NTV internet sitesinde yayınlanan habere göre;
NTV yayınında piyasalardaki son gelişmeleri değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, piyasalarda sürecin normalleştiğini belirtti. Albayrak, ekonomi programı ile ilgili 8 Nisan'da ayrıntılı yol haritasını açıklamayı planladıklarını söyledi. Yeni hal yasasının seçimden sonra Meclis'e getirileceğini söyleyen Albayrak, son iki günde döviz mevduatlarından TL'ye dönüş başladığını da belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berak Albayrak, NTV Ekonomi Müdürü Gökay Otyam, NTV Ekonomi Sunucusu Berfu Güven, Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Profesör Doktor Erhan Aslanoğlu ve İş Portföy Yönetimi Başekonomisti Nilüfer Sezgin'in sorularını NTV canlı yayınında yanıtladı.
Gökay Otyam: Son günlerde herkes swap filan onları da biliyor oldu. Perde arkasında gerçekten neler oldu?
Berat Albayrak: Perde arkası önü diye bakmıyorum meseleye. Türkiye bir seçime gidiyor. Türkiye ekonomisi özellikle Ağustos ayından bugünlere kadar çok önemli mesafe kat etti. Çok önemli adımlar attı. Dolayısıyla bu çerçevede bugün itibariyle Türkiye ekonomisi dengelenme adını verdiğimiz yeni ekonomi programında bir dengelenme sürecinden bahsettik biz. Türkiye’nin kırılganlıkları var, cari açıkla ilgili, fiyat istikrarıyla ilgili, bütçe disipliniyle ilgili gibi. Birçok iç ve dış speküle edilmeye ihtimali olan alanlarda bu kırılganlıkları nasıl iyileştirecek, nasıl güçlendirecek savunma mekanizmaları, altyapısı, üstyapısı, değişiklikler, reformlar bu çerçevede kısa, orta, uzun vadeli yol haritasıyla birlikte yapılacaklarla alakalı çerçeveyi belirledik. Bu noktada geldiğimiz husus gerek yılsonu hedefleri herek 2019 hedefleri açısından bakıldığında benim şahsi olarak beklentimin ötesinde olumlu olarak cereyan ediyor. 2018’de hakikaten zor bir dönem geçirdi Türkiye. Gerek kurda, gerek faizlerde, gerek enflasyonla, gerek bunlarla ilgili mücadelede bütün bu meydan okumalara rağmen yılsonu bütçe disiplininin sağlanıp sağlanamayacağı süreçlere Türkiye olarak zor bir dönemden güçlü bir performansla zor bir şekilde 2018’i kapamış olduk. 2019 hızlı bir seçim maratonuyla başladı. Bu noktada özellikle belirlediğimiz bu dengelenme politikalarındaki enflasyon çok önemliydi bizim için ve dış ekonominin ayaklarını etkileyen dış ticaretteki ihracat ithalat dengesinde normalleşme süreci, özellikle iç piyasadaki son çeyrekteki daralmanın hızlı bir şekilde, dengeli bir şekilde toparlanmasının nasıl yönetileceği süreciydi. Bu noktada Mart ayını artık kapatıyoruz. İlk çeyrek performansına baktığımızda bu dengelenme süreci benim beklediğimiz ötesinde olumlu şekilde devam ediyor. Bu süreç hızla ilerlerken malumunuz seçime gidiyoruz filan son günlerde yine bir dalgalanma noktasında algılanabilecek ya da farklı speküle edilebilecek gelişmelere dayalı...
Gökay Otyam: Neden peki sizce?
