Forex Bülteni (AlnusYatırım)

EURUSD paritesi bugün açıklanan ABD büyüme rakamı ile 1,1170 desteğinin altına geriliyor. Büyüme rakamına yönelik revizenin güçlü olması ABD ekonomisine yönelik endişeleri nispeten azalttı. Teknik olarak 1,1170 altına geçmiş olamız paritedeki geri çekilmenin devamı için kritik olacaktır.

Dolar/TL'de yatay bant hareketi korunuyor. Bugün ABD'de açıklanan büyüme rakamı pozitf olmasına karşın Dolar'daki yükseliş ılımlı kalmakta. 3,5660 üzerindeki tutunma sürdükçe parite geri çekilmede isteksiz kalabilir. Ana direnç ise 3,5790 olarak öne çıkmakta.

Ons altında Fed tutanakları sonrası başlayan yükseliş sürüyor. Tutanaklar, Haziran sonrasında ilişkin algıyı önemli ölçüde aşağı çekiyor. Bugünkü büyüme rakamının yukarı yönlü revizesi altındaki hareketi 1268'lerde sınırlasa da geri çekilmeye yönelik net bir sinyal yok. Teknik olaral 1263,5 desteği üzerindeki tutunma önemli olacaktır.

Petrol piyasası, OPEC'in arz kesintisini miktarı değiştirmeksizin sürdürmesi ile dalgalanıyor. OPEC'in bu adımı piyasada yeni bir düzen yaratmış değil ve arz fazlası sorununun çzözümü halihazırda ertelendiği için piyasa aşağı yönlü bir tepki vermiş durumda. 48,40 desteği üzerinde tutunsak da ana destek olarak 47,70 bölgesini izliyoruz.

S&P500'de Fed beklentilerindeki değişim ve bugün açıklanan büyüme rakamı yükselişi destekliyor. Fed hikayesini hatırlarsak Haziran sonrasındaki faiz artrımı beklentileri azalmıştı. Bunun borsalara pozitif yansıdığını izledik. Bugün açıklanan 1Ç büyüme rakamının da yukarı yönlü revizesini olumlu karşılamaktayız. Buna karşın ikinci çeyrek rakamlarında istenilen seviyelerde değiliz. Bu da vadeli kontrattaki yükselişi sınırlayan bir etken olmakta. Teknik olarak 2406 üzerindeki tutunma olumlu görülebilir.

Küresel borsalar düşen petrol fiyatlarından olumsuz etkilenirken, Dolar'da da Fed tutanakları sonrası düşüş sürüyor. Paritedeki ana desteklerden biri olan 110,90 üzerindeki tutunma sürse de yükseliş hareketleri hala zayıf. Kısa vadede 111.50 ve 111.95 dirençlerinin aşılması ve üzerinde kalıcılık sağlanması önemli olacaktır.

GÜNDEMDEN NOTLAR VE DEĞERLENDİRMELER


Euro Bölgesi ve ABD’de Hizmetler ve İmalat Sektörleri Ayrışıyor: PMI Değerlendirmesi

PMI Hakkında: Markit’in yayımladığı ve başta imalat ile birlikte hizmet sektörü öncü firmalarla yapılan anketler, ekonomik büyümenin de ana göstergelerinden birini oluşturuyor. Markit, anket yolu ile firmalara belirli bir ay içerisindeki siparişlerini, üretimlerini, maliyetlerindeki gidişatı, istihdamlarını artırıp artırmayacağını ve fiyat politikalarını öğrenerek PMI raporunu oluşturuyor. Endeksin 50 üzerinde olması sektörün genişlediği anlamına geliyor.

