Anayasa Mahkemesi, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun Kapsamında Yürütülen Faaliyetlere İlişkin Belgelerin Askıya Alınmasını düzenleyen kuralı iptal etti

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

nayasa Mahkemesi 26/7/2023 tarihinde E.2023/32 numaralı dosyada, 7423 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesiyle 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “...askıya alınır...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Dava Konusu Kural

Dava konusu kuralda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki bazı fiilleri işlediği tespit edilenlerin 4733 sayılı Kanun kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin verilen belgelerinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar askıya alınacağı ve bu süre içinde söz konusu tesis veya işyeri için başka bir gerçek ya da tüzel kişiye belge verilmeyeceği öngörülmüştür.

Başvuru Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle; 4733 sayılı Kanun kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin belgelerin askıya alınması işleminin teşebbüs özgürlüğünü ölçüsüz biçimde sınırladığı, anılan işlemin bir tedbir kararı olduğu ve bu tedbirin niteliği ile işlemin kim tarafından gerçekleştirileceğine dair belirsizliğin bulunduğu, bu belirsizliğin yürütme ile yargı arasında bulunması gereken kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmadığı iddia edilmiştir. Ayrıca kişi hakkında verilmiş bir mahkûmiyet hükmü olmadan çok uzun bir zaman dilimini kapsayacak şekilde yaptırım kararı uygulanmasının orantılı olmadığı, bu durumun masumiyet karinesini de ihlal edeceği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Dava konusu kural uyarınca, faaliyete ilişkin belgelerin askıya alınması işlemi için kişi hakkında adli sürecin başlaması gerekmediği gibi ceza mahkemesince mahkûm edilmiş olması şartı da aranmamaktadır. Ayrıca idari tedbir kararı uygulanacak kişilerin Kanun’da belirtilen suçları işleyip işlemediği, bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilecek kesin hükümle değil bir idari işlemle tespit edilmektedir. Söz konusu tedbirin henüz kişi hakkında suç işlediğine dair kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmaksızın, kişinin o suça ilişkin eyleminin tespit edilerek uygulanması masumiyet karinesine aykırıdır.

Öte yandan çalışma özgürlüğünün bir parçası olan özel teşebbüs özgürlüğü Anayasa’da güvence altına alınmıştır. Özel teşebbüs özgürlüğü, her gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin tercih ettiği alanda ekonomik-ticari faaliyette bulunmak üzere teşebbüs kurabilmesini, dilediği mesleki faaliyete girebilmesini ve faaliyeti ile mesleğini devletin veya üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın dilediği biçimde yürütebilmesini ifade etmektedir. Kural uyarınca faaliyete ilişkin belgelerin kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar askıya alınması, kişilerin ticari ve mesleki faaliyetleri için önemli olan birçok işlemi yapma imkânını belirli bir dönem için ortadan kaldıracağından kuralın teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirdiği görülmüştür. Temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemeler kanunla yapılmalı aynı zamanda Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olmalıdır. Dava konusu kuralda, tedbir işleminin değişen koşullara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilerek kaldırılmasına imkân tanınmamıştır. Ayrıca kuralın faaliyete ilişkin belgelerin askıya alınmasından daha hafif tedbirin uygulanmasına imkân tanımaması nedeniyle de kişilere aşırı bir külfet yüklendiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu değerlendirmeler ışığında, her ne kadar sınırlama ile kamu zararının önlenmesi amaçlansa da kamu zararının önlenmesi biçimindeki amaç ile teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlama arasındaki makul dengenin bozulduğu ve kuralın ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.



Diğer Haberler
Putin : Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan'ın barış anlaşması imzalamalarına destek olmaya hazır
Çin Merkez Bankası Yetkilisi : Ekonomi iyileştikçe makro kaldıraç oranının temel anlamda istikrarlı kalması bekleniyor
IMF: Asya'nın ekonomik toparlanması, Çin'in pandemi sonrası toparlanmadaki kayıpların beklenenden daha erken ivme kazanması nedeniyle sekteye uğrayacak
İngiltere Maliye Bakanı : Sonbahar bildirgesinde düşük büyüme tuzağından çıkış planı hazırlanacak
IMF: Çin'de daha uzun süreli yaşanacak bir mülkiyet krizi ve sınırlı politika tepkisi Asya'da yavaşlamayı derinleştirecek
Çin Merkez Bankası Yetkilisi : Çin'in makro kaldıraç oranı 2. çeyrekte %291 idi
İngiltere Maliye Bakanı Hunbt: Piyasaların orta vadede İngiltere'nin borcunu düşürmeye yönelik bir plan olduğunu görmesi önemli
İngiltere Maliye Bakanı Hunt : Bozulan mali durumun sebebi yüksek faiz oranları ve 20-30 mln poundluk yüksek borç ödemeleri nedeniyledir
İngiltere Maliye Bakanı Hunt: Son yıllarda artan vergi yükünün kalıcı olduğuna inanmıyorum
İngiltere Maliye Bakanı Hunt: IMF, İngiltere ekonomisi tahminlerinde doğru olmaktan çok yanlıştı
İngiltere Maliye Bakanı Hunt: Sonbahar bütçe açıklaması dengeli ve uluslararası duruma ilişkin olarak ihtiyatlı olacak
Putin: Batı yaptırımlarına karşın BDT ülkeleri arasında ekonomik ilişkiler genişliyor
Facebookta Paylaş