Berat Albayrak: Neden husus bu coğrafya dünyanın en kritik ve en önemli coğrafyasında yaşayacaksınız, hele Türkiye gibi bir ülke olarak son 5 yılda Hollywood filmleriinde bile senaryolarını okuyup, televizyonlarda izleseniz inanmayacağınız şeylerle kaşı karşıya olacaksınız, terör örgütlerinden darbelere kadar, sokak eylemlerinden şuan buna kadar artık birçok şeyi normalleştirmek lazım. Belki son 100 yılda bölge coğrafyamızda ilk defa bu kadar tedbirli olmanın yeterli olmadığı, artık teyakkuz halinin tedbirin ötesine geçmesi gereken jeopolitik bir iklimden geçiyoruz. Sınır ötesi operasyonları görüyorsunuz. Bir bakıyorsunuz bir füze geliyor evinizde uyurken 15 yaşındaki gencecik kızımız bir bomba ile vefat edebiliyor. Hatay’da ben ziyaretine gittim 80 yaşında amcamız yolda yürürken terör örgütü bombası. Bölgemiz çok zor bir dönemden geçiyor. Türkiye olarak biz çok dikkatli teyakkuz halinde, ekonomide de çok tedbirin ötesinde teyakkuz halinde olmamız lazım. Bu çerçevede Türkiye’nin özellikle son dönemde yakaladığı tüm tecrübe edip bağışıklık sistemini güçlendirme noktasında adımların ötesinde yakaladığı bir istikrarlı dengeleme sürecine, içeriden veya dışarıdan, spekülatif ama gerçek, ama şu ama bu şekliyle müdahalelerle etki edebilecek alanlara yönelik Türkiye artık çok daha dikkatli bir süreci geçiriyor. Hepimizin malumu sosyal medyasından, farklı kesimlere kadar, farklı raporlardan şuna buna kadar özellikle ekonomiye dayalı son dönemde bu dengelenme ne kadar olumlu yönde seyrederken özellikle seçime yaklaştığımız bir atmosferde belirli bir noktada bir tansiyonun bir kesim tarafından finans camiasından olabilir, kurumsal bazda olabilir, bireysel olabilir farklı noktalarda baktığımızda tansiyonu yukarı çıkarmaya yönelik eylemlere şahit olduk.
Gökay Otyam: Bunu ayırıyor musunuz iç dış diye?
Berat Albayrak: İç tarafı da var dış tarafı da var tabi. Dolayısıyla bu çerçevede ve buna yönelik bu dalgalanmalara bu müdahalelere bu speküle edilebilecek eylemlere yönelik Türkiye bir devlet olarak ilişkili kurumlarıyla, bağımsız kurumlarıyla bütün bu farklı farklı kesimleriyle bu süreçlerde Türkiye artık eskisi kadar kırılgan olmadığı, eskkisi kadar kolay speküle edilemeyeceğiyle ilgili ben bir test yaşadığını düşünüyorum. Bu testi Türkiye güzel ve olumlu bir şekilde, seçime huzur içinde şu veya bu şekilde birilerinin dediği gibi yaşamayacak şekilde bir tecrübe yaşadığını düşünüyorum.
BAKAN ALBAYRAK: SÜREÇ BUGÜNDEN İTİBAREN NORMALİZE OLDU
Play Video
Berfu Güven: Bu hafta yaşanan piyasa hareketiyle ilgili pek çok ayrıntı merak ediliyor. Öncelikle yabancılar o Londra swap piyasasında TL bulamadığı noktada sizinle ya da hazineyle ya da Merkez Bankası ve BDDK ile doğrudan ya da dolaylı bir temasa geçtiler mi? İkincisi, biz aslında dolar-TL’de aynı vadede iki farklı fiyat oluştuğunu gördük bu hafta hem bankalar arası hem uluslararası piyasada. Ama bugün bir normalleşme var. Hem o iki fiyat birbirine yaklaştı hem de swap faizlerinde Londra’da bir düşüş yaşandığını gördük. Bu Londra swap piyasasına yeniden TL sağlanmaya başlandı mı? Normalleşme nasıl sağlandı?
