ABD: SVB hasar tespit çalışmaları, önlemler ve Fedanalizi (Dinamik Yatırım Menkul Değerler)

ABD: SVB hasar tespit çalışmaları, önlemler ve Fed…

ABD'de teknoloji ve bilişimin merkezi olan Silikon Vadisi'nin en önemli bankalarından biri olan Silicon Valley Bank (SVB), ülke tarihinin en büyük iflasını gerçekleştirdi. ABD'deki banka iflaslarının nedenlerinin bir mali krizi tetikleyip tetiklemeyeceği merak ediliyor. SVB sonrası Fed'in faiz kararını nasıl etkiler, zarar verir mi, bu iflas domino etkisi yapar mı?

SVB'nin iflasının üç ana nedeni var: sermaye artırımı yapılmaması, mevduat kaçışının hızlanması ve Fed'in faiz artırımlarının varlık fiyatlarını düşürmesi. Ayrıca düşük faiz ortamında teknoloji ve risk sermayesi yatırımcıları bundan faydalanıyordu ve SVB bu sektöre borç veriyordu. Faiz oranı arttığında, hem borç verenler hem de borç alanlar etkilenir. Nakit akışları istikrarlı olmayan bu teknoloji girişimlerinin yetersizliği de bir sorun.

Şimdi mevduatlar garanti edilmiş gibi görünüyor. Likidite sorununa karşı Fed, faiz artışları karşısında kaybedecek portföyü yeniden değerleme ile fiyatlayacak. Elbette kriz Fed'in beklentilerini de revize edebilir.

Faiz artırımlarının pozisyonlarını ve artırım şeklini tartışma içine sokan gelişmeler yaşanmakta. SVB’nin batmasına temel olabilecek sebeplerden birisi olarak faiz artışları ilişkilendiriliyor. Bu faiz artışlarının da etkisi şu iki madde üzerinden okunuyor;

• Bankanın elinde tuttuğu tahvil portföyünün faiz artırımları nedeniyle değer yitirmesi.
• Silikon Vadisi’ne, daha çok teknoloji start-up ve Venture Capital tarzı şirketlere kredi veren bir banka olması: Faiz artışlarından direkt etkilenen teknoloji sektörü, özellikle nakit akışı stabil olmayan bu tarz start-up ve VC’ler noktasında bir kredi çevrilememesi durumunun meydana gelmesi, banka likidite ve sermaye açısından zora girdi.

Bu bir anlamda 2008 Lehman Brothers krizinin teknoloji ve faiz versiyonu gibi görülebilir. 2008’deki vakanın bugünden farkı, o zaman mortgage kredilerinin geri çevrilememesi ve ipoteklenen taşınmazların hızlı değer yitirmesiyle (konut balonunun patlaması) banka varlıklarının değerinin bir anlamda çöpe dönüşmesiydi. Şimdi bu çöpe dönüşme riskine giren varlıklar, bankaların tahvil portföyü ve faiz artırımları gerçekleştikçe, piyasa faizleri yükseldikçe bu tahvillerin değeri düşüyor.

Batan bankalar kurtarılmayacak, ancak mevduatlar kurtarılacak. “Too big to fail” konusu o kadar basit değil, kurtarılsa 2008’de Lehman kurtarılırdı. Likidite ve portföy sorunlarına karşı Fed, tahvilleri piyasa değerleri üzerinden değil ihraç değerleri üzerinden değerleyecek ve kartopu etkisini önlemek isteyecek. Ancak kartopu etkisi riski halen mevcut, çünkü ABD’de irili ufaklı binlerce banka var ve bu tip krizler küçük bankalardan büyük bankalara mevduat kaçışını hızlandırıp yayılma etkisini tetikleyebilir. Zor sektörlere yoğunlaşan bankalar risk taşıyor ve yatırımların desteklenmeyeceği, banka batışlarının izleneceği açık bir şekilde ortada. Mudilerin tepkisi bu nedenle sert olabilir ve mevduat çekimleri hız kazanabilir.