Euro Bölgesi Mayıs Ayı Raporunda İmalat Sektörü İvme Kazanırken, Hizmetlerde Daha Yavaş Büyüme Var

Euro Bölgesine ilişkin rapora göre Mayıs ayında ekonomik büyüme son altı yılın zirvesinde. Rakamsal olarak baktığımızda Mayıs ayında öncü endeks imalat sektöründe 73 ayın en yükseğinde 58,4 olarak açıklandı. Hizmetler sektörü endeksinde ise 56,4 olarak gelen endekste hafif bir ivme kaybı olsa da büyümedeki güçlü sinyal sürdürülüyor. Detaylara bakıldığında yeni siparişlerde ılımlı büyüme sürerken, imalat sektörü üretim endeksi Nisan 2011’den sonraki en hızlı seviyesinde. Benzer görünüm hizmetler sektöründe olmasa da sektör genişlemeyi sürdürüyor. Her iki sektörde de istihdam hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor

ABD Mayıs Ayı Öncü Raporda Hizmetler Sektörü Öne Çıkarken, İmalat Sektöründe İvme Kaybı var

Markit’in öncü raporuna göre ABD’de Mayıs ayı PMI rakamı 53,9 olarak açıklandı ve son üç ayın en yükseğinde gerçekleşti. Rakamsal olarak pozitif izlesek de içerik nispeten karmaşık. Euro Bölgesinin tersine ABD’de imalat sektöründe sekiz ayın en düşük büyümesi tahmin edilirken, hizmetler sektöründe ise son dört ayın en iyi performansı izlenmekte.

Alt endeksler incelendiğinde hizmetler sektöründe Mayıs ayında faaliyetlerin hızlandığı, yeni iş sözleşmelerinin yapıldığı ve daha fazla istihdam olanağı yaratıldığına ilişkin notlar dikkatiimizi çekmekte. Buna karşın imalat sektöründeki görünüm, sektörün iş faaliyetlerinin 2016 Eylül ayından sonraki en düşük seviyede olduğunu göstermekte. Bu rakamın ABD’deki seçimlerden önceki seviye olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Euro Bölgesinde iki noktayı oldukça önemli görmekteyiz. Öncelikle, geçen seneki politik endişelerin büyük çapta üstesinden gelindi. Fransa seçimleri Euro’ya ilişkin bakış açısını önemli ölçüde değiştirdi. Diğer taraftan geçtiğimiz haftalarda Almanya’da eyalet seçimlerinde Merkel’in partisinin önde gitmesi, Euro Bölgesinde politik belirsizliğin azalmasını sağlamakta. Bu aynı zamanda şirketlerin güvenlerini de artıran bir unsur. Bu nedenle Euro Bölgesinde geçen seneki Brexit şokuna rağmen daha olumlu bir büyüme trendi oluşabilir.

Euro Bölgesindeki bu gidişata rağmen ABD’de ise tersine bir seyir var. Sektör bazında da ayrışma söz konusu. Euro Bölgesinde imalat sektörü öne çıkarken, ABD’de ise hizmetler sektörünün daha canlı olduğu görrülmekte. Nisan ayına göre genel resim daha olumlu olsa da imalat sektöründeki bu yavaşlama sanayi rakamlarına da yansıyabilir ve ikinci çeyrekte ABD büyüme beklentilerini aşağı çekebilir. Asıl dikkat çeken ise ABD PMI raporundaki notlarda iyimserliğin Eylül ayındaki seviyelere gerilemesi. Bu da ABD’de Trump’ın ekonomideki canlanma etkisinin kısa sürdüğü yorumu getirebilir .

OPEC şu anda sadece şok hareketler yaratabilir. Trendi ise ABD üretimi belirlemektedir

Petrol piyasası haftaya bugün (25 Mayıs) yapılacak OPEC toplantısı öncesinde üretim kesintisinin dokuz ay daha uzatılacağı haberi ile yeniden yükseliyor. Bu tabii ki kısa vadedeki görünümü. Oysa bundan fazlası mevcut. Mevcut durumu geçtiğimiz günlerde Uluslararası Enerji Ajansından (IEA) alıntılar ile özetleyecek olursak; öncelikle OPEC’in üretim kesintisi anlaşmasına %96 oranında uyumluluk sağladığı görülüyor ki bu oran oldukça yüksek.