Berat Albayrak: Farklı medya organlarında, uluslararası medya orrganlarında farklı mesajlar da çıktı. Mesela bugün daha sabah yine Merkez Bankası’yla ilgili spekülatif bir haber çıkıyor. Merkez Bankası hemen açıklamasıyla bunu ekarte edecek, doğru olmadığını ortaya koyacak bir çerçevede süreç var. İşin içine seçim girince tabii biraz daha şüpheci ve dikkatli olmak lazım. Niye bugünler, niye bir hafta kala filan veya opsiyon piyasasında kimler nasıl pozisyon almış filan. Özellikle son günlerde yaşanan bu süreçle ilgili gerek atılan adımlara gerek karşı açıklamalara baktığımızda bu sorunun içinde bilgi eksikliklerinin olduğunu ben yine gözlemliyorum. Mesela ‘Türk bankaları TL vermiyormuş’ diye bir haber çıktı. Bankalar Birliği'miz bir açıklama yaptı bununla ilgili. BDDK raporlarında ciddi rakamlarda yurtdışına TL tedariki söz konusu. Burada esas konu ne yaşandı da bu süreç ayrışmadan kaynaklanıyor. Çok basit ifade etmemiz gerekirse swap piyasasında ayrı bir şekilde resme baktığımızda bir işlemin iki tarafından diğerinin sorumluluğunu yerine getirme nooktasında bir nevi açığa bir satış eylemini gerçekleştirip, sonra bu eylemi gerçekleştirdikten sonra yükümlülüğünü yerine getirmemenin doğurduğu bir sıkışma yaşadığını görüyoruz. Yoksa atılan adımlar olsun, tedbirler olsun gerek Merkez Bankası gerek diğer kurumlar noktasında olsun buna yönelik bir tedbir hususu söz konusu değil. Swap kararı Merkez Bankası’nın Pazartesi günü aldığı Türk bankalarının Merkez Bankası ile işlem hacimlerinde limitin arttırılmasına yönelikti. Yurtdışı değildi. Yurtdışı limiti Ağustos ayında belirlenen bir limit var ya o limit aynı şekilde devam etti. Aramızda kalsın koca koca ekonomistlerin filan böyle sorularla karşımıza çıktıklarını veya sağda solda konuştuklarını biliyorum. Sanki birileri Türkiye swap piyasasında ilişkili kurumlar bu noktada böyle bir eylem içine girmiş gibi, sanki yabancı yatırımcıyı mağdur ediyormuş noktasında bir adım atmış gibi, hayır yüzde 25 aynı şekilde devam etti. Yüzde 10’dan 20’ye çıkarma hamlesi iç piyasaya, dışarıyla ilgili böylle bir süreç yok. Ama ortada bir süreç varsa bunu aydınlatmamız gerekiyorsa bir işleme giriyorsanız ama bu işlemin arkasında siz açığa işlem yapıyorsunuz, arkasında bir varlık yok. Bu varlık olmadığı için oluşan hacmi bulma noktasında kendi içerisinde hacmin büyüdüğünü, maliyetlerin büyüdüğünü görüyoruz. Tabii bu pazartesi, salı bu süreç dün itibariyle belli bir noktaya gelmeye başladı, bugün itibariyle de normalize oldu. Meseleyi aslında öyle okumak lazım. Ben size dolar veriyorum siz bana TL veriyorsunuz karşılıklı işlemde. Ben size dolar verirsem karşılığında TL beklerim. Ben doları veriyorum ama siz bana TL’yi vermezseniz ne olur, bu yükümlülüğü yerine getiremezsiniz. Swap piyasasında oluşan karşılıklı likiditelerin yönetilmesine dayalı, bankaların içinden geçtiği süreçler, yükümlülükler yani burada bu işlemi hazinecilerle biraz konuşmak lazım. Burada esas Türk Lirası’na talebi arttıran sebep ne? Birilerinin TL yükümlülüğü var. TL yükümlülüğü sahip olduğunun ötesinde bir yükümlülüksse ve buna sahip değilse farklı farklı enstrümanlar üzerinden, farklı bir stratejiye yönelik ama o kurum ama bu kurum, ama ben size şöyle söyleyeyim çok geniş bir çerçeveden bahsetmiyoruz, ben bir kesim için konuşuyorum bunu. Bu bir kesime yönelik bir söylem. Çünkü bankacılık sisteminde birçok uluslararası bankalar var, yatırımcılar var, şunlar bunlar var. Bir kısmına yönelik bir süreçten bahsediyoruz. Ama zannediyorum o eylemler biraz altı dengeli bir şekilde pazartesi, salı, çarşamba bir noktaya oturmaya başlayınca, o yükümlülükler sağlıklı bir şekilde yerine oturmaya başlayınca piyasanın normalleştiğini düşünüyorum. Nitekim diyorsunuz ya verildi verilmedi filan bugün bir açıklama yapıldı, TL’ye ihtiyacı olanlar buyursunlar gelsinler burada swap piyasamız var, TL piyasamız var Borsa İstanbul’da.