Mart toplantısında Fed’in 25 mi 50 mi bps faiz artıracağı tartışması, 0 mı 25 mi noktasına evrilmiş durumda. Fed’in faiz patikasının tek belirleyicisi enflasyon olmaktan çıktı, aynı zamanda bankacılık sektörünün sermayelendirilmesi, varlık değerlemeleri ve portföy nitelikleri de önem kazandı. Bankaların yoğunlaştığı sektörler konusu önemli, Covid dönemi sonrasında dünya teknoloji start-upları ile büyüyecek dendi. Hızlı bir şekilde de tech ve game start-upları büyüme kaydetmişti. Rüzgar, finansman bacağında artık tersine döndü. Covid döneminde uygulanan çok düşük faizler, yerini artık yüksek faizlere bıraktı ve sektör artık finansman kaynağına ucuz ve kolay erişemez. VC’lerin dahil olduğu yatırım ağını düşünecek olursak buradaki yoğunlaşma ve oluşan risk, bunu görmezden gelen bir Fed var demek ki. Start-up dediğimiz zaman, daha yeni başlangıçlardan bahsediyoruz ve bunların nakit akışı başlangıçtaki yatırım etkisinden dolayı ilk zamanlarda dışarıya doğru ve pozitif nakit akışı elde edebilmeleri gerekiyor.

ABD bankacılık krizi, Türkiye açısından bir yansıma oluşturur mu? 2001’den sonra uygulanan bankacılık regülasyonu ile kuvvetli sermayelendirilen Türk bankaları (SYO eşik değer %12), birçok yurtdışı emsalinden daha iyi pozisyona sahip. Ancak olay sadece 2001 sonrası dönem değil, aynı zamanda bankaların birçok regülasyona tabi tutulduğu 2021 sonrasını da ele almak gerekli. Ticari bankalar şu anda tuttukları YP mevduat (%60 altında TL mevduatı olan bankalar tahvil almak zorundalar) ve dağıttıkları ticari ve bireysel krediler (kredilerde referans faiz oranını aşma katsayısı arttıkça %20 ve %90 oranında tahvil alma zorunluluğu var) karşılığında tahvil almak zorundalar. Bankaların mecburen aldıkları tahviller ile beraber geçen seneden beri tahvil faizleri düşmekte.

Peki, faizler ileride artırılmak durumunda kalınırsa? Bu sefer faize ters hareket eden tahvil stokunun değer kaybetme riski var. Türk ekonomi yönetimi, Merkez Bankası politika faizini düşürse bile piyasa faizleri düşmediği için manuel müdahale mekanizması devreye sokarak piyasa ve kredi faizlerini düşürmek istedi. Bankalar ya kredi çıkartmayacak, ya da tahvil almaya devam edecekler. Aktif pasif yönetimleri itibariyle bütün kredileri %18,6-20,6 eşiğinden vermeleri pek uygulanabilir değil. Mevduat maliyetlerini, TL mevduat tutma zorunlulukları nedeniyle mecburen yükseltmiş durumdalar. 3 ay vadeli TL mevduatın ağırlıklı ortalama faiz oranı 3 Mart itibariyle %27,7 (2022 yılsonu: %24,2, bir yıl öncesinde ise %17,2). Pasif taraftaki maliyet yüksek ve aktif tarafın yönetimi regülasyonlar nedeniyle daha zor.


Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
Karadeniz Tahıl Anlaşması uzatıldı - Rusya Dışişleri Bakan Yardımısı/TASS
ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI : İLETİŞİMİN DEĞERİNİN VE ÖNEMİNİN, HATIR İÇİN DEĞİL, ANLAYIŞI GELİŞTİRMEK, FARKLILIKLARI YÖNETMEYİ SAĞLAMAK İÇİN OLDUĞUNA İNANIYORUZ.
Çin Dışişleri Bakanlığı: (Biden'ın Xi ile yakında konuşmayı beklediğini söylemesi) Çin ve ABD gerekli iletişimi sürdürür
Almanya'nın 2 yıllık tahvil faizi %2.443 ile 19 Ocak'tan bu yana en düşük seviyeye geriledi
İSVİÇRE'DE ÜRETİCİ/İTHALAT FİYATLARI ENDEKSİ ŞUBAT'TA AYLIK %-0.2 (ÖNCEKİ:%+0.7)
İSVİÇRE'DE ÜRETİCİ/İTHALAT FİYATLARI ENDEKSİ ŞUBAT'TA YILLIK % +2.7 (ÖNCEKİ:%+3.3)
BoJ: Bazı bölgesel bankalar ellerindeki yabancı tahvillere ilişkin zararlarının büyüdüğünü görüyor
BoJ: Banka inceleme ve teftiş sonuçlarının paylaşılması gibi FSA ile koordinasyon daha da teşvik edilecek
BoJ: Faiz artışları ve artan global piyasa volatilitesi ışığında finansal kuruluşlar risk alma konusunda temkinli hale geldi
Facebookta Paylaş