Her ne kadar fiyatlarda net bir yükseliş kaydedilmese de OECD ülkelerinin ham petrol stoklarrında 1 milyon varillik bir düşüş var. Bu düşüşü piyasa şimdilik dikkate almasa da ilerleyen zamanlarda konuşacağız. Gelelim ana gündeme. Yine IEA açıklamalarına göre yıl sonuna kadar ABD üretiminin 790 bin varil daha yüksek olması bekleniyor. ABD şu anda 2016 sonuna göre üretimini 360 bin varil/gün civarında artırdı ve şu anki üretimi 9,305 milyon varil/gün düzeyinde. Tarihi biraz daha geriye alıp OPEC iki ay daha öncesine gidersek, Kasım ayı başından itibaren üretimde 613 bin varillik yükseliş var. Bu da arz fazlası sorununun bir süre daha konuşulmasına neden olacaktır.


Grafikte de görüldüğü üzere petrol fiyatlarının 40 Dolar’dan toparlanmaya başladığı Temmuz ayı sonrasında ABD’de sondaj faaliyetleri ve üretiminde de artışlar görülüyor. Daha önceki yazılarımızda da altını çizdiğimiz bir nokta şu. Bunu bir soru ile değerlendirecek olursak; Arz kesintisinde ABD neden ikna edilemiyor. Bunun en önemli sebebi özel sektör varlığıdır. ABD’de üretim yapısı çok daha esnektir ve üretim artırmma düşürme kararları daha kısa sürede piyasa dinamiklerine göre (fiyat maliyet) alınabilir. Bu nedenle tüm arzı kontrol etsek bile ABD üretimine müdahale şu şartlarda söz konusu değildir.


OPEC’e. Geçen hafta OPEC’in Mayıs ayı raporu yayımlandı. Raporda görülüyor ki OPEC’in Nisan ayı üretim rakamında kısmi bir düşüş var. Buna karşın üyeler bazında baktığımızda Irak ve İran’ın üretimlerindeki düşüşe rağmen S. Arabistan üretiminde yaklaşık 49,2 bin varillik artış var. Üretim kesintisinin 9 ay daha devam etmesi, stokların azalması açısından önemli. Neden? OPEC belki bu kesinti ile belki şu anda fiyatları istediği seviyelere getirebilmiş değil fakat üretim kesintisi olmasaydı petrol fiyatını tahminlerimize göre 35 - 37 Dolar bölgesinde izleyebilirdik.

Türkiye'de Şubat Ayı İşsizlik ve Sektörel Beklentiler

TÜİK verilerine göre Türkiye'de işsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre 1,7 puan arttı ve %12,6'ya yükseldi. İşsiz kişi sayısı ise Şubat ayında 1 yıllık dönemde 676 bin kişi arttı vee 3,9 milyona ulaştı. Mevsim etkilerinden ardındırıldığında ise işsizlik oranı %11,7'ye geriledi.

Sektörel Güven Endeksleri ve İşsizlik Rakamları

TÜİK ve TCMB, aylık olarak sektörel güven endeksleri açıklıyorlar. Bu raporlarında sektör katılımcılarına çeşitli sorular yöneltilirken, istihdama ilişkin gelecek üç aylık beklentileri de endekse dönüştürülüyor. Hizmetler sektörünün gelecek üç aylık istihdam beklentileri incelendiğinde (TÜİK) Şubat ayındaki pozitif seyrin Mart ve Nisan'da da devam ettiği fakat yükselişin yavaşladığı görülmekte. Yani hizmetler sektörünün istihdama ilişkin iyimserliği azalarak artıyor. Benzer bir görünüm imalat sektöründe de kendini gösterse de Nisan ayında, sektör beklentilerindeki kırılma daha net bir şekilde negatife dönmüş durumda. TCMB'nin anketi incelendiğinde özel bir nedeni yok ve hatta genel endeksteki pozitif seyir sürüyor. Bu çerçeveden bakıldığında, işsizlik oranı için en yüksek rakamı geride bırakmış olmayabiliriz. Buna karşın Mayıs ayı itibariylle hem sektör beklentilerinde hem de istihdam rakamlarında kademeli bir toparlanma beklentisi içerisindeyiz.

ABD’de Nisan Ayında Çekirdek Enflasyon Yeniden %2’nin Altında

ABD’de Nisan ayında enflasyon aylık bazda beklentiler çerçevesinde %0,2 olarak açıklanırken, çekirdek enflasyon ise beklentileri karşılamadı ve aylık %0,1 düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamla birlikte çekirdek enflasyonda yıllık rakam 2015 yılı Ekim ayından sonra yeniden %2’nin altına geriledi. Bu düşüşü rakamsal olarak önemli bulduğumuzu belirtelim.