Nilüfer Sezgin: Bunlar piyasada farklı kanallarda farklı farklı anlaşılmış olabilir çok güzel özetlediniz. Ama sonuçta swap piyasasında faizlerde bir oynaklık yaşanmış oldu. Lokal bankalardaa bu piyasada Türk lirası fonlama yaratıyorlar kendilerine. Dolayısıyla bu piyasayı bugün özelinde hani yabancı bankaların belki TL’ye erişimindeki bir problemle açıklıyoruz ama normalde lokal bankaların Türk Lirası fonlama için kullandığı bir yer. Dolayısıyla piyasada faizlerde bu tip oynaklıklar yaşanması acaba bizdeki kredi kanalı açısından bir yan etki orta vadede...
Berat Albayrak: Hangi kredi kanalı mesela?
Nilüfer Sezgin: Örneğin bizim bildiğimiz mekanizma, lokal bankalar ellerinde döviz likiditesi olduğu zaman bunu Londra'daki swap piyasasında TL’ye dönüştürüp TL fonlama yapıyorlar. Ve bu TL’de genelde kredileri fonlamak için önemli bir kaynak oluyor. Dolayısıyla buradaki faizin çok oynak olmaması hani burada bir istikrar olması kredi fonlayan bankalar açısından önemli bir konu. Dolayısıyla belki önümüzdeki dönemde burada tekrar bu tip oynaklıklar oluşabilir mi yoksa bu çok münferit, kendine has spesifik bir olay mıydı?
Berat Albayrak: Londra uluslararası bir piyasa, çok bbüyük bir piyasa. Dünyanın dört bir tarafından merkez olarak çok sık kullanılan enstrümanların işlem noktasında gidip başvurulup işlem görülen bir piyasa. Türkiye olarak dün, bugün, yarın kullanmaya devam edeceğiz. Bu son birkaç gündeki yaşanan bu münferit süreç belirli bir kesim tarafından speküle edilebilecek adımlarla ama kur üzerinden ama başka şekilde oluşan anomalitenin piyasa dengesi ve koşulları içerisinde oluşturduğu dalganın birkaç gün içerisinde normalize olarak oluştuğu bir süreç. Ama söylediğiniz husus önemli. Özellikle swap piyasası Londra özelinde Türkiye’deki bankacılık sektörü tarafından kullanılmaya devam edecek ama son dönemde attığımız adımlar finansal mimari noktasında önemli hususlardan birisi de buydu. Biz sadece Londra piyasası olarak söylemedik, şu anda 40 milyar dolarlık işlem hacmini geçti burası. Borsa İstanbul’da bir swap piyasamız var artık. Bu alternatif bir fiziki mekan değil sadece işlemlerin yapıldığı hacim olarak ciddi bir noktaya ulaşan bir süreç. Merrkez Bankamız da bu noktada adımları atıyor. Bizim bunu genişletmemiz lazım ki piyasada alternatif içerisinde rekabet oluşsun ki daha verimli daha rekabetçi ve kaliteli bir noktaya erişebilelim. Dolayısıyla ben bunun tam tersine bu süreç özelinde değil genel Türkiye’deki finansal ekosistemin daha da güçlenmesine katkıda bulunacak atılıyor olan ve atılacak adımlarla tüm bu çerçevenin gerek Londra piyasası gerek diğer uluslararası piyasalar gerek Türkiye piyasasının finansal sistemi çünkü İstanbul Finans Merkezi diye bizim bir idealimiz var. Bunu ki seçimden sonra çok yoğun kapsamlı bir katılımla, tüm paydaşlarla özellikle fiziki tamamlanma süreci artı işin teknik, hukuki, yasal altyapısıyla ilgili de adımlar atacağımız süreci hızla başlatacağız. Bu projede çok geç kalındı artık kaybedecek vaktimiz yok. İstanbul’da işin fiziki olduğu kadar ruhunun da bütünleşeceği bir süreç var. Dolayısıyla bu noktada baktığımızda özellikle bankacılık sektörünün elindeki dövizleri özelinden soruyorsak, Tüürk Lirası likiditeye belirli bir vadeyle, uzun vadeyle kavuşma noktasında oluşturacağı bu enstrümanın kullanıldığı bu piyasa devam edecek. Bu çerçevede gelişerek daha da büyüyerek devam edeceğini düşünüyorum.
