Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Özel bir bankada (Banka) çalışan başvurucunun iş sözleşmesinde kurumsal e-posta adresinin sadece iş amaçlı kullanılacağı, hesabın haber vermeden banka yönetimi tarafından denetlenebileceği belirtilmiştir. Başvurucunun eşi üzerine kayıtlı bir işletmede çalıştığı iddiası üzerine müfettiş incelemesi yapılmış ve başvurucunun konuyla ilgili savunması alınmıştır. Müfettiş raporunda başvurucunun Banka çalışma ilkelerine aykırı olarak kendi hesabına ticari faaliyette bulunduğu kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir. Başvurucunun kurumsal e-posta hesabını eşinin ticari işleri için de kullandığının belirtildiği bu rapora istinaden başvurucunun iş akdi feshedilmiştir. Başvurucunun, İş Mahkemesinde işveren aleyhine açtığı işe iade istemli tespit davası ve akabinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf itirazı kesin olarak reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucu; kurumsal e-posta hesabı içeriğinin işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Başvuru konusu olayda başvurucu adına tanımlanmış kurumsal e-posta hesabı işveren tarafından incelenmiştir. İşverenin çalışanlarına kurumsal e-posta hesabı oluşturarak kişisel verileri işlemesinin ve iletişim akışını denetim altında tutmasının işlerin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlama amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kurumsal e-posta hesabının iletişim akışına ve içeriğine erişilecek şekilde kullanıma sunulması hedeflenen amacı sağlamaya elverişli bir yöntemdir.
E-posta hesabı üzerinden yapılan iletişimin denetlenebileceğine ilişkin önceden açık bir bilgilendirme yapılmadığı hâllerde çalışanın kurumsal e-posta üzerinden kişisel yazışmalar yapabileceği işveren tarafından da öngörülebilir bir durumdur. İşveren tarafından açık bilgilendirme yapılması durumunda ise kurumsal e-posta hesabı çalışanın rızası alınmadan incelenebilir. Bu bağlamda bilgilendirme sonrası işverenin denetleme yetkisine ilişkin bir itiraz şerh edilmediği sürece çalışanın rızasının bulunduğunun ve aksi kanıtlanana kadar da bu rızanın geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda başvurucu bilgilendirme yapılmadan ve rızası olmadan kurumsal e-posta hesabının incelendiğini ileri sürmüştür. İş akdinde başvurucuya tahsis edilen kurumsal e-postanın sadece iş amaçlı kullanılacağı ve bu hesabın Banka yönetimi tarafından haber vermeksizin denetlenebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca iş sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklere uyulmaması durumunda iş akdinin feshedilebileceği açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan somut olayda işverenin yaptığı müdahalenin kapsamının da tartışılması gerekir. Bu bağlamda işveren başvurucunun başka bir işte çalıştığı iddiasını destekleyen mesaj içeriklerini incelemiş ve bunları sadece yargı sürecinde iddiasını kanıtlamak amacıyla kullanmıştır. İşveren inceleme amacı dahilinde bir denetleme gerçekleştirmiş, elde edilen verileri amaca uygun kullanmıştır.
Bununla birlikte yargılama sürecinde Mahkeme; tanık anlatımları, iş sözleşmesi, iş yeri dosyası ve dosyaya sunulan diğer belgeleri de değerlendirerek bir sonuca ulaşmış, kararda ilgili ve yeterli gerekçe sunmuştur. Başvurucu da yargılama sürecine etkin olarak katılmış, uyuşmazlığı karara bağlayan derece mahkemeleri yargılamada yükümlülüklerini yerine getirmiştir.
Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar vermiştir.