Verinin detayı incelendiğinde gıda fiyatlarındaki yükselişin devam ettiği, fakat Mart ayına göre fiyat yükselişlerinin ivme kaybettiğini izlemekteyiz. Enerji ürünleri genelinde ise yükseliş var ve manşet enflasyonda bu yükselişin etkili olduğunu düşünmekteyiz. Meta fiyatlarında (enerji hariç) düşüş öne çıkarken, yeni ve kullanılmış araç ile birlikte giyim kalemi de enflasyona negatif etki etmekte

Sonuç ve Değerlendirme:

Çekirdek enflasyondaki ivme kaybı PCE rakamlarınnda da kendini gösterdi fakat rakamsal olarak %2’nin altına gelinmesi piyasalar açısından Dolar negatif bir gelişme. Fed açısından baktığımızda önemli olan husus verilerde bir bozulma olduysa ya da olacaksa bunun bir trend haline dönüşüp dönüşmeyeceğidir. Mart ayındaki negatif veriden sonra Nisan’daki yükselememe sorunu iki aylık bir kırılganlığa işaret ediyor. Geçen ayki enflasyon yorumumuzda yılın ikinci yarısı için enflasyondaki düşüş beklentimizi belirtmiştik. Bu görüşümüzü koruyoruz. Hem manşet hem de çekirdek enflasyonda yılın ikinci yarısında düşüş izleyebiliriz. Fed açısından Haziran’da faiz artırımını engelleyecek bir durum yok. Her ne kadar faiz artırım beklentileri %100’den %97,5’lara gerilemiş olsa da bu olasılık hala güçlü. Bizce ana problem Fed’in Haziran’da artırıp artıramayacağı değil, Haziran’dan sonra üçüncü artırımı yapıp yapamayacağı olacaktır.

Cari Açıkta Birinci Çeyrekte %5,1’lik Büyüme

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre Mart ayında cari açık geçenn yılın aynı ayına göre 666 milyon Dolar azaldı ve 3,05 milyar Dolar olarak açıklandı. İlk üç aylık dönemde bakıldığında 8,29 milyar Dolar olan cari açık, geçen yılın ilk çeyreğine göre ise %5,1 artış gösterdi.

Verinin detayı incelendiğinde Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre dış ticaret açığındaki 0,79 milyar Dolarlık azalmanın etkisi öne çıkıyor. Cari dengede önemli bir kalem olan finans hesabında ise açığın 7,65 milyar Dolar’dan 6,48 milyar Dolar’a düştüğü görülmekte.


Değerlendirme ve Sonuç

Öncelikle aylık bazdaki düşüş olumlu olarak görülebilir fakat ilk üç aylık dönemde cari açıktaki %5,1’lik artışı negatif olarak izlemekteyiz. Çeyrekler bazındaki bu karşılaştırmada mal ve hizmet dengesinden öte finans dengesindeki değişimin negatif etkisini izlemekteyiz. Geçen yıla göre mal dengesindeki değişim %1,1 düzeyinde ve bunu önemli bir değişim olarak görmemekteyiz.

Büyük resme baktığımızda ise ana gösterge olarak takip ettiğimiz Cari denge / GSYH dengesinin ilk çeyrekte yükseeldiğini görebiliriz. Aşağıdaki grafik GSYH ve cari dengedeki gelişmelerle birlikte, TCMB’nin de önemli bir finansal istikrar göstergesi olarak izlediği (faiz koridoru politikasının, 2010’da yayımladığımız çıkış stratejisinin ana etkenlerinden biri olarak gördüğümüz) cari açık - GSYH oranıdır. Krizin ilk yansıması olarak bu oranda düşüş gördük fakat 2008 - 2012 döneminde iç tüketimi artırıcı önlemler ile cari açığın GSYH’a oranının %9,6’ya yükseldiğini izledik. 2015 yılında bu oranı %4,46 ile kapattık. IMF Nisan ayı tahminlerine göre bu oranın 2017 yılında %4,7 ve 2018’da ise %4,6 olması bekleniyor.