Erhan Aslanoğlu: Hisse senedi piyasası ve bono piyasasındaki yansımalarında önümüzdeki günlerde normalleşmesini beklemeli miyiz bu çerçevede?
Berat Albayrak: Bugün borsa dengeli bir gün geçirdi. O kadar çok bilgi kirliliği var ki dün yabancı çıkışı toplam 200 milyon dolar civarı. Ama arkadaşlar 50 milyar liralık satış olmuş ama işlem hacmi o kadar değil. Bu bilgi kirliliği, bu dengelenme, bu anomalitenin doğurduğu TL likiditeye erişim için atılan adımlara dayalı birkaç günlük süreci yaşadık. Bugün belli bir noktaya gelindi. Bunu hem borsada hem diğer piyasalarda hem diğer işlem hacimlerinde gördük. Bu çerçevedeki dengelenme süreci her iki piyasada da olsun normal bir şekilde seyrediyor. Burada artık pazar günü seçimler bitiyor. Türkiye'de bir yerel seçim var. Yerel seçimlerinn sonucu 3-5 il alırsınız 3-5 il kaybedersiniz ama öyle ya da böyle bütün resme baktığınızda bugün genel seçim olsa iktidar olarak ülkeyi yönetme noktasında baktığımızda AK Parti iktidarı mevcut iktidar 24 Haziran’ın asgari oyunu aldığı gibi belki biraz daha üzerinde oyla devam ediyor. Diğer partilere bakıyorsunuz aynı oranda seyrediyor. Dolayısıyla politik iklim olumlu manada bakıldığında 24 Haziran’dan çok farklı bir resim yok. 1 Nisan itibariyle Türkiye özellikle son beş altı yılda beş altı adet seçimli dönemi geride bırakacak. Artık önünde bir türlü hayata geçiremediği reform dönemi dediğimiz bir döneme girecek artık. Bu bizim önümüzde çok konforlu bir değişim dönüşüm alanı ortaya koyacak. Dolayısıyla bu noktada özellikle ekonomi alanında hele hele bu dengelenme dediğimiz sürecin pozitif meyvelerini önümüzdeki süreçte enflasyon alanında, faizler alanında, iktisadi faaliyetin normalleşmesi alanında kaliteli büyüme alanında, cari denge mücadelesinde sadece ve sadece destek teşvikleriyyle değil, kur politikasından vergi politikasına kadar, gümrük politikasından şuna buna birçok anlamda daha senkronize, uyumlu adımlarla Türkiye çok daha güçlü, pozitif bir bilançoyla yoluna devam edeceği bir ekonomi dönemi hızla giriyor ve girecek. Dolayısıyla gerek borsa olsun gerek para piyasaları gerek sermaye piyasaları açısından reform anlamında atacağımız adımlarla birlikte önümüzdeki dönemin, şu yaşananlar... Ağustos yaşadık geride kaldı, öbürü geride kaldı. Ama önümüzdeki hafta yeni bir süreç. Kurumlarla görüşeceğiz, Amerika’da programlarımız var, Nisan ayında IMF, G20 toplantılarımız var. Birçok açıdan baktığımızda Türkiye’yi ve potansiyelinin çok daha olumlu ve pozitif gündemle yönetilecek yeni bir süreç var. Bu sürece muhatap olan tüm paydaşlarla bu iletişim ve bu ilişkiyi önümüzdeki süreçte daha etkin yöneteceğimizi düşünüyorum.
Sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/hazine-ve-maliye-bakani-berat-albayrak-piyasalarda-surec-nnormallesti,qLALHSCzxUS6sjUVfcYe5Q?_ref=infinite