Amerika seçimleri analizi (InvestAZ Yatırım)

Hedef 2024
Uzun süredir beklenen, 3 Kasım'da yapılacak olan A.B.D başkanlık seçimleri geldi çattı. Normal şartlarda yapıldığı günün gecesinde sonuçları belli olan seçimlerde 2020 yılı için bolca spekülasyon var. Farklı kaynaklar bu seçim sonuçlarının sayımında hem pandemi hem de farklı eyaletlerdeki sayım zamanları kaynaklı gecikme olabileceğini ifade ediyor. Önceki seçimlere bakıldığında 2000 yılında George W. Bush ve Al Gore arasındaki yakın çekişmede Amerikan Başkanı resmi olarak seçimden 36 gün sonra ilan edilmişti.
Donald Trump'ın başkan seçildiği 2016 seçimlerinde toplam oy kullanma oranı %59 olarak gerçekleşmişti. Trump son seçimlerde rakibi Hillary Clinton'dan 3 milyon az oy olmasına rağmen başkan seçilmiş, demokrat kanatta bunun sorumlusunun oy kullanmaya gitmeyen seçmen olduğu öne sürülmüştü.
Demokratların bu seçim için stratejisi seçmeni sandığa getirerek rahat bir galibiyet almaktı. Seçimlere 4 gün kala 86,5 milyon ile erken oy kullanma rekoruna ulaşılması kampanyanın başarılı olduğuna bir işaret. Bu ve bunun gibi birçok argüman aslında mutlak Biden zaferinin yanında Temsilciler meclisi ve Senato'da da Demokratların çoğunluğunu öngörüyor.
Mavi Dalga olarak adlandırılan bu senaryo aslında son haftalarda sayısız finansal enstrümanda fiyatlanmış durumda. Türkiye'de de analistlerin çoğu Amerikan medyasında oluşturulan, aslında 2016'daki açık ara Hillary Clinton galibiyeti fikrine çok benzer, rahat ve kapsamlı bir Demokrat galibiyetinde mutabıklar.
Burada bizi en çok ilgilendiren kısım seçim sonuçlarına göre Türkiye'ye ne olur sorusu. Medyada çoktan başkan ilan edilen Demokratların adayı Joe Biden ile başlayalım:
Biden ve Demokratların zaferi Türkiye ekonomisi için kısa vadede en olumlu senaryo olmayabilir. Demokratların kanadından sürekli olarak artan Türkiye'ye yaptırım çağrıları, hatta Biden'ın ABD-Türkiye ilişkileri için düşündüğü ve açıktan dillendirdiği tavra bakıldığı zaman Mavi Dalga, 8,53'e yaklaşılan Dolar/TL kuru da göz önünde bulundurulduğunda ekonomi üzerindeki baskıları daha da arttıracaktır.
ABD Başkanı Biden olduğu takdirde Cumhuriyetçi kanadın desteklediği birçok endüstride Mart'ta pandeminin zirvesinde baş gösteren sorunlar artacaktır. Petrokimya sektörü, petrol ile ilişkili olan bütün firmalar Mart'ta finansal piyasalarda petrol varil fiyatlarındaki çöküşle başlayan sorunları hala daha çözmeye çalışıyor. Petrolü imalatında kullanan şirketler, havayolları, Cruise gemi şirketleri gibi birçok firma için Mart'ta yaşanan sonun başlangıcı, Biden zaferi ve Mavi Dalga ile sonun sonu olur.
Mevcut başkan Trump'ın petrol piyasasını ve havayolları, savunma sanayi ve muhtelif inşaat şirketleri başta olmak üzere petrolle alakalı bütün sektörleri ayakta tutabilmek için büyük çabaları olmuştu. Olası Biden başkanlığında ise Paris anlaşması dahilinde karbon emisyonunu büyük ölçüde düşürmek için büyük adımlar hızlıca atılmaya başlanacaktır.