Sepet kurun ve faizlerin yükseldiği yakın vadede cari açığın finansmanı sorunu da daha ciddi bir boyutta. Kısa vadeli finansman araçları ile cari açığın azaltılamayacağını da görmekteyiz. TCMB, finansal istikrarı tesise yönelik aldığı kararlar ile 2012 - 2015 döneminde cari açıkta düşüş sağlayabildi. Cari açığın GSYH’a oranı olarak baktığımızda düşüş trendini olumlu izliyoruz. Buna karşın bbüyüme trendi yeniden %4-5 bandına oturduğu takdirde, bu oranın yükseleceğinin farkındayız. Çözüm; finansal dengeyi koruyacaksak faizleri, faizleri düşürmek için de enflasyonu indirmemiz gerekiyor. Mal ve hizmet dengesinde ise yapısal bir enerji açığı sorunumuz gündemde. Bunun çözümü kısa vadede mümkün olmayabilir. Buna karşın yerli ve katma değeri yüksek üretimin gerekliliğinin altını çizmeye devam ediyoruz.

Sanayi, İlk Çeyreği %2,2 Büyüme İle Kapattı

TÜİK verilerine göre Mart ayında bir önceki aya göre beklentilerin üzerinde %1,3 artış gösterdi. Üretim, geçen yılın aynı ayına göre ise %2,8 artış gösterdi. Alt endeksler incelendiğinde imalat sanayi sektöründeki %2,5’luk büyümeyi ana endeksteki büyümenin altına izlemekteyiz. Sanayi üretiminin ilk çeyrekteki büyümesi ise bir önceki yıla göre %2,2 gerçekleşti. Bu çerçevede sanayi sektörünün, Türkiye ekonomisi ilk çeyrek büyümesine katkısının 0,70 - 0,80 puan arasında olacağını tahmin etmekteyiz.

Yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere 20117 ilk çeyrek rakamları geçen yıla ve 3 yıllık ortalamalara göre aşağıda kalıyor. İyileşme sürecinde olan reel sektör güvenini inceleyecek olursak, ikinci çeyreğin nispeten iyimser olacağı beklentisi oluşabilir.

ABD’de İstihdam Değişimi Beklentiler Çerçevesinde. Ücret Artışlarında ise İvme Kaybı Var.

ABD’de BLS verilerine göre Nisan ayında tarım dışı istihdam değişimi 211 bin kişi olarak açıklandı ve beklentilerden sert bir sapma olmadığını görmekteyiz. Verinin detayı incelendiğinde ücretlerde yaklaşık %0,3’lük bir artış var. (26,12’den 26,19’a) Nisan ayı verilerini bu çerçevede olumlu bulduğumuzu belirtelim. Buna karşın önceki aya ilişkin revizelerde özellikle ücret tarafındaki ivme kaybı düşündürücü. Piyasanın fiyatlanmış beklentileri Nisan ayı verileri ile paralel seyretti.


Ücretlerdeki yükselişin ivme kaybetmesi ve geçen yılın Nisan ayına göre artışın altta kalması veriye kısmen gölge düşüren detaylar arasında. Uzun dönem işsizlikte ise önemli bir değişim dikkat çekmiyor.

Veriyye biraz daha uzaktan baktığımızda son aylarda istihdam rakamları yükselmesine karşın (Mart ayını saymazsak) ortalamalardaki aşağı yönlü seyir korunuyor. 12 aylık ortalamalara bakıldığında trend aşağı yönlü devam ediyor. Bu nedenle Fed’in tam istihdam görüşü desteklenmeye devam ediliyor. İşsizlik azaldıkça kademeli olarak ABD’nin istihdam yaratmak kapasitesi de düşüşte.

Değerlendirme: Fed memnun Piyasalar memnun
Veri ile ilgili en önemli soru, bu veriden sonra Fed’in duruşu ne olur? Fed eskisi kadar veriye kısa vadeli bakmıyor. Ta m tersine trendi izliyor. Veri bütün olarak bakıldığında Fed’i daha da şahinleştirecek ya da daha yumuşatacak, kısacası şok yaratacak düzeyde değil. Bu nedenle ABD ekonomisinin büyüme trendini koruduğunu düşünüyoruz. İmalat sektörünün katkısının azalacağını PMI ve ISM raporlarında izledik. Bu nedenle imalat sektörü katkısındaki düşüşü sürpriz olarak değerlendirmiyoruz. Veriyi Dolar nötr olarak değerlendirmekteyiz. İlk şok hareketlere karşın piyasa dengesinee ulaştığında sıfır toplamlı bir görünüm ortaya çıkabilir.


Nisan Ayı Enflasyonu Yükselişini Sürdürüyor

TÜİK verilerine göre Türkiye’de Nisan ayı enflasyonu piyasa beklentilerine yakın bir şekilde 1,31 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise 11,29 seviyesinden 11,87’ye yükseldi. Rakamın detayı incelendiğinde gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyondaki yukarı yönlü etkisi hızla devam ediyor. Açıklanan 1,31’lik rakamın yaklaşık 0,27 puanı gıda tarafından geliyor. Diğer taraftan ulaştırma grubunda da aylık %0,84’lük fiyat artışları enflasyona 0,14 puana yakın bir katkı sağlamış durumda.


Gıda Hala Enflasyonu Yukarı Çekerken Yılsonu Beklentileri İyimser

TCMB geçtiğimiz ayın sonunda (28 Nisan) 2017 yılının ikinci enflasyon raporunu yayımladı. Raporda dikkat çeken detayları hatırlarsak kur geçişkenliği ve gıda fiyatlarındaki yükselişin etkisinin sürdüğünü ve bir süre daha süreceği öngörüsü yer alıyor. Daha önemlisi ise cari yıl sonu beklentileri. Enflasyonda 4 ayı geride bıraktığımız bugüün TCMB beklentisi olan 8,5 seviyesinin %67’sini tamamladık. Yani yılın ilk yarısı bitmeden enflasyon beklentilerinin yarısından fazlası tamamlandı. Anket beklentilerinde ise bu oran %61’lerde. Yılın ilk çeyreğinde ayrıca baz etkisinin de enflasyonu yukarı çektiğini hatırlatmak gerekiyor.



TCMB açısından sıkılaştırıcı önlemler enflasyonun daha fazla yükselmemesi için talep cephesinde bir daraltma yarabilir ve kurdaki dalgalanmaları azaltarak Lira’nın daha stabil bir bölgedeki seyrini sürdürebilir. Bunu kur geçişkenliği ive ithal mal fiyatlarından izleyebiliriz. Enflasyonda eğer gıda fiyatlarını konuşuyorsak bunun çözümü para politikasında değildir. TCMB, faiz artırarak enflasyonda yükselişi sınırlayabilir ve hatta talepte bir daraltma yaratarak fiyatları baskılamaya çalışabilir. Fakat bu gıda etkisini çözebilecek yeterlilikte değildir. Türkiye’de makroekonomik sürdürülebilirliğin anahtarı enflasyondur. Enflasyonda trendi yeniden aşağı yönlü yakaladığımız noktada faizleri aşağı çekebbiliriz, sektörlerin beklentilerini iyimserleştirir, belirsizlikleri azaltabiliriz. Bu da daha yüksek büyüme ve daha düşük işsizlik demektir.


ABD’de Nisan Ayı PCE Enflasyon İvme Kaybetti

ABD’de Nisan ayında Fed’in enflasyon göstergesi olarak takip ettiği PCE enflasyonda düşüş var. Geçen hafta aldığımız zayıf büyüme rakamından sonra PCE’deki geri çekilmede, enflasyonda yükseliş trendi bozuldu mu sorusunu gündeme getiriyor. Trenddeki bozulmanın beklentilerimizden biraz daha erken gerçekleştiğini belirtelim. Henüz düzeltme olarak gördüğümüz bu veri eğer ki iki ay daha kendini sürdürürse Fed tarafında kendine yansıma bulabilir. Şu anda Fed’in cesaretini kıracak bir görünüm olduğunu düşünmüyoruz.






Alnus Yatırım Menkul Değerler A.Ş
www.alnusyatirim.com

***Raporun Tamamı Ekteki Dosyada Bulunmaktadır***

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yaatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş