düşünen katılımcıların oranı yalnızca yüzde 7 olarak ölçülüyor. Şirketlerin yarısından fazlası ise COVID-19'un bir yılı aşan süre boyunca işlerini etkilemeye devam etmesini beklediklerini ifade ediyor.
Şirketlerin yüzde 65'i yeni risk finanslama ve teminat çözümlerine yönelecek
Risk yönetim yaklaşımlarının kurumların dayanıklılığı üzerindeki etkilerine ilişkin verilerin de paylaşıldığı raporda şirketlerin çoğunluğunun yaşanabilecek bir sonraki darbeye bir miktar hazırlıklı olduğu ortaya konulurken, COVID-19 krizinden toparlanma sürecinin çok boyutlu olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Şirketlerin yalnızca üçte biri mevcut risk kurumsal risk yönetimi programlarının pandeminin etkisi ile baş etmek için yeterli olduğuna inanırken, yüzde 79'u gelecekte performans dalgalanmasını azaltmak için risk yönetimi yaklaşımlarına daha fazla bağımlı olacaklarını ifade ediyor. Ankete katılan kurum temsilcilerinin yüzde 65'i ise yeni risk finanslama ve/veya teminat çözümlerini değerlendireceklerini belirtiyor.
Şirketlerin iş önceliklerine de yer verilen raporda, her sektörden şirket bulundukları coğrafyadan bağımsız olarak insanlarını ve varlıklarını korumaya öncelik vereceklerini aktarıyor. Katılımcıların beklediği en yaygın olumsuz etkiler ise ekonomik daralma, bir başka sağlık krizi ve jeopolitik gerginlikler olarak sıralanıyor. Şirketlerin yüzde 35'i gelecekteki darbeleri tanımlama çalışmalarında hızlanmaya ağırlık vereceklerini ifade ederken şirketlerin yalnızca yüzde 16'sı gelecekteki şoklara karşı hazırlıklı olduklarını belirtiyor.
Araştırma raporunda şirketlerin bölgesel bazda çeşitlenen eğilimlerine de yer veriliyor. Asya Pasifik, Latin Amerika, Kuzey Amerika'nın yanı sıra Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki (EMEA) şirkelerin eğilimlerini inceleyen ankette, EMEA bölgesindeki şirketlerin yüzde 71'i risk yönetim yaklaşımlarının yeterli olduğunu ifade ederken bu bölgedeki kurumların kurumsal risk ve sigorta faaliyetlerinin entegrasyonu konusunda iyimser olduğu görülüyor. EMEA bölgesindeki katılımcıların yüzde 30'u şirketlerinin mevcut süreçlerini iyileştirmek için yeterince hamle yaptığı görüşünde. Bu bölgedeki şirketlerin gelir seviyelerini korumak için en büyük öncelik olarak yeni teknolojilerin kullanımı öne çıkıyor. COVID-19 öncesinde bir pandemi risk planına sahip olan şirketlerin oranı Asya Pasifik bölgesinde yüzde 52 olurken bu bölgeyi yüzde 31 ile Kuzey Amerika, yüzde 27'si EMEA, yüzde 21'i ise Latin Amerika bölgeleri izliyor.
Aon COVID-19 Risk Yönetimi ve Sigorta Anketi raporunda sektörlerin COVID-19 kriz yaklaşımlarına da yer veriliyor. Finansal hizmetler ve taşımacılık & lojistik sektörlerindeki şirketlerin yüzde 45'i işlerinin pandemiden etkilendiğini ancak dayanıklılığını koruduğunu belirtirken, inşaat ve gayrimenkul ile enerji sektörlerindeki şirketlerin yüzde 51'i pandemi etkisine rağmen dayanıklılıklarını korudukları görüşünü paylaşıyor.