Yabancı sermayenin daha fazla reel getiri talep ettiği küresel yatırım ortamında TCMB'nin 22 Ekim toplantısında artışa gitmemesi de bir bakıma 3 Kasım seçimlerinden çıkacak sonuca göre yol haritası çizmesi üzerineydi. 22 Ekim'den sonra 19 Kasım PPK'sında, hatta toplantıdan da önce Merkez Bankası'ndan ölçülü bir faiz artışı bekleniyor. Dolar/TL'de durdurulamayan, seçim günü 8,53'e ulaşan yükselişin sebebi temelde bu. Olası Biden zaferinde TCMB'nin yapmak durumunda kalacağı faiz artışı konuşulan miktarın çok daha üzerinde olmak durumunda kalır.
Peki sürpriz bir Trump zaferinde Türkiye, ülke yatırım ortamı ve risk algısına neler olabilir? Öncelikle finansal piyasalar üzerinde Biden zaferi kadar yıkıcı bir etkiden kurtulmuş olunur. TL varlıklar ve TL'nın kendisindeki son haftalardaki büyük düşüşleri neredeyse kesinleşen Biden zaferi fiyatlaması olarak düşünürsek Trump'ın başkan olduğu bir ortamda TL varlıklar üzerindeki baskının bir nebze rahatlayabileceğini söyleyebiliriz. TCMB'nin belirlediği faiz oranlarında yukarı revizyon beklentisi ortadan kalkmasa da yine yüklü, ancak Mavi Dalga senaryosundan daha az bir miktarda faiz artışıyla Dolar/TL'de rekabetçi kur stratejisine paralel 8.00'den çok uzak olmayan seviyelerde bir yıl sonu görülebilir.
Amerikan başkanının Donald Trump olduğu bir senaryoda sonsuz sayıda enstrümanda bir süredir oluşan Biden zaferi ve Mavi Dalga fiyatlamalarında enteresan hareketler göreceğiz. Seçim döngüsü volatilitesine bakıldığında Amerika'da başkanlık seçimlerinin öncesindeki aylarda oluşan volatilite, 2020 seçimlerinde geç de olsa oluştu. Seçimden önceki hafta VIX'te 20'den başlayan yükseliş seçim gününe gidilirken 33 seviyesine yaklaşmış durumda.
Ek mali yardım paketinin askıda olduğu, seçim yaklaştıkça kazanacak olan adayın belirsizleştiği bir ortamda seçim sonuçlarının bir de ertelendiği, belki itirazların olduğu bir ortamda küresel ölçekte büyük bir fiyat oynaklığı göreceğiz.
Amerika'da toplum pandemi başlangıcından beri üst seviyede gergin. 'Siyahi canlar önemlidir' sloganıyla başlayan ve çığ gibi büyüyen toplumsal olayların yaşandığı, 2008 yılından beri krizle mücadele eden ABD, Küresel Finans Krizi'nin başlangıcını ve devamındaki 8 yılı tarihinde ilk defa siyahi bir başkanla geçirdi. Bu sürecin sonunda ise aşırı sağ kanadın güçlenmesiyle 2016 seçimlerinde siyaset geçmişi olmayan, dünya çapında birçok kişi tarafından aşırı otokratik bir lider olarak tanımlanan iş adamı geçmişi olan Donald Trump başkan seçildi.
2008 krizinden beri toplumsal gerginliğin tırmandığı bir ortamda 2020 seçimleri tarihi bir dönüm noktası. Her şekilde sayısız olaya sahne olacak bu tarihi seçim döneminde Trump'ın amacı başkanlığının 2. Dönemini tamamlamak ve Amerika'yı tekrardan güçlü yapmak iken Biden'ın seçim vaatleri seçmenlerinin gözünde dahi soyut kalıyor. 1980'lerden beri sürekli olarak çok kutuplu hale gelen Dünya düzeninde ABD vatandaşları, ülkelerini tekrardan güçlü görmek isteyeceklerdir. Medyada oluşan mutabakat bir yana, bu tarihi seçimlerde hedef 2024 gibi görünüyor.







InvestAZ Menkul Değerler A.Ş.
  www.investaz.com.tr
